Usul usul yürüyordu evine giden sokaktan. Her zaman olduğu gibi. Birbirinden orantısız bir o kadar da otantik eski taş döşemeli yolundan.RÜzgar esince tozu toprağı birbirine karışıyordu.
Yeni geçiyormuşcasına gözlemliyor ,heyecan dolu tavırları adımlarına yansıyordu.
Hava kapalı ,ha yağdı - yağacak gibiydi .Arada hafiften karanlık düşmüş sokakları, birbirlerine çarpan zıt kutuplu bulutların çıkardığı ışıklar aydınlatıyor hemen ardından gökgürültüsü ..Yada gür sesli 'Zeus 'un sesi inletiyordu kendisi gibi sessiz ve tenha sokakları.
Adımları hızlanmıştı , Zeus'un gözyaşları damla damla akmaya başlamıştı.Sürekli elinde tuttuğu mumlara bakıp onları ıslatmamak için uğraşıyordu.
Adımlar gitgide hızlanmaya başlamıştı.Hızlanan adımlar ile birlikte Zeus'un gözyaşları da .Arada bir göğe bakıp sanki teşekkür edermişcesine minnettar bakışlar bırakıyor ve sanki göğe teşekkür ediyordu.. Yağmur iyice bastırmıştı.
Evin önüne gelmiş , hızlıca cebinden çıkardığı anahtar ile kapıyı açmış evin içine dalıvermişti..Elindeki mumları hemen masanın üzerine bıraktı.Masanın üstü yarım yarım eski mumlar ile doluydu.
Hızlıca pencereden içeriye arada bir düşen şimşek ışıkları görmemek için perdeleri çekiverdi.
Evin içi zifiri karanlığa büründü.Islanmaması için büyük gayret ile yağmurdan sakladığı mumlardan bir tanesini yakıp, diğer yarım erimiş mumların yanına koyuverdi.
Yanan mumum ışığıyla birlikte kafasını soluna doğru döndürdüğünde annesiyle göz göze geldi .
-'Merhaba anne'.dedi..
Biraz soğuk bir merhaba deyiş di bu, sanki ki hiç karşılık görmedi.
Ev olduğunca dağınık, rutubetli ve de karanlıktı.
Ayağa kalkıp gezinmeye başladı 'Ezel' .
Arada bir tavana bakıyor, gözlerini kapatıp dalıp gidiyordu..
Çekmeceden bir kağıt ve kalem alıp sehpanın üzerine bırakıp , duvarda asılı olan fotoğrafları ters çevirdi.
Tekrar gelip eski tekli koltuğuna oturup bir şeyler yazmaya başlamak için kalemi eline alır almaz, ufak bir mumun aydınlatmaya çalıştığı karanlık mesken ev , 'Hades'in bile korkacağı şimşek çakması ile bir saniyeliğine apaydın olmuştu.
Kalemi bir anda bıraktı elinde .
-'Hayır anne hayır bu defa olmaz.'! deyip karanlık odada volta atmaya başlamıştı.
Kendine kendine konuşuyor,arada bir yüzünü tokatlıyor ve evin içinde volta atmaya devam ediyordu.Yağmur şiddetini arttırmıştır,artan yağmur ile birlikte 'Ezel'nde adımları hareketleri hızlanmaya başladı.
Bu hızlanma büyük bir gök gürültülü ile bir anlığına durdu.. Büyük bir sessizlik hakim oldu , şehirden tut o karanlık evin salonuna kadar..
Usul usul yaklaşıp perdenin bir ucundan kaldırarak göz ucuyla dışarıya bakıp,geri çekilmesi bir oldu .
-'İşte tam zamanı..Her yer karanlık.Kimse göremez artık beni. Sen bile anne' ! Deyip bir hışım ile diğer odaya doğru koşup, içeriden bir ip ve tabure alıp geldi.Yüzünde hafif korku var gibiydi ama haraketleri kendinden emin olduğunu gösteriyordu..
Tabureyi tamam kolonun yanına koydu .2 insan boyu kadar yukarıda bir çengel yapılmış demir parçası vardı..Uzun uzun baktı,arada bir etrafa bakıyor yutkunuyordu.
Yağmur şiddetini gitgide arttırdı..Ezel' tabure ve demir arasında git gel yapmaya devam ediyor, arada bir annesine dönüp bakıyordu.
İpi aldı eline .. Sanki her şeyi daha önce defalarca yapmış gibi ipe hiç bakmadan , yağlı urganı yapiverdi.Elleri titriyordu ama düğümü hiç bakmadan yapmıştı..
Ayağa kalkıp, yavaş yavaş adımlamaya başladı.Ayağındaki eski kunduradan olsa gerek,eski tahta zemininde katkısı ile birleşince ortaya idam sehpasına çakılan çiviye vurulduğunda çıkan ses gibiydi.. Kulaklarımı acıtıyor ve ortama korku salıyordu.Yağmur bir anda şiddetini azaltmış, zeminin sesi sanki üzerine ölüm çökmüşcesine üzerinde adımlayan adamı zor taşıyor gibi inliyordu . Elindeki yağlı urgana bakıp ,tabure ye doğru yürüdü.İlk adımı atıp çıktı tabureye.. Yağlı urganı geçirdi demir çengele.Etrafa uzun uzun bakıp, aşağı indi tabureden.Annesine doğru usul usul yürüdü.Yarım mum artık kendi etrafını bile aydınlatmayacak hale gelmişti.Sehpanın üzerinde bulunan annesinin fotoğraf çerçevesini alıp, küçük bir buse kondurdu.Birer damla gözyaşı yavaş yavaş kısa sakallı yanaklarına doğru inmeye başlamışti.O iki damla yaş uzun süredir yağan yağmurdan daha fazla ıslatmıstı dünyayı.Zeus kıskanmış olacak ki , yer yüzüne şimşeklerini yollamaya devam ediyordu.
Çerçeveyi ters çevirip duvara astı..
Ağır ağır adımlar ile taburesine doğru gelip,ilk adımı atarak çıktı.İpi alıp ince boynuna geçirdi.Yanakları iyice ıslanmıştı gözyaşlarından.Annesine son kez batı.
-'Affet beni çok yoruldum ' dedi.
Ayağı ile tabureyi itmeye başladı.Tabure tam devrilecek iken, büyük bir gök gürültülü ile birlikte ortalık kısa süreliğine Zeus'un şimşekleri ile tekrar aydınlanıp ,annesinin fotoğrafının yere düşmesiyle birlikte 'Ezel' in gözyaşları sel olup akmaya başladı.
-Anne ne olur bu defa yapma '! Bırak beni çok yoruldum dedim sana ,bu defa bana engel olma '! dedi 'Ezel'yere düşen annesinin fotoğrafına bakarak.Yine göz göze gelmişlerdi.
Boynundan urganı çıkarıp koşup aldı yerden fotoğrafı.Öpüp kokladı.. Yağmur da akan göz yaşları gibi hızlandı.
-'Hayır bunu yapmam gerek' deyip tekrar fotoğrafı ters çevirip yağlı urgana doğru zifiri karanlıkta yürümeye başladı..Devam edecek...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYKIRIŞ
Mystery / ThrillerYaşanması muhtemel olan hikayelerin yaşanmaması , Ýaşanmaması gereken olayların yaşanmasına sebebiyet verir mi ?