▪️itiraf etmem lazım, sana biraz hastayım▪️

159 33 60
                                    

bundan önceki bölümü okumayı unutmayın, peş peşe attığım için bildirim gelmemiş olabilir.

yorum atarsanız da çok mutlu olurmuşum haberiniz olsundu

yournotmychoice senin için erkenden atıyorum
-

Beni öp, sonra doğur beni.

yoongi

Aşk.

Kimine göre saçmalıktan öteye gitmeyen duygu bütünlüğü, karmaşası ki hatta içine fazla çekildiğimiz zamanlarda bir bataklıktan farkı olmayan bir duygu bütünlüğü. Yaşanması gereken olaylar her zaman yaşanırdı, bu kaçınılmaz son tümüne zarar vermese de istisnalar da gerçekti. Kader kavramı yaptığımız seçimlere göre değişir miydi ya da zaten o seçimi yapacağımız önceden belli miydi? Sevmek gibi misal, kalp seçebilir miydi kimden hoşlanacağını, onunla yaşayacağı kaderi? Benim için neydi aşk, bunu bu sıralar çok düşünür olmuştum. Özellikle belirtemediğim duygularımın canlandığı tek yer o'ydu, onun yanıydı. İnternette arattığımız ve cevabına ulaştığımız mıydı aşk bilmem lakin artık biliyordum benim için ne olduğunu. Buluştuğumuz andan beri durmaksızın bıcır bıcır konuşan, bana temas etmekten bir an bile çekinmeyen hattaki beni gördüğü an sımsıkı sarılan Jimin'den başkası değildi aşk, olamazdı.

İtiraf etmeliyim ki biraz korkuyordum çünkü Jimin'in beni ,benim gibi sevmeme ihtimali de vardı. Benim ona baktığım gibi bana bakmıyor olabilirdi, o benim için sevgili -ki sevgili diyorum çünkü o bilmese de o benim sevgilimdi- ben onun için arkadaştan fazla olmayabilirdim. Ölsem de kimseden utanmam diyen ben onunla konuşurken yanaklarımdaki allıklara engel olamıyordum, bu haldeyken nasıl söylerdim ona hislerimi?

İlk kez tattığımız duygular daha kalıcı olurlar, her defasında ilkini aratırlar.

''Sıkılmıyorsun değil mi benden yoongişim?'' Bana o hafta okulda yaşadığı her şeyi her detayına kadar anlatmaya çalışan Jimin'den nasıl sıkılabilirdim ki, anlatırken değişen ruh halleri ve mimikleriyle tam yanımda öpülesi duruyordu, kelimenin tam anlamıyla öpülesi. Başımı sallarken ''hayır,'' demiştim, ''senden nasıl olur da sıkılırım.'' soru cümlesi olmadığını ikimiz de biliyorduk. İstediği cevabı almış gibi omuzlarını geri savurmuş dişlerini göstermeden ufak bir tebessüm bürümüştü dudaklarını, alnına dökülen saçlarını iki eliyle arkaya doğru taramış pürüzsüz alnını ortaya çıkartmıştı. ne denirdi ki Park Jimin çok güzeldi.

...

''İlerideki sokaktan döndüğümüzde varmış olacağız evime, inan çok heyecanlıyım. Hem seninle olduğum için hem de evime geldiğin için aslında biraz da meraklıyım açıkçası, odam seninki kadar sade olmadığı için biraz şaşırabilirsin. Ortaokuldan sonra eve pek uğramadığım için odamı değiştirme gereği de duymadım ve bilirsin ya 10-13 yaş aralığı bir genç için en büyük travmalardan biridir.'' cümlesinin sonunda nefeslenip tekrar konuşmaya başlayacağı sırada onu durdurmuş ve bir sorun olmadığını dile getirmiştim.

''Bu kadar telaşa gerek yok gerçekten Jimin, zaten yeteri kadar gergin hissediyorum, yemin ederim seninle alakalı değil, bir de senin gerilmen beni biraz anlarsın ya...'' Başını salladı Jimin anladığını ifade eder biçimde. ''Gerilmeni anlıyorum ailem olabilir sebebi, çünkü ben de size ilk geldiğimde senin gibi hissetmiştim ama'' demişti uzatarak ''alıştım sana yani size.'' . Taşımasına gerek yok diye neredeyse yalvardığım kıyafetlerimin olduğu çantayı zor bela benden almıştı. Bir kolunda çantam diğer kolunda da ben yürümeye devam ettiğimiz yol yaklaşık 3 katlı bir apartmanın karşısında durduğumuzda sonlanmıştı. Demir kapıdan geçtiğimizde sadece bir kat ve ardından koca harflerle yazan hazır olmadığı kendini belli eden bir 'hoş geldiniz' yazısı karşılamıştı beni, gülümsemiştim. ''Annem şu an iştedir büyük ihtimal, babam zaten 2 aydır gemide o yüzden birkaç saatliğine yalnızız. Sana göstermek istediğim şeyler var.'' açtığı kapıdan içeri girmiş eline aldığı ayakkabılarını dolaba yerleştirirken konuşmuştu.

ne güzel yerlerin var |yoonmin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin