thirteen

244 33 6
                                    

Chanyeol'un anlatımından

Başımı geriye yasladım ve nefeslendim. Kendimi kötü hissediyordum. Tüm gün Baekhyun'u görmemiştim.

Bugün aşırı sıkışıktı. Nefes alacak bir boşluğum bile olmamıştı. Bana doğru yaklaşan ayak seslerini duydum. "Sevkiyat tamam." Dedi Sunmi yanıma geldiğinde. "Tamam, bir sorun çıkmadığına göre geri kalan şeyleri halledebilirsiniz herhalde. Gidiyorum ben." "Nereye gidiyorsun?" Diye sordu ayaklandığım da.

Güldüm bu dediğine. Karşısına geçtim. "Soru mu soruyorsun yoksa hesap mı?" Sunmi yutkundu. "Soru." "Sevgilimin yanına gidiyorum." Diye mırıldandım yüzüne dikkatle bakarken.

Yutkundu. "Sevgilin mi?" Diye sordu. "Evet." Diye mırıldandım. Bir şey demesini beklemeden yanından geçtiğim de tuttu bileğimi. Dişlerimi birbirine bastırdım. "Hayatında biri olduğunu bilmiyordum." "Öğrendin şimdi. Bırak bileğimi."

"Chanyeol, ben" "sen ne Sunmi? Seni yanıma aldıktan sonra bir kaç kez yattık diye kendini özel biri mi sandın yoksa? Sana defalarca söyledim. Devamı olmaz dedim. Umut etme dedim." Boğazını temizledi Sunmi. "Kusura bakma. Ben, anladım şimdi."

Bileğimi çektim ve hızlı adımlarla ayrıldım mekandan. Dün sabah uyandıktan bu yana pek uyuyabildiğim söylenemezdi.

O yüzden bu kadar huzursuzdum. Bir de Baekhyun'un o halini gördükten sonra farklı hissetmiştim kendimi. Kabusları, benim gördüklerime benzer şeyler olabilir miydi?

Ne görmüştü de bu kadar üzülmüştü? Sorsam da cevaplamamıştı. Açık açık anlatmak onunla bunu konuşmak geliyordu içimden.

Yine de frenliyordum kendimi. Bana hala tam anlamıyla güvenmediğini biliyordum. Bana tam anlamıyla teslim olana kadar bunları konuşmayacaktım.

Telefonu tutacağa koydum ve aradım Baekhyun'u. Arabayı çalıştırdığım sırada cevapladı telefonu. "Chanyeol-ah." Dudaklarım hızla kıvrılırken sırtımı koltuğa yasladım. "Bebeğim, naber?"

"Ah iyiyim, sen?" "Yorgunum. Çok yoğundu bugün. Sana geliyorum." Bir kaç tıktırtı geldi arkadan. "bana mı geliyorsun?" "Evet, müsait değil misin yoksa?"

"Yani pijamalarımı değiştireceğim yalnızca." Güldüm bu dediğine. "Hiç değiştirme. Her halini görmek istiyorum. Birlikte uyuduk zaten daha önce. Ne olacak?"

"Bir şeyler söyleyeyim mi? Evde yiyecek bir şey yok." "Ben alır öyle gelirim uğraşma sen." "Hayallerimin sevgilisi." Güldük ikimizde. "Yoldayım şimdi, kapatıyorum. Görüşürüz güzelim."

"Görüşürüz Yeol~" telefonu kapattım ve sevdiğim bir pizzacının önünde durup iki büyük pizza ve içecek aldım. Arka koltuğa koyduğumda güldüm kendi kendime. Baekhyun benim normal yanımdı.

Onun yanında kendimi normal bir genç gibi hissediyordum. Uyuşturucudan da silah işlerinden de haberi yoktu. Sehun ile yakın zamanda konuşmayı planlıyordum. Çok şey bilmiyor olsa da bazı şeyleri bildiğine emindim.

Ben anlatmadan Baekhyun'a bir şeyin anlatılmasını istemiyordum. Evin önüne park ettim ve pizzaları da alarak indim arabadan. Ceketimi arabada bırakmıştım. Bu gece burada kalmayı planlıyordum.

Gerilen kaslarımı esnetirken ilerledim. Baekhyun hayatıma girdiğinden bu yana hiç seks yapmamıştım. Ona neden sadık kaldığımı bile bilmiyordum.

Yalnızca onu istiyordum. O beni tam anlamıyla isteyene kadar bekleyecektim.

Kapıyı çaldım ve bekledim. Saniyeler sonra açıldı kapı. Üstündeki tatlı turuncu sweatshirtü ve eşofmanı ile karşımdaydı. "hoş geldin." Diye mırıldandı kapıya başını yaslarken.

Poşetleri kaldırdım. "Bayılacaksın." Pizzaları gördüğünde büyükçe gülümsedi. "Aman tanrım Chanyeol." Poşetleri elimden aldığında belinden tuttum ve çektim kendime. Kapıyı kapatıp sırtımı kapıya yasladığımda baktı gözlerimin içine. "Özledim." Diye mırıldandım kendimi tutamazken.

Burnunu ağırca sürttü burnuma. "Bende seni özledim." Diye cevapladı dudaklarında içimi hoş eden bir gülümseme oluşurken. Hızla kavradım dudaklarını. Amacım küçük bir öpücük olsa da dillerimiz buluştuğunda sertçe bastırdım kendimi ona.

Baekhyun elindeki poşeti umursamadan yere bıraktığında çıkan sese aldırmadık. Kolları sıkıca sarıldı boynuma. Öpüşlerimiz her saniye daha da derinleşirken zorlukla ayrıldım.

"Seni ne zaman öpsem ellerindekiler düşüyor bebeğim." Güldü bu dediğime. Omuzuma küçük bir vuruş verdi. "Dalga geçme benimle."

Dudağının yanına küçük bir öpüş verdim. "ah geçer miyim hiç?" Yerden poşetleri aldım ve Baekhyun'un elini tutup salonuna çekiştirdim onu.

Pizzaları masaya bıraktığım da döndüm ona. "Bir şeyler izlemeyi sever misin yerken?" Başını salladı hızla. "Tamam, film açalım o zaman."

Hızla gitti ve iki tabak ve bardak getirdi mutfaktan. "Sen pizzaları tabağa koy, bende film açıp battaniyemizi alayım odamdan." Hızla yaklaştı ve öptü yanağımı. "Dolapta soju var, onu da getiriyorum." Koşar adım yanımdan ayrıldığında gülümseyerek baktım arkasından.

Bana iyi gelen tek kişiydi. Nasıl yaptığını bilmiyordum. Zamanında bir çok kişiyle denemiştim. En azından yatakta, ama rüyalarımda aldığım zevki bile anlamamıştım hiç kimsede.

Bu yüzden onu çok istiyordum. Gerçekten rüyalarımda ki gibi mi hissettirecek, merak ediyordum.

Ona benzeyen bir çok kişi ile denemiştim ama olmamıştı. Onu öptüğümde hissettiklerimi bile hissedememiştim. Tabakları hazırladım ve Baekhyun'un film seçmesini beklerken oturdum L koltuğa.

Baekhyun yanıma geldiğinde sehpada duran tabağı kucağına koydum. O iyice bana yaklaşırken omuzuma yasladı başını. Titrek bir nefesle çektim kokusunu içime.

Baekhyun beni huzurlu bir ruh haline sokabilen tek kişiydi.

Fantastik bir film açmıştı. Normalde pek film izleyen biri olmasam da bu iki saatte hem pizza yemiş hemde sessizce film izlemiştim. Baekhyun filmin başında omuzuma yaslanmışken şimdi göğsümde uzanıyordu adeta.

Film bittiğinde hızla uzandı ve durdurdu laptoptaki filmi. Bana döndü gülümseyerek. "Nasıldı?" "Boynumu koltuğa yaslamış ona bakıyordum. "Güzeldi." Diye mırıldandım. Güldü, "mayışmış gibisin Chanyeol-ah." Bana yaklaştığında belinden destek oldum ve çektim onu kucağıma. "En son seninleyken uyuyabildim." Bakışları dikkatle yüzümde gezindi.

Kararmış olan göz altlarımı okşadı baş parmağıyla. Hem uykusuzluk hemde uyuşturucadan cildim genellikle soluk görünürdü. Umursamıyordum.

"Saçların, onları boyatacağını düşünmüştüm." Güldüm hafifçe. "Yoksa beğenilmiyor muyum?" Başını olumsuzca salladı hızla. "Ah öyle demek istemedim."

"Şaka yaptım." Diye mırıldandım. "Zamanım olmadı, yarın dönerim siyaha." Başını salladı hafifçe. "Anladım."

Göz altımı okşayan parmağı ağırca indi okşadı alt dudağımı. Kucağımda oturuyordu ve alt dudağımı okşuyordu. Onu deliler gibi isteyen bir adama yapılmaması gereken her şeyi yapıyordu.

"Tehlikeli sulardasın." Diye mırıldandım ellerim belini okşarken. Hafifçe yaklaştı ve sıcak nefesini hissettim dudaklarımda. "Chanyeol, beni istiyorsun değil mi?" Sorusu ile yutkundum. Çok istiyordum.

Kendimi ağırca sürttüm kalçalarına. Hissettiği sertlik ile yutkundu. "Her zaman." Diye mırıldandım. Gülümsedi, kalbim hızlandı.

"Yatağım tek kişilik, biraz zor olacak." Cümlesi biter bitmez yaklaştı dudaklarıma. Onu hızla karşılarken inledim ağzına doğru. Kalçasını hafifçe oynatırken en sert öpüşünü veriyordu bana.

Baekhyun adeta yanıyordu. Ve beni de yakacaktı.

Biz bu gece o odayı cayır cayır yakacaktık.


Heheh smut ve geçmiş bir sonraki bölüm~

Another life/ChanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin