23 | Çakalların Yemi

808 72 140
                                    

Aynadaki yansımasına baktı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Aynadaki yansımasına baktı.

O lanetli olayın üzerinden neredeyse iki hafta geçmişti. Sağ gözünü kapatınca her şey yok oluyor, nesnelerin üzerine karanlık çöküyordu. İnsanı korkutan bir histi. Görme yetisi en mükemmel olduğu zamanlarda körlerin mutlak bir karanlık gördüklerini düşünmüştü.

Gerçek ise çok daha acıklıydı. Karanlık veya beyaz değildi hiçbir şey. Sadece sol gözüyle dünyaya dair mutlak bir boşluk onu karşılıyordu.

Baş parmağıyla yaranın üzerinden geçti. Gözü baştan aşağı bir bıçakla kesilmiş gibiydi. Pomfrey ona izin hep orada kalacağını söylemişti. Acınası görünen iz kaşının üzerinden başlıyor ve gözünün bittiği yer kadar devam ediyordu. Yara yüzünden kaşının ortasındaki bir kısım çıkmıyordu. Tuhaf bir şekilde bu görüntüyü ona Sovyet'lerdeki serserileri hatırlatıyordu. Küçükken onlar gibi görünmeyeceğine yemin etmişti oysa ki.

Sol gözündeki iris ise beyazlamaya başlamıştı. Sanki biri oradaki ela rengini çekmiş, gözünü ak bir süt deniziyle doldurmuştu. Aleksei'ye göre kesinlikle mide bulandırıcıydı.

Lavabodan çıkıp yatakhaneye geri döndü. Kimsecikler odada yoktu. Ryan neredeyse iki haftadır ortalıklarda görünmüyordu. Aleksei çocuğun, başına gelenlerden haberi olup olmadığını merak etti. Bir yerlerde sürekli içip sızıyor olmalıydı.

Yatağının üzerine koyduğu ceketini aradı. Bir gözünün görmemesi tahmin etmediği gibi çok şeyi değiştirmişti. Tüm derinlik algısını kaybetmişti. Bir şeyleri ararken olmadık bir şekilde zorlanıyordu. Merdivenleri inip çıkmak ona ölüm gibi geliyordu.

Koyu yeşil ceketini sonunda bulduğunda elini cep gözüne attı. Sigarasını çıkarırken yatakhanenin kapısı çaldı. Şaşkınlıkla kapıya baktı, yatakhenelerinin kapısı pek nadir çalardı. "Gel." dedi sigarayı ağzına koyarken.

Rabastan Lestrange içeri girdi. Sıkıntılı bir bakış attı genç adama. "Berbat görünüyorsun."

"Bilmediğim bir şey söyle."

"S*ktir." diye mırıldandı Lestrange. "Gözünden bahsetmiyorum. Sadece... günlerdir uyumamış gibisin."

"Kabus görüyorum." diye açıkladı ona Aleksei neden açıkladığını bile bilemeden. "Şu saat kulesini devirme olayından sonra bugün cezalısınız sanıyordum."

"Birazdan, Filch'in yanına gideceğim. Hogsmaede'e gidecek misin?"

"Bugün pek gidesim yok." dedi Aleksei. Rabastan ile bu konuşmayı bile neden yaptıkları hakkında hiçbir fikri yoktu ama bu aralar canı hiçbir şekilde düşman edinmek istemediği için çocuğu bozmuyordu.

"Waldens seni tek bırakmaz sanmıştım."

"Kütüphanede o." dedi Aleksei. "Her şeyi düzeltmek için yol falan arıyor. Ona yapmamasını söyledim ama..."

Song Of Crows | Regulus BlackHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin