0.2

222 26 20
                                    

Merhaba, ben Alin Karaca. İstanbul'un pek bilinmeyen bir semtinde yanlız yaşıyorum. Ailemden uzağım, ailem sayılacak arkadaşlarım dahi yok.

İnsanlarla iletişim kurmak sevdiğim şeyler arasında değildir. Kitap okumayı severim, kitaplarımın içindeki dünyaya gömülmeyi severim. Karakterlerin yaşadıkları dünyayı hayal ederim bazen, düşünüyorum da onların yaşadığı hayatlar yazarların ruh haline, yaşadıkları olaylara bağlılar. Ben birine bağlı olmayı sevmem fakat hayattan da yeterince zevk alamam. Çünkü bunu yapabilmem için bir sebebim yok.

Eğer bir sebebim olsaydı hayatımın ne türlü değişeceğini hayal ediyorum bazen, mesela bana değer veren bir arkadaşım olsaydı, beni seven birisi olsaydı. Hayatı ben de severek yaşardım. Ancak etrafınızda size değer veren hiç kimse olmayınca böyle olmuyor bu.

Gece yatağıma girmeden önce yeni aldığım günlüğüme bu satırları yazarken uyuyakalmışım. Gece 02.41'de aldığım mesajların bildirim sesi ile kalktım. Bu da neydi ki böyle? Bilinmeyen bir numaradan gelen bir mesaj, bana ışığım olacağını söyleyen bir dizi kelime.

Başta ciddiye almayarak işletildiğimi düşündüm. Ama biraz düşününce amacı şaka yapmak olan birinin bu kadar ciddi kelimeler yazamayacağını düşündüm. Senelerdir ailemden bile mesaj almıyordum. Şimdi ise bilmediğim bir numaradan benim ışığım olmak istediğini söyleyen mesajlar aldım. Bu mutluluk vericiydi bir açıdan da, belki doğru söylüyordur. Belki de öyle olacaktır? (03.06)

Sabah uyandığımda hemen telefonumu kontrol ettim. Tahmin ettiğim gibi ondan mesaj gelmişti.

"0505***: İlgini çekmeyeceklerle uğraşmayacağını bilecek kadar iyi tanıyorum seni.

0505***: Peki ya sen?

0505***: Sen kendini ne kadar iyi tanıyorsun?"

Cevap olarak şöyle yazdım;

Alin: Kendimi yanlızlığımın boyutunu bilecek kadar iyi tanıyorum.

Alin: Madem beni o kadar tanıyorsun.

Alin: Benimde seni tanımam gerekmez mi?

Alin: Bana kendinden bahseder misin?

0505**: Ben de bunu sormanı bekliyordum.

0505**: Adım Kerem, son on saattir seninle konuşmak ise sevdiklerim arasında.

        '0505** kişisi, Kerem adıyla kaydedildi'

Alin: Alin ben de, gerçi zaten biliyorsun değil mi?

Kerem: Evet, biliyorum.

Kerem: İsminin anlamını biliyor musun?

Alin: Hayır, güzel bir anlamı olduğunu sanmıyorum.

Kerem: Dolunay demek.

Kerem: Ama ay kendi başına parlayamaz.

Kerem: Parlaması için bir ışığa ihtiyacı vardır değil mi?

Alin: Evet vardır.

Alin: Ama bu ışığın karanlığı aydınlatacak kadar gücü varmıdır ?

Kerem: Emin ol ki bahsettiğimiz ışıkta o güç ve sevgi var.

Kerem: Şüphen olmasın.

Alin: Sevindim buna.


         *Bunu da yazarak telefonumu kilitledim*

Telefonumu elime alarak yatağımdan kalktım ve doğruca mutfağa gittim. Kahvaltımı hazırlamaya başladım. Genelde kahvaltılarımda pek fazla yemezdim. Ancak bugün normalden daha fazla yiyecek kadar aç hissediyordum. Basitçe bir kahvaltı hazırlayarak masama oturdum. On dakika içinde kahvaltım bitmişti.

Masamı toparlayarak bulaşıklarımı yıkadım. Vakit kaybetmeden odama geçtim. Üzerime bej rengi bir sweatshirt altıma ise gri eşofmanımı giydim. Siyah saçlarımı da tepeden bir at kuyruğu yaptım. Rafımdan arabamın anahtarını alarak otoparka indim.

Arabamı park ettiğim yeri bulmamla arabamı çalıştırmam bir oldu. Zaman kaybetmeden otoparktan çıkıp yola koyuldum. Eskiden sık sık yanlız kalmak için gittiğim fakat pek fazla kişinin yanından bile geçmediği o dereye gidiyordum.

Evimle oranın mesafesi fazla olduğu için neredeyse bir saatimi yolda geçirdim. Başında tabela bulunan o kavşağı görünce sola saptım. Ve işte buradaydım. Arabamı dikkatlice park edip indim. Su seviyesinin her sene yükselip alçaldığı için su altında kalmaya yüz tutmuş o ağaca baktım, seneler önce devrilmişti. Temiz olan yerini gözüme kestirip oturdum.

Ve son iki gündür başımdan geçenleri düşünmeye başladım. Belki de o gerçekten bana iyi gelecekti. Ya da hayatımı tamamen mahvedecekti. Herkes birinci şansı hakederdi. Ama o hakediyor muydu? Henüz onu tanımıyordum ama eğer dedikleri doğruysa ve sözünde duracaksa hayatımda büyük değişimler olacağı çok açıktı. Peki ben ne yapmalıydım?..

İkinci bölümümüzü 567 kelime bitiriyoruz. Sevip sevmediğiniz hakkında hiç bir fikrim yok. Umarım güzel yazıyorumdur ve beğeniyorsunuzdur. Yeni bölüm yarın ve ya diğer gün gelecek. Bölümü yazarken bana destek olan atessizvaris 'e sonsuz teşekkürler :')

Gecemin Işığı || TEXTİNGWhere stories live. Discover now