ANLAŞMA

2

Medya: Ayaz leonar

Koridorda giydiğim topukluların sesi
yankılanırken ben sadece kulağımda ki kulaklıktan gelen komutları dinliyordum.

"Saat 9 yönünde ki adam Kıraç Aslan.
Ayaz'ın sağ kolu. Yedikleri içtikleri ayrı gitmez. Kardeş gibiler.. "

Verilen bilgileri dinlerken kafamı saat 9 yönüne çevirdim. Gördüğüm sima tamda Ayaz leonar'ın sağ kolu olabilecek tipten di..

Boyu muhtemelen 1.80 civarlarındaydı. Esmer aynı zamanda kumral karışımı bir şeydi. Saçları ne uzun ne de kısaydı. Vücuduna bakılırsa gerçekten uzman bir eğitim aldığını fark ediyordum.

Kafamı geri öneme çevirdim ve dinlemeye devam ettim.

"Ayaz henüz şirkete giriş yapmadı. Ama yapması yakındır. Unutma sen oraya iş bulmak için gelmiş sıradan bir insansın sadece. Dikkat çekmelisin. Nasıl yapacağın sana kalmış fakat dikkat et. Sıradan bir adam değil ve herkes farkında. Kolay kolay gülmez, sadece iş odaklı bir insan. Yani bildiğimiz kadarıyla.. "

Koridorda yürümeye devam ederken sonunda danışmanın yanına gelmiştim. Burda sergilediğim tavırlara dikkat etmeliydim. Ben bir avukattım ve Ayaz beyin avukatı olmaya gelmiştim.

"Merhaba.. " Diye seslendiğimde danışman kadın bana döndü.
Yüzüne bir gülümseme takıp benim gibi cevap verdi.

"Ee ben Ayaz beyle görüşmeye gelmiştim de Avukat aradığını söylemiş hukuk bürosuna ve beni yönlendirdiler."

"Aa evet haberim var ama henüz kendileri gelmedil-"

Kadının sözünü bölen arkamda duyduğum sesti.

"Odama al. "

Duyduğum sesle birlikte arkama dönerken içeriye giren adam kapıyı arkasından açık bırakmıştı.

"Ayaz leonar giriş yaptı. Dikkatli ol. "
Kulaklıktan gelen sesle bir an irkildim. Onları unutmuştum.

Ayaz'ın arkasından bende odaya girdim. O koltuğuna oturmuş bir dosyaya bakıyordu. Muhtemelen benim dosyamdı. Değiştirdikleri dosyamdı.

"Elena Vural. 24 yaşındasın. İstanbul üniversitesi mezunusun falan filan boş. " Diyip dosyayı kapattı.

Kafasını kaldırıp benimle ilk kez göz teması kurdu. Önce biraz yüzüme baktı. Daha sonra baştan aşağıya vücudumu Süzdü ve tekrar yüzüme baktı.

"Bana neden seni seçtiklerini söyle. Koskoca hukuk bürosundan bir avukat rica ettim ve bana 24 yaşındaki bir çaylak mı gönderdiler? "

Gözlerim şaşkınlıkla açılırken içimde ki öfkeyi dindirmeye çalışıyordum.
Nasıl böyle aşağılayabilirdi beni?
Ayrıca 24 yaşında olmam çaylak olduğumu göstermezdi.

"Pardon anlayamadım? Neye vararak kurdunuz siz şimdi bu cümleyi? Benim yaşımla işimi nasıl yaptığımın ne alakası var?"

Derin bir soluk alıp gözlerini kırpıştırdı. Gözleri gözlerime dikkatlice bakarken aklından geçenleri merak ediyordum.

"Öncelikle Avukat benimle nasıl konuştuğuna dikkat et. Muhtemelen seni seçtiklerine göre bir bildikleri vardır diyor ve şimdilik bu konuyu kapatıyorum çünkü önemli bir işim var ve Avukata ihtiyacım var. Otur lütfen. "

Bu konuyu daha sonra açacaktı bundan emindim. Daha fazla üstelemeyip koltuğa oturdum.

"Öncelikle Elena sana kurallardan bahsetmek istiyorum. Sınırlar..
Sınırlara herkes gibi sende uyacaksın. Benimle gereksiz konuşup samimiyet kuramassın. İşime önem veren bir adamım ve kaybetmeyi hiç sevmem.
Saygıda kusur etmeyeceksin. Sıradan bir avukat değilsin. Benim avukatımsın bundan sonra. Seninle özel şeyler paylaşıcam belki de bu yüzden sözleşme imzalamak zorundasın. Bilgilerin sızdırıldığı, yayıldığı, ifşalandığı bir durum söz konusu olursa bedeli çok ağır olur.. "

Onu pür dikkat dinliyordum. Gerçekten denildiği gibiydi. İşine önem veren bir adamdı.
Gözlerini tekrar vücudumda gezdirdi ve konuştu.

"Ayrıca şirketimde bir giyinme kuralı var. Siyah ve beyaz. Buna da uyarsan sevinirim. "

Kaşlarımı çattım. Bu kadarı da fazla değil miydi?

"Yok daha neler Giyimime kimse karışamaz. Buna hakkınız yok. "

Sesim ciddi ve sert çıkmıştı. Gerektiği yerde tavrımı elbette koruyacaktım.
Onunda kaşları çatıldı ve ayağa kalktı. Onunla beraber bende kalktım.

"Avukat avukat avukat. Hala anlayamadın mı? Burda ben ne istersem o olur ve buna katlanmak istemeyenide zorla tutmuyorum.. "

Masanın etrafından dolaşarak tam karşımda durdu. Boy farkından dolayı biraz edildi ve devam etti.

"Bak kapı orda."

Eğer burda görevde olmasaydım nasıl gidiliyor gösterirdim ama şuan olmazdı ve lanet olsun ki geri adım atmak zorundaydım.

"Özür dilerim efendim. Tabii bu kuralada uyarım. "

Yüzünde tatmin olmuş bir ifade yerleşirken masanın üzerinden bir dosya aldı ve elime verdi.

"O zaman son bir şey soruyorum avukat. Cesaretli misin? "

Soruya vereceğim cevap çok açıktı. Cesaretli olmasam burda ne işim vardı?

"Elbette."

"Güzel o zaman dosyası oku imzala ve resmi olarak avukatım ol. Benim avukatım. "

Onun avukatı..

Ya da onun yanına sızmış bir casus?

Kalktığım koltuğa geri oturarak dosyayı okudum. Okuduklarım zâten tahmin ettiğim şeylerdi. Ben şirketin avukatı değildim. Onun avukatıyım. Belki de karanlık işlerinden aklanması için tutuğu avukat..

Lakin tahmin etmediğim bir şey vardı.
Son ve en önemli madde..
Kaşlarım havaya kalkarken onun sesini duydum.

"Ne o? Cesaretin uçup gitmişe benziyor. "

Ona bakıp daha sonra tekrar son maddeyi okudum.

-Herhangi bir bilgi sızdırılma, gizlilik ihlali, ihanet türünden oluşan suçların mutlak tek sonucu vardır.
"Ölüm"

***
Aman amannn nerelere geldikkkk.