hüngür hüngür ağladım senin alacağın olsun

149 18 78
                                    

On yıl önce

"Oğlum, bari bir şeyler yeseydin!"
Annem ayakkabılarımı giyinirken bana
sesleniyordu.

Şu an kaybedecek hiç vaktim yoktu şayet
yeterince geç kalmıştım. Bu yüzden annemi duymazdan gelip önümdekiyle ilgilenmeye devam ettim. Sağ ayakkabı bağcığımla işim bittikten sonra soldakine geçerken kolumdaki en sevdiğim Disney filminin karakteri bulunan saatimi kontrol ettim.

Saat sekizi çoktan geçmişti! İçimden
'Tanrım lütfen Heeseung da uyuyakalmış
olsun' diye dua etsem de bunun asla
olmayacağını biliyordum, o her zaman tam vaktinde gelirdi.

Aceleniz olduğu zamanlarda bağcığınızın
bağlanmama gibi kötü bir huyu vardı, bu
yüzden onu özgür bırakmam için elinden
gelen her şeyi yapan sol bağcıklarımı
ayakkabının içine öylece sıkıştırdım.
Annem hâlâ söyleniyordu.

"Sunghoon bir gün düşüp bayılacaksın
bir yerlerde, baban da seni dayaktan
bayıltacak."
Her gün söylediğim o yalanı tekrarladım,
"Aç değilim ben!"
Cümlenin yarısından çoğunu duyduğu muallaktı çünkü kapıyı çoktan kapatıp
koştur koştur parkın yolunu tutmuştum. Şu an ulaşabileceğim maksimum hızdaydım, rüzgar yüzüme hiç olmadığı kadar sertçe çarpıyordu.

Babam arabaların geçtiği yerde böyle
koştuğumu görse deliye dönerdi kesin. Ama onun sinirlenmediği bir şey yoktu zaten.
O gün kızacağı hiçbir şey yapmamış bile
olsam yine bir şeyler bulurdu. Özellikle de görünüşümden nefret ediyordu. Kestirmeyi asla kabul etmediğim uzun saçlarım yüzünden bir kıza benzediğimi düşünüyordu, beni kız sanan arkadaşlarına açıklama yaparken küçük
düşmesinin tek nedeni benmişim, öyle
diyordu.

Bazen keşke Heeseung'ın babası gibi
olsa diyordum. Yanlış anlamayın, Heeseung'ı
kıskanmıyordum. Aksine onun her şeyin
en iyisine layık olduğunu biliyordum, o
bu kadar iyiyken ailesinin kötü olmasını
bekleyemezdiniz zaten.

Babası her hafta sonu Heeseung ve abisi
Minho'yu gezmeye götürürdü. Bir keresinde bana babasının ona hiç vurmadığını bile
söylemişti! Oysa annem her babanın
çocuğuna vurduğunu, bunun için ağlamak yerine babamın bana verdiği cezanın kıymetini bilip bundan ders çıkarmamı söylemişti.

O gün anneme inanmayı bıraktım.

Biraz soluklanmak için buluşma yeri
olarak belirlediğimiz favori parkımızın
birkaç sokak ötesinde durdum. Başım fena halde dönüyor, ben dursam da kalbim hâlâ koşmaktaymış gibi hızla atıyordu.

Ayrıca mideme de kaynağının açlık olduğunu düşündüğüm kramplar giriyordu. Acaba şu
yemek meselesini bir düşünse miydim?
Saatimi kontrol ederken bu kadar yolu
yalnızca dört dakikada aştığımı gördüm.
Doğru mu görüyorum diye birkaç
kere gözlerimi kırpıştırdıktan sonra
gördüklerimin gerçekliğinden emin oldum.

Bu yeni rekordu! Hemen kaldığım yerden devam etmeli ve parkta beni bekleyen
Heeseung'a bundan bahsetmeliydim. Kesin çok
sevinecekti.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 04, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Aşığın olamaz tenim.  ||  heehoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin