Öncelik olarak karakterler hakkında bir takım bilgiler vermek istiyorum. Bazı karakterlerin yaşlarında değişiklikler yapmak istedim.
Lo'ak: 16
Neteyam: 17
Tsireya: 15
Kiri: 15
Ao'nung: 17
Tarya(biz): 16
Karakterin geçmişi kısaca:
Babası klan içinde hor görülen bir tip ancak güçlü bir savaşçı ve annesi sevilen saygı duyulan nazik biri. Annesi doğumunda hayatını kaybeder ve babasıyla yaşamaya başlar. Yaklaşık 4-5 yaşlarında babası resifin dışında balık tutarken başka bir balık tarafından saldırıyo uğrar ve hayatını kaybeder. Babası Şef Tonowari'nin yakın bir arkadaşı ve savaşçısı olduğu için Şef çocuğun bakımını üstlenir ancak Ronal Tarya'yı pek benimseyemez ve bu duruma hoşgörülü yaklaşmaz. Her ne kadar kendi çocuğu gibi büyütmesi gerekse bile her zaman mesafeli ve soğuk davranır. Tsireya ve Ao'nung ile büyür. Tsireya ile samimi ve içten bir ilişkisi vardır. Ao'nung ile sürekli küçük tartışmaları olsa da yeri geldiğini birbirlerini koruyup kollarlar.*Tarya'nın Gözünden*
"Ugh Ao'nung git başımdan!" Aptal. Sabah sabah ne gürültü bu. Kesin Ronal'ın beni çağırdığını falan söyleyecek. İş falan kitleyecektir yine. Keşke annem buraya olsaydı. Belki aile sevgisinin eksikliğini bu kadar hissetmezdim. Tonowari onlara her ne kadar anne-baba dememi istesede hayır, bunu yapamam. Her neyse.. kalma vakti..
Esniyorum ve yerimde doğruluyorum. Bıkkın gözlerle Ao'nung'a baktım. "Ne var yine balık surat??" Göz devirdi ve kaşlarını kaldırdı benim gibi bıkkın bir ifadeyle. "Annem birkaç bir şey taşımamız için çağırdı. Yani aslında seni çağırıyor ama şanslısın ki annemle tartıştık ve gönlünü almam lazım. Sana yardım edeceğim." Gözlerimi devirip ayaklandım. " Ha gerçekten mi? Sağol ya" alaycı bir ifadeyle yüzüne baktıktan sonra çadırdan çıktım. Ao'nung da peşimden geldi.
Çadırdan çıktığımda klanın deniz kenarına toplandığını fark ettik. Rotxo Ao'nung'un yanına geldi ve gitmeyi teklif etti. Merakıma yenik düşüp bende peşlerinden gittim. Bir adam selam veriyordu. Dur sanırım onu tanıyorum. Evet bu toruk makto! Yanında bir kadın ve 4 çocuk vardı. Ailesiydi sanırım. Ama.. neden buraya gelmişlerdi ki acaba..
İlu'suyla yaklaşan Tsireya'yı gördüm ve onu bekledim. Yanıma geldiğinde toruk maktoya bakmak için yakınlaştık. Ao'nung'un yanına yaklaştım. Oğulların kuyruklarıyla oynayıp dalga geçiyordu. Arkasından yaklaşıp kuyruğuna bastım. Anlık acıyla küçük bir çığlık attı. "Aptallık etme, nerde senin misafir perverliğin balık surat?!". O sırada bir oğlanın bana bakıp sırıttığını gördüm. Ao'nung'un kuyruğuna basmam komik gelmiş olmalı. Kısık bir sesle selam verdi. Sesi duyulmasada ağzından anlaşılıyordu. Selam anlamında karşılık olarak kafamı salladim ve gülümsedim.
Ailelerin sohbetinden sonra artık burada kalıcaklarını öğrendim. Tonowari onlara bizi öğretmemizi istedi. Ao'nung sızlansada babasına karşı çıkamadı. Tsireya sevecen bir şekilde köyü gezdirmeyi teklif etti. Eşyaları kalacakları çadıra taşımakta yardım ettik. Çocuklarla yüzmeye gitmeye karar verdik.
Herkes sırasıyla suya atladı. Dalıp sudan onları izlerken dakika başı suyun üzerine çıkıyorlardı. Ao'nung işaret diliyle "Bu çaylakların nesi var?" dedi. Kafasına vurdum ve göz devirdim. Ardından suyun üzerine çıktık. Toruk maktonun çocukları nefes nefese kalmışlardı. "Çok hızlısınız. Size yetişemiyoruz ve şu ellerinizle dediklerinizi anlamıyoruz." dedi büyük oğlan. Tsireya anlayışlı bir ifadeyle "Endişelenmeyin. Size öğretiriz" dedi ve kıyıya doğru yüzmeye başladık.
Tsireya ve Rotxo derin nefes tutmanın ipuçlarını anlattılar. Sıra uygulamaya geldi. Tsireya en küçük kıza, Rotxo büyük kıza ve Ao'nung büyük oğlana yardımcı oluyordu. En küçük oğlanın yanıma gittim.
Tarya(T):"Hey!"
Lo'ak (L): "Selam! Naber?"
T: "İyi senden..?" Adını bilmediğim için duraksıyorum ve evet, soran gözlerle ona bakıyorum.
L:"Lo'ak, ben Lo'ak" dedi sakin bir sesle.
T:"Tanıştığıma memnun oldum. Ben Tarya" gülümsedim ve karşısına oturdum.
T:"Evet biliyorum konuşarak bu tür şeyleri anlamak zor. Lafla yüzme öğrenilmez. Denemen lazım. Nefes işini halledersen gerisi kolay. Zaten yüzme biliyorsun. Bu biraz da pastaya süs gibi." Yaklaşırım ve bir elimi göğüsüne diğer elimi karnına koyarım. Hafifçe bastırırım. "Şimdi sakinleş.. Zihnini boşalt ve derin bir nefes al.." Söylediklerimi yerine gitirir ama hayır bir terslik var. "Lo'ak.. kalp atışarın hızlı.." Üzerimde bir çift göz hissediyorum. Aman tanrım bana mı bakıyor kitlenmiş bir şekilde?! Neden ki şimdi? Garip düşüncelerimi kendime saklamam lazım, her neyse bir aptal işte. "Üzgünüm.. Konstre olmak zor.." Kafamı kaldırıyorum ve göz göze geliyoruz. Bir anda daldım. Kutsal Eywa, bu gözler gerçek mi?! Kendimi alamıyorum..Kendimi toparlayıp gözlerimi kaçırdım. "Peki, tekrar dene. Gözlerini kapat ve okyanusu düşün.. Uçsuz bucaksız okyanusu.. ve artık o yuvan.." Birkaç deneme ve bakışma sonrasında doğru nefes almayı başardı ve mola vermeye karar verdik.
Günbatımı yaklaştığında dağıldık. Sahil kenarına gidip yakındaki kayalıklara oturdum. Ronal'ın anlattığına göre gün batımında doğmuşum ve annem de günbatımında ölmüş. Doğum günüm ve annemin ölüm gününün aynı olması biraz üzse de annem Eywa'nın yanında, biliyorum.
Arkamdan ayak sesi duydum. Döndüğümde Ao'nung'u gördüm. Gergin gibi duruyordu. Yavaşça gelip yanıma oturdu."Yeni bir eşşek şakası mı buldun?" dedim alaycı bir şekilde. Cevap vermeyip ciddiyetini korudu. Anladım, gergindi ve ciddiydi. Alaycı gülümsemem düştü. "Sorun ne?"
Okunursa falan yeni bölüm gelebilir aslında pek sanmıyorum ama..her neyse
Okuduysanız sağolunn ve cringe falan geliyorsa unutmayın eğlence amaçlı ciddiyeti yok iyi günler👐
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oᴇʟ Nɢᴀᴛɪ Kᴀᴍᴇɪᴇ •Aᴠᴀᴛᴀʀ
Fanfiction𝑺𝒆𝒏𝒊 𝑮𝒐̈𝒓𝒖̈𝒚𝒐𝒓𝒖𝒎✩ Bazı insanlar için bu tip hikayeler cringe gelebilir ve evet bende bir tık katılıyorum. Sadece eğlence amaçlıdır ve can sıkıntısı ürünüdür. 𝐿𝑜'𝑎𝑘 𝐾𝑢𝑟𝑔𝑢𝑠𝑢𓆉︎ 𝐾𝑒𝑛𝑑𝑖 ℎ𝑎𝑙𝑖𝑛𝑑𝑒 𝑦𝑎𝑠𝑎𝑦𝑎𝑛 𝑔𝑒𝑛𝑐...