Omzunda hissettiği el ile irkildi genç kadın. Refleksle ağzından çıkan ses sayesinde Levi ve Farlan ne olduğuna bakmak için arkalarına döndüler.
"Bende seni arıyordum zilli gel dedikodu var." (İrina)
Hange ikilinin onları dinlediğini anlamalarını istemiyordu bu yüzden durumu kurtarmak için "Bende yemekhaneye gidiyordum, beraber gidelim." dedi. Levi anlamıştı kaşları çatık bir şekilde Hange'ye bakıyordu.
"Hange-san karıştırmış olmalısınız yemekhane diğer tarafta." (Farlan)
"Oi Hange bu deneyler hep bozdu seni-" (İrina)
İkili konuşarak uzaklaştılar.
"Duydu bizi."
"Hange-san'ı çok az tanıyoruz Levi umalım ki konuşmasın." (Farlan)
Levi iç çekip ayrıldı.
___
Bir sonraki gün sefer olmasından dolayı herkes gergindi. İrina ve Hange hariç iki kadın aralarında şaka yapıp gülüyorlardı.
Erwin'de onlara katılıp gülümsüyordu.Kahvaltıdan sonra İki kadın yemekhaneden birlikte ayrılınca Levi'nin şüpheleri artmıştı.
Hange İrina'ya tek kelime etmemiş çoktan unutmuştu bile. Geçen gece yaptıkları dedikodu ve devler vardı sadece kafasında.Seferden önce herkes odasına çekilmiş gün öyle geçmişti. Levi sürekli binanın içinde İrina'yı görme umuduyla dolanıyordu. İrina ise Hange ile deneyleri konuşmakla meşguldü.
Hange ve İrina seferden önceki birkaç gün normalden daha samimi olurlardı. Sefer bittiğindeyse Hange gelişmeleri deneylere aktarır İrina'ysa askerlere eğitim vermeye devam ederdi. Hange birliğe katıldığından bu yana ikisinin arkadaşlık ilişkileri çok ilerlemişti.
____
Vakit gelmişti. Askerler sıraya dizilmiş surların arkasında kapının açılmasını bekliyorlardı. Komutan Erwin'in emriyle askerler surların dışına çıkmaya başladı.
Bir süre ilerledikten sonra karşılarına devler çıkmaya başladı. Askerler atlarının üzerinden ayrılıp devlerle savaşıyordu. İsabel ve Farlan ilk devi öldürdüklerinde heyecanla Levi'ye döndüler.
İrina onları izleyip birkaç yıl önce surların dışına çıktığı ilk zamanı hatırlıyordu. Duygulanan genç kadın yanlarından ayrılıp hızla önündeki devleri yere sermeye devam etti.
İrina'nın takımındaki çoğu kişi ölmüştü bile. Hayatta kalan çok kişi yoktu. Herkes yere inip bir bölgede toplandıklarında Levi gelmişken İsabel ve Farlan ortada yoktu. Hava sisliydi etraf zor görünüyordu. Levi'nin endişeyle etrafa baktığını gören İrina yanına gitmişti Levi'nin.
"Asker bir sorun mu var?"
Levi cevap vermeden atına binip ayrıldığında İrina da peşinden gitti.
"Asker dur böyle devam edersen ikimizde ölebiliriz."
"Geri dön Kaptan."
"Sende geleceksin atını çevir ve geri dön Levi bu bir emirdir."
"Burada artık emirlerinin bir önemi yok İsabel ve Farlan olmadan dönmeyeceğim."
İrina pes edip sustu. Biraz daha ilerlediklerinde İsabel'in bedeninden ayrılmış kafası göründü. Levi deliye dönmüştü.
Karşılarında anormal bir dev vardı. İrina kılıçlarını çıkarmadan Levi harekete geçip devi kesmeye başladı. İrina sadece izliyordu genç adamın acısını çıkarmasını. Bu görüntü onu geriyordu. İnsanların devlerden acılarını çıkarmalarını izlemek, istisnasız hepsi sonunda ölmüş oluyordu. Levi de ölecekti.
Devden dumanlar çıkmaya başladığında İrina düşüncelerden ayrılıp gerçeğe döndü. Levi devi öldürmüş yere çökmüş ağlıyordu.
"Yasını sonra tutarsın asker gitmeliyiz."
"İzin vermemeliydim.. gelmelerine."
"Bu senin elinde değil Levi kalk şimdi gitmezsek burada kalırız."
Levi kabullendi ve ikili yola koyuldular. Dönüşte karşılarına bir anormal daha çıktı. Sisten dolayı görüş mesafesi çok kısıtlıydı. İrina ayak seslerinden, yerdeki titreşimden devin yaklaştığını anlayıp Levi'ye haber vermişti ve yönlerini değiştirmişlerdi. Dev onları takip ediyordu. Askerlerin çok olduğu yere götürmemelilerdi devi. İrina teçhizatını kullanarak ayrıldı atının üzerinden. Levi bu ani atağı beklemiyordu. İrina'nın atını da alıp onu beklemeye başladı.
Sis dağılmaya başladığında devlerin sayısının arttığını gördü Levi. Atları ağaca bağlayıp İrina'ya yardıma gitti fakat genç kadın Levi gelene kadar öldürmüştü hepsini. Levi kadının hızını şaşkınlıkla izliyordu.
İkili askerlerin yanına geri döndü daha sonrasında herkes surlara geri döndü. Çok fazla ölü vardı. Keşif birliğindeki asker sayısı nerdeyse yarısına düşmüştü.
_____
Seferin üstünden 3 gün geçmişti. Erwin herkesi toplantı odasına çağırdı.
"Birlikteki asker sayısının yarı yarıya düştüğü tespit edildi. Bu nedenle rütbe ataması yapılacak ve bir süre böyle devam edeceğiz. Yeni askerler geldiğinde daha düzenli takımlar oluşturup eğitimleri daha sıklaştıracağız..."
Erwin söze devam ederken Levi gözleri kızarmış İrina'yı izliyordu. Seferden döndükleri günün akşamında terasta karşılaşmışlardı. Levi gözyaşlarını tutamadığı için kendine lanet ederken İrina'nın sarılmasıyla afallamış ve rahatlamıştı. Sonraki gün İrina'yı hiçkimse görmedi.
"Levi seni surların dışındaki performansın ve durumu kontrol edip sakin kalman sebebiyle onbaşı olarak atıyorum." (Erwin)
Erwin birkaç gelişmeden daha bahsettikten Sonra herkes dağıldı. Günlerce antrenmanlar yoğun bir şekilde devam etti.
Askerler eski sakinliklerine kavuşmuştu. Yemekhanede daha sakin bir hava hakimdi.
"Oi Levi artık sende rütbelisin bizimle birlikte yemelisin." (İrina)
İrina'nın Levi'ye farklı bir sempatisi vardı. Diğer askerlerden ayrı görüyordu onu. Kendiside farkındaydı, onun kendisine benzemesine yoruyordu bu durumu.
Hange ve İrina aralarında sohbet ederken Erwin, Mike ile olan konuşmasına Levi'yi de katmıştı.
"Oi Levi ilk seferinde rütbe atladığına göre Erwin seni diğer askerlerden üstün tutuyor olmalı, kendi kardeşine bile yapmadı bunu değerini bil." (Hange)
"Öyleyim zaten-"
"Geçen çarşıya indiğimde biri bu garip tozu zorla bana sattı kötü bir şey değildir değil mi?" (Mike)
"Bir bakayım." (Erwin)
"Dur ya ben biliyorum onu dilimin ucunda adı.. heh leblevi." (Hange)
"Leblevi-" (İrina)
İrina kahkaha atmasıyla herkes güldü. İnanır mısınız Levi bile, dudağı hafif yukarı kıvrılmış genç kadının gülmesini izliyordu. "O hep böyle gülecekse adımı leblevi olarak değiştirebilirim." diye düşündü Levi. Herkes durulunca yemeğe devam ettiler.