denizlerin altından gelen bir canlı ve yeryüzünde gelen bir canlının hikayesi.
ikisinde bir birlerine çok yabancılar. Ama herşey ilacı zaman olduğu gibi bu hikayeyi de zamana bırakmalıyız.
o bir iblis mi?, o bir canavar mı? canavarların kalbi olur m...
6. Bölüm. Gizemli âşk. 'yanlız Tsuki' Bu gün hava kapalıydı sanki küçük bir kız üzülmüş, kırılmış, ağlamışta tanrı ceza olarak onun içinde ki kapalı ve soğukluğu gök yüzüne yansıtmış.
Kuro günlük işlerini yapmayı bitirmişti bu gün haru'yu hiç görmemişti zaten görse de ne diyeceğini hiç bilmiyordu aslında biraz haru için üzülmüştü içinden 'acaba çok mu ağır konuştum kızın kötü bir niyetide yoktu' aniden yağmur yağmaya başladı kuro yağmuru böyle görüyordu sanki gök yüzü insanların yaptığı günahları görüp üzülüp ağlıyormuş; Kuro gök yüzüne baktı hava bulutu idi o bulutlara bakarken Tsuki aklına geldi ona söz verdiği geldi aklına eline çantası alıp ormana doğru koşmaya başladı yağmur çok yağıyordu Kuro normalde yağmurlu günleri sevmez hata evden bile çıkmaz ama tsuki için çıkmıştı
X X X X X
Kuro sonunda göle varmıştı fakat Tsuki gölde değildi göl de parlamıyordu kuro ıslak toprağın üstüne oturup yağmurun dinmesini bekledi belki de Tsuki yağmur yağıyor diye çıkmıyordur diye düşündü yanında ki ağaca yaslandı çok yorgun olduğundan gözleri hemen kapandı ve tatlı bir uykuya kollarını bıraktı
Yarım saat sonra: Kuro bi su sesi duydu gözlerini yavaşça açtı ve tam karşısında Tsuki'yi gördü çok yakındaydı toprağın üstüne çıkmıştı sadece kuyruğu suyun içindeydi kuro çok yakın olduğu için biraz gerilmiş ti Tsuki ise ona büyük ve mavi gözleri ile şaşkın bir şekilde bakıyordu gözleri bir birine bakıyordu ikisi de şaşkındı biri siyah biri mavi gözleri bir birleri'nin suratların da geziyordu; Kuro çantasını göstererek Kuro: şey sana biraz meyve getirdim Tsuki geriye çekildi Kuro onun vucuduna meraklı gözlerler ile bakıyordu uzun ve pulu bir kuyruk, yüzgeçleri, solungaçları vardı aynı bir balık gibi ama hiç te balığa benzemiyor du balıktan daha güzel ve etkileyiciydi; Kuro çantasına uzandı içinden biraz çilek çıkardı ve Tsuki'ye uzatı Ek bir bilgi: Meyve, dünyanın pek çok yerinde günlük bir atıştırmalık olarak tüketilirken, Japonya için bu durum söz konusu bile değil çünkü Japonya'da meyveler, birini etkilemek, minnettarlığınızı göstermek ya da iyi dileklerinizi sunmak için verebileceğiniz türden değerli hediyeler olarak görülüyor. Tsuki eline aldı ve kuro'ya baktı Kuro ağzını göstererek yemesi gerektiğini söylüyordu Tsuki bir ısırık aldı aniden gözü parladı küçük bir gülümseme belirdi yüzünde. Kuro: beğendin mi al biraz daha ye Diyerek bir kaç tane daha uzatı ve etrafına bakmaya başladı Tsuki ve onun dışında kimse yoktu o gittiğinde Tsuki burda tek başına kalıyordu acaba hiç korkmuyor mu? Eline bir çubuk alıp ıslak toprağa "Sen burda yanlız mı kalıyorsun?" (一人でここにいるの？） Yazdı Tsuki de cevap olarak "Evet" (はい） Yazdı Kuro:"peki korkmuyor musun?" (え、怖くない？） Tsuki:"biraz korkuyorum ama alışkınım ben hep yanlızım dürüst olmak gerekirse buraya nasıl geldiğimi bile bilmiyorum" (少し怖いけど慣れてる 正直なところいつも一人ぼっち どうやってここまで来たのかもわからない ) Kuro:"nasıl yani annen veya baban yok mu?" (どうしてお父さんもお母さんもいないの？） Tsuki şaşırdı Tsuki:"anne veya baba mı o da ne?" (お母さんかお父さんか？） Kuro içinden düşünür: nasıl la anne veya babası yoksa nasıl oldu ki veya o bebeken öldüler mi? Kuro:"neyse bu konuyu kapatalım aa saat çok geç olmuş annem tekrar beni aramaya çıkmadan eve gitsem iyi olacak" (とにかく、この話題は終わりにしましょう。手遅れです。母がまた私を探しに行く前に、家に帰ったほうがいいです。 になります） Tsuki başını yukarı ve aşağı salar Kuro da çantasını alır ve yürümeye başlar Tsuki'nin çileği beğenmesi onu çok mutlu etmişti.
X X X X X
Kuro evine varmıştı tam eve gidecek iken haru'yu otururken gördü dün yaptığı şeyden dolayı ondan özür dilemelidi haru'nun olduğu yere doğru gitti Kuro:hey haru Haru buruk bir gülümseme ile Haru:selam Kuro Kuro: burda yanlız başına ne yapıyorsun? Haru: gök yüzünü izliyordum ay çok güzel değil mi? Kuro:aa evet, şey haru ben dün için özür dilerim sana biraz kaba davrandım Haru: aa ben onu çoktan unuttum bile merak etme hem ben orda ciddi değildim kafana takma Kuro: cidden mi sevindim neyse sen de içeri gir hava soğuk üşütüceksin. Haru: peki sende fazla kalma dışarda iyi uykular Koru: sanada Kuro biraz rahatlamıştı, gök yüzüne tekrar hayranlıkla bakıyordu hala havada biraz bulut vardı ama ay yine de ışığını yaymayı başarıyordu.. (biz neden ay gibi değil biz neden parlamak yerine bulutlara kendimizi teslim ediyoruz ki en azından ben öyle yapıyorum sizi bilmiyorum ama umarım hepimiz ay gibi önünüzde ki bulutlara rağmen parlarız) Okuduğunuz için teşekkürler~ (⊃｡•́‿•̀｡)⊃♡
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bu fotoğrafı ben çektim çok güzel görünüyordu ben de paylaşmak istedim ay mükemmel değil mi?
