dva

285 42 54
                                    

Bölümü okurken dinlemek isterseniz diye

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölümü okurken dinlemek isterseniz diye

When we're high/lp
Heavenly/CAS

Başlamadan bölüyorum lakin sizce de bu tatlı fic biraz yorumu hal etmiyor mu? 50 tane kadar.

İyi okumalar♥

Rica ediyorum poşetlerimi alabilir miyim? Yardım etmeye çalışmanız bile yeterli lakin acelem var."
"Oh demek acelen var.Bu tarafa gidiyordun hadi yetiş bana."
Çözemediğim bey bu seferde gidişat yönümde elinde benim poşetlerimle yürürken durumun absürtlüğünü hâlâ algılayamamış biçimde peşinden koşturmuştum.

Zaten böyle de devam etmişti.O benimle yakınlaşmak için peşimden koşup durmuş bense onu kaybetmemek için.

.

Birkaç dakika evvel markette doldurduğum ağır sayılabilecek poşetleri elimden alıp önümden yürümeye başlayan Jungkook'un peşinden el mecbur ilerliyordum.Ne bu samimiyet Tanrı aşkına diye düşünmeden de kendimi alamamıştım lakin bir nebze haklıydı.Sokakta ona yardım etmemin ardından belki de kendisini bana karşı borçlu hissetmiş olabilirdi.Biri bana öyle davransaydı,yardım etseydi ve sonrasında onu yardıma ihtiyacı olacak şekilde görseydim elbette yardım ederdim.

İlk gördüğüm zaman bana biraz karanlık gelen havası,bu bir önyargı değildi sadece giydiği kıyafetlerin ve telefon konuşmasına olan şahitliğimden kaynaklı bir düşünceydi,şimdi biraz daha kibar ve canlı gelmişti.Lakin henüz ne kadar tanıyordum ki onun hakkında yorum yapabilirdim.
"Jungkook,en azından birkaçını verir misin? Rica ediyorum."
Kibar olmaya çalışan ses tonum işe yaramış olacak ki adımları durmuş ve ona yetişmem için zaman tanımıştı bedenime.

Karşısına gelebildiğim de yüzünden mutlu ya da mutsuz olduğunu anlayamamıştım.Çok fazla duygularını açık edemiyordu gibi.
"Alabilir miyim rica etsem? ."
Ellerimi kaldırıp tekrar poşetleri istediğimi dile getirirken birkaç saniye düşünmüş ve sonunda hafif görünen poşetleri parmaklarım arasına bırakmıştı.
"Buralarda mı oturuyorsunuz?"
"Birkaç sokak ötede,bu marketin ürünleri daha bana hitap ediyor.Üzgünüm yardım etmek istedin ama biraz yürüyeceksin."

Açıklama yapma gereği duymuştum ve hoşuna gitmiş olacak ki dudak kıvrımları yukarı kalkmış kaşlarını kaldırarak bana bakmaya devam etmişti.Aynı zamanda adımlarımız yavaşlamıştı.Bir an önce eve gidip kitabıma devam etmek istesem de sesimi çıkarmadım.
"Biraz yürüdüm diye eksilmem,endişelenmeyin."
Aramızda bir mesafe var gibi konuşması hoşuma gitmişti.Çoğu insanın aksine sınırları biliyordu sanırsam.
"Teşekkür ederim o zaman."

Yürümeye devam ederken etraftaki sessizlik ve sokak lambalarının aydınlattığı yollar güzel gelmişti gözüme.Yanımda yeni tanıştığım bu adam olmasa şarkı dinleyebilirdim lakin sorun teşkil etmezdi elbette.Yardım etmek istemişti.Ayrıca benden birkaç yaş büyük gelmişti bedeni.Sorsam ayıp olur muydu? Lakin benden büyükse ona direkt adıyla seslenmemden ayıp olmazdı ya.Buradan sonra bir daha konuşmayacaktık bile sorsam ne faydaydı?

Astrophe | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin