Edebiyat fakültesinin gözdesi Kim Taehyung ders çıkışı kaza sonucu çarpıştığı adamın kravatını bağlarken çok da bir şey düşünmemişti,özellikle de hissettiği anlamsız yalnızlığı dolduracağını.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
🍒seven/jungkook 🍒moonlight/chase Atlantic 🍒cherry/lana del rey Dinlersiniz:)
Tanrım flört ediyorlardı.Gülümsememek için dudaklarımı dişledim.İkisine çift olarak baktığımda benzedikleri için olsa gerek gözüme uyumlu gelmişlerdi.Ayrıca Jimin arkadaş canlısı biri gibi görünüyordu.İfadelerim belli olup utanmasınlar diye başımı eğerek çorbama gömüldüm.Buradaki işimi hemen bitirip odama gitmek ve bu ikiliyi yalnız bırakmaktı.Hem yarın planlarım vardı ve dinlenmek istiyordum.
Çorbamı içtikten sonra devam etmeyerek kalktım.İkili hala devam ediyordu. "Ben çok yorgunum siz devam edin.Abur cubur kutusunu doldurdum keyfinize bakın.Jimin tekrar memnun oldum." "Ben de memnun oldum.İyi geceler ve ellerine sağlık." "İyi geceler balım." İkisine de ufacık bir gülümseme verip odama geçerken en yakın arkadaşımın sanırım flört yapmış olması hoşuma gitmişti.
Ve umarım kurabiyelerimi yemezlerdi.
🍄🧸
Sabah erken yatmamın getirisiyle kendiliğimden kalkarken fakültedeklerin erken saatte olmasından yakındıkları ders saatine bile epey vardı.Günün bu saatine aşıktım.Henüz güneş yeni doğduğundan havaya serinlik hakimdi.Çoğu hayvan yeni uyanmış eşleriyle,çocuklarıyla selamlaşıyordu.Renkler bile olduğundan heyecan verici olurdu bu saatlerde.
Bu saatlere olan sevgim belki de Wilde'in "Sevgiyi besleyen hayal gücüdür;hayal gücü bizi bildiklerimizden daha bilge, hissettiğimizden daha iyi,olduğumuzdan daha soylu kılar." sözüyle bağdaştırılabilir.Sabahın bu tatlı ve canlı saatleri içimdeki sevgiyi çoğaltırdı.Hayal gücümü beslediğini de düşünüyordum.Bu da günün devamında kendimi iyi hissetmemi sağlıyordu.
Kısaca bir duş almış,kahvaltıyı es geçerek sade kahveyle birlikte yaklaşan finaller için olan notları gözden geçirmiştim.Üstüne devam ettiğim kitabı okumaya bile fırsat bulabilmiştim. Yoongi hyung da her zamanki saatinde evden çıktığında bu kadar kendimle vakit geçirmenin yeterli olacağını düşünerek giyindim.
Beynimi o kadar dinlendirmiş olmalıyım ki kahve bardağımı mutfağa bırakıp çantamı almaya gideceğim sıraya kadar kurabiyeleri ve bugün Jungkook ile sözleştiğimizi bile aklımdan çıkarmıştım.Bu konu da mutsuz hissetmiyordum çünkü Yoongi hyung harici biri ile arkadaş olmak,özellikle Jungkook gibi nahif bir insanla,kulağa itici gelmiyordu.Sadece yabancısamıştım.
Demiştim size de elbette,okuldaki çoğu insan belki onlara kötü davranacağımı mı düşündüğünden ya da soğuk mu durduğumdan pek yanaşmıyorlardı yanıma.Bu durum beni üzüyor muydu?...Kesinlikle hayır,ön yargılı görünmek elbette istemem ama gözlemlediğim kadarıyla anlaşabileceğimi insanlar değildi.Her neyse uzatmaya lüzum yoktu.
Mürdüm yeşili Converselerimi giyerken bugün diğer günlere tezat oldukça siyah giyinmiştim.Yeni tanıştığım Jungkook'un da en göze çarpan özelliklerinden biriydi bu sanırım.Gördüğüm 3 seferde de siyah giyinmişti.Taşıyabiliyordu,yakışıyordu.Yoongi hyung ile benzer bir tarzları vardı.Salaş ve az renkli.
