Kaos

13 11 0
                                    

Katarina'nın yanına gelmiştim o da yanına geldiğimi görünce

Katarina:
— Beni takip et sana odanı göstereceğim.

Diyince ben onu onayladım ve dediği gibi peşinden gelmeye başladım koridorda gezerken geçtiğimiz odanın kapısında yazan şey benim ilgimi çekmişti kapıda yazan " ÖLÜM YOKSA RAHATSIZ ETME!!"
yazısını görünce biraz şaşırmıştım bu kadar sessiz olan bir yerde neden bu uyarıya gerek duyulsun ki yazıya bakan bakışlarımı gören Katarina söze girerek dikkatimi dağıtmıştı.

Katarina:
— Odan burası bu odada kalıcasın.

Demişti hemen baktığım odanın çaprazındaydı Katarina'nın açmış olduğu odama girmiştim ve beni uyarmayı da ihmal etmemişti

Katarina:
— O odadan uzak durman gerek seni sadece bu oda ilgilendiriyor kimsenin haberi olmadan bir yere gitmeyi de kalkma şimdilik misafirimizsiniz bir şeye ihtiyacınız olursa kapının yanındaki düğmeye bastığınız anda size yardımcı oluruz belirli saatlerde herkes yemek için toplanır o sırada sizi de çağıracağız bu sırada gelmezseniz bunu belirtmeniz gerekecek çünkü toplu yemekler Arşüdükümüz için oldukça önemlidir herhangi bir sorunuz var mı ?
Sirena:
— Hayır yok teşekürler .

Dediğim anda Katarina gitmişti o oda cidden ilgimi çekmişti gürültülü bir ortam olsa anlardım ama yoksa bugünlük mü böyleydi o odayı boş verip odayı incelemeye başladım oda baya genişti her şey düzenliydi bu kaleden beklenilen cinsteydi ama duvarları perdeleri her şeyi siyah olması içimi karartmıştı biraz perdeyi açmayı düşünmüştü ve açtığım anda perdeyi parlayan güneş ışınları odamı aydınlatmıştı acaba bu oda uzun süre kullanılmadığı için sadece bu odaya mı özel yoksa hepsi mi böyle zaten beklediğimiz alan da siyahtı neyseki camlar büyüktü de ışığa ihtiyaç duyulmamıştı aniden kapı çarpılma sesini duymam irkilememe sebep olmuştu pencereden manzara izleme keyfimi bölüp ne olduğuna bakmaya gitmiştim ama aniden duyduğum ses beni yerimde durdurmuştu kapı kapalı ama ses çok yakından geliyordu büyük ihtimalle koridordan geliyordu hafif kapıyı açmış ve ne olduğuna bakmıştım elinde belge olan siyah uzun saçları ve kafasında da aynı siyahlıkta şapka takmış siyah bol pantolonu üstünde saçlarına ve gözlerindeki siyahlıh ile tamamen zıt olan teni ile kolları bol gömleği ile soylu olduğunu bariz eden net biri elindeki belgeleri sallayarak karşındaki adama bağırıyordu

Yabancı:
— SİZ KİMDEN İZİN ALDINIZ ONAYLAMAk İÇİN?!!

Karşısındaki adam onun çıkan sert sesine karşılık nazik bir sesle cevapladı

Karşısındaki adam:
— İyi de Grandük'üm siz bize kızıyorsunuz ama Arşüdük'ün bizzat kendi onay verdi.

Şapkalı olan sinirle şapkasını indirmiş saçını geriye atarak sert ses tonu ile konuşmasına devam etti

Şapkalı:
— Benim niye haberim yok bundan ?!
Ayrıca ne zamandan beri bizim ne yapacağımızı Arşüdük karar veriyormuş eğer öyle bir derdi varsa buyursun gelsin kendi yönetsin!
Karşısındaki adam:
— Grandük'üm bize ne denirse onu yaptık biliyorsunuz Arşüdük'ün lafı sizinkinden keskin.
Şapkalı adam:
— Acaba şuan seni öldürsem Arşüdük'ün ne kadar umrunda olucaksın?

Karşısındaki adam daha fazla bir şey diyemedi biraz sessizlikten sonra şapkalı adam konuşmasına devam etti

Şapkalı adam:
— Tamam öyle olsun o zaman git Arşüdük'e onunla konuşmak istediğimi söyle.

Karşısındaki adam eğilerek gitmişti ve o şapkalı adam da üstünde yazı olan odanın kapısını açıp sert bir şekilde örtmüştü galiba Leo'nun beni çok sever dediği kişi buydu eh aslında bu sinirle Leo ile iyi anlaşmalarına şaşırmamak gerek daha fazla bunları düşünmek yerine gidip yatmaya karar vermiştim eh biraz dinlenmek hakkımdı ne de olsa.

Elementsel Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin