2: ağrı kesici

437 49 62
                                    

 ˗ˏˋ ♡ ˎˊ˗     last , dvwn  

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

˗ˏˋ ♡ ˎˊ˗     last , dvwn  

Sunghoon zorla çıktıkları 4 kat merdivenden sonra bu evi seçen anne ve babasına lanetler okuyordu. Sunoo'nun çıkmasına yardım ederken yorulmuştu. Sonunda evin kapısını görünce rahat bir nefes verdi. Cebinden hızla anahtarını çıkarıp kapıyı açtı. Daha içeriye adımını atmadan köpeği kapının önüne koşmuştu. Ona doğru gülümseyip kollarını Sunoo'nun belinden yavaşça çekti. 

Sunoo uykusuzluktan gözlerini açık tutmuyordu. Belindeki eller gidince tökezledi. Geldiklerini anlayınca kendini toparlayıp uzun olanın arkasından içeri girdi. Daha önce bir yabancının evine gitmediğinden eli ayağına dolaşmıştı. Ne yapacağını bilemez bir halde Sunghoon nereye giderse takip ediyordu.

Onun rahatsızlığını anlayan Sunghoon da gerilmişti. Etrafındaki insanların hal ve hareketlerinden etkilenen tiplerdendi. Odasına girdiğinde Sunoo içeri girmeden eşikte öylece durdu. "Gelsene, ben evde ne var bakıp geleceğim. Sen biraz uzan."

Sunoo onu başıyla onayladı.  Ona evini açan oğlan odadan çıktığında üstündeki kirli kıyafeti çıkardı. Yatağı ve etrafı kirletmek istemiyordu.  Üşüyordu, sanki buzların içinde yatıyor gibiydi. Çekinerek toplu olan yatağın içine girdi. Yorganın altında iki tane peluş vardı, gülümsedi. 

 Sunghoon'un yatağı ne kadar da rahattı... Kendi yatağı ona hiç böyle yumuşak gelmemişti. Acaba onun yatağını çalabilir miydi? Ölene kadar onun yatağında yatmak istiyordu. Belki de sorarsa yatağını ona verirdi.

Sunoo'nun gittikçe kabaran düşünce balonunu çarpan kapı sesi patlattı. Sunghoon bile kendi yaptığı sesten irkilmişti. Elindeki pudingi masasına bıraktı. Çekmecesinden acil durum çantasını çıkarırken Sunoo odasında neden acil durum çantası olduğunu sorguladı. 

Yatağın asıl sahibi, yatağının önüne oturup acil durum çantasının içinde işe yarayacak ne var diye bakmaya başladı. Sunoo onun acelesiz hareketlerini izlerken kuruyan dudaklarını yaladı. Keşke önce bir su verseydi... 

"Su."

"Su mu?" Sunghoon bir an duraksadı, sahi ya gelir gelmez evde oyalanmaktan asıl işini unutmuştu. Masasının üzerindeki su şişesini Sunoo'ya uzattı, o suyu içerken çekmecesinden ilaç aldı. "Suyu bitirmeden ağrı kesici içsen iyi olur." Sunghoon ilacı paketinden çıkarıp Sunoo'nun dudaklarına yerleştirdi. 

"İhtiyacın olan her şeyi odanda tutuyorsun sanırım." Sunghoon uzanan bedenin dediği şeye güldü. Odasından çıkmayı çok sevmezdi, daha çok kendi aleminde ve sakince takılırdı. "Evet, böyle yaşamak daha kolay. Hem ders çalışırken bir şeye ihtiyacım olursa dikkatimi çok dağıtmamış oluyorum."

Sunoo başını salladı. "İlaçtan bir tane daha versen olur mu?" Açıkçası ilaca ihtiyacı yoktu, sadece  dudaklarının üstünde çok kısa süre gezinen parmaklar hoşuna gitmişti.

"Bir tane yeter, o kadar ağrıyorsa doktora gitmeliyiz."

Sunoo reddedilince dudaklarını büzüp yorganı tamamen üstüne çekti. Sunghoon onun çocuk gibi hareketlerine gülmeye başladı. Yatağa oturup yorganı Sunoo'nun üzerinden çekti. Yarı çıplak bedeni görünce biraz şaşırsa da belli etmedi. "Neden yeni kıyafet istemiyorsun?"

Yerinden kalkıp dolabına yöneldi. Dikkatle Sunoo'ya yakışacağını düşündüğü bir sweat alıp bir köşeye bıraktı. "Önce yaralarını temizleyelim, sonra giyinirsin."

Sunoo doğruldu, "İlk banyo yapsam da olur aslında."

"Ah, mantıklı." Sunghoon yerinden tekrar kalkıp dolabından rahat bir alt seçti. "Şey, iç çamaşırı..."

"Benimkiler temizdir." Sunghoon ensesini kaşıdı, lafını hiç açmayacaktı ama ağzından kaçmıştı işte. Utanç vericiydi.

 Sunoo yataktan kalktı. O odadan çıktıktan sonra Sunghoon da arkasından elindeki kıyafetlerle gelmeye başladı. Sunoo banyonun önüne gelince durdu, arkasındaki bedene ellerini kıyafetleri vermesi için uzattı.

Sunghoon onun ellerini görmezden geldi. "İçeri girmeyecek misin?" Sunghoon kapıyı açtı, Sunoo aceleyle içeri girdi. Neden onunla birlikte geliyordu ki? 

"Ilık mı sıcak su mu tercih edersin?" Sunghoon'un sanki yıkanacak kendisiymiş gibi hareketleri Sunoo'ya garip gelmişti. Hareket etmeden sadece onu izledi. "Hadi, kıyafetlerinle mi suya gireceksin?"

"Ne? Çıkmanı bekliyorum." Sunghoon üstündekini çıkardı, katlayıp desenli kirli sepetinin üzerine koydu. "Tek başına yıkanamazsın bence. Yardım edeceğim."

"Gerek yok."

"Ne yoksa utanıyor musun?" güldü. "İkimiz de erkeğiz zaten."

"İyi be."

₊ ᵎᵎ 🍒 ⋅ ˚✮


daha ikinci bolumden tension manyagı bir sey oldu

hic icime sinmedi

dried flower, sunsunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin