Çöl Cini
Arkadaşlar, bu anlatacağım hikaye bir kitaptan
alıntıdır. Sizi temin ederim ki gerçektir.... Bir
tüccar gurubu, mallarını satmak için develerle
çölü geçmekteydiler. Vakit akşam olunca çölün
aşağı yamaçlarında bir yerde konaklamaya karar
verdiler ve çadırlarını kurdular. Çölü iyi
bildiklerinden nerde konaklayacaklarını ve
nerede su olduğunuda iyi biliyorlardı. İçlerinden
biri, arkadaşlarına dönerek, "Şu tepenin
arkasında su var. Ben, biraz su alıp geliyorum."
diyerek aralarından ayrıldı. Aradan belli bir süre
geçti ki ne gelen var ne giden. İçlerinden bir
diğeri, "Ben ona bakmaya gidiyorum. Başına bir
iş gelmiş olmasın." diyerek tepeyi aştı ve gözden
kayboldu. Bir süre sonra o da geri dönmeyince,
diğerleri de gittiler; fakat giden geri
dönmüyordu. En sonunda kervanda bulunan
genç ve güçlü bir tanesi, yanına kılıcını ve bir
arkadaşını alarak tepeyi aştı. Arkadaşı, ''Aman Ya
Rabbi!'' dedi. ''Bir kadın var çırılçıplak ve çok
güzel. Bizim arkadaşlar da orada eğleniyorlar.
Ben de yanlarına gidiyorum.'' dedi ve hızla güzel
kadının yanına koştu. Genç ve güçlü olan onun
peşinden ağır adımlarla gidiyor ve onu
engellemeye çalışıyordu. Adam, kızın yanına
vardığında herkesin parçalanmış ve organlarının
etrafa saçılmış olduğunu gördü. O güzel, çıplak
bayan da baş uçlarında oturuyor ve cesetlerini
kemiriyordu. Adam, öyle korkmuştu ki bir anda
dizlerinin üzerine düştü. Bunu farkeden kız,
arkasını döndü. Ağzının kenarları kanlı, gözleri
ateş kızılıydı. Tırnakları ise bir deveninki
gibiydi.. Uzun saçları adamı ensesinden kavradı
ve bir hamlede eliyle ciğerini söküp yanına
bıraktı.. Kuvvetli olan, bu vahşet sahnesi
karşısında sanki kılıcını kaldıramaz duruma
gelmişti.. Sonra kız, gözlerini ona dikti. Ayakları
yere basmıyor ve inanılmaz hızlı hareket
ediyordu. Yaşadığı şoktan eli ayağı tutmaz
duruma gelen genç, son söz olarak kendisine
yaklaşan cine karşı Allah'a dua etti. Elinde
birdenbire bir dua belirdi.. Genç, hızla duayı
okudu. Duayı okumasıyla birlikte gökten bir
yıldırım indi. Kıza öyle bir çarptı ki; kız, avret
yeriden alnının çatısına kadar yarıldı.. Genç, şok
içerisinde kervana döndü ve elindeki kağıtta
yazan duayı kervancıbaşına gösterdi. Olan biten
herşeyi de anlattı. Kervancıbaşı, pek dini bütün
bir insandı.. Çöl cinlerini de duymuş olacaktı;
ama inancı ve bilgisi zayıf gencin ona sorduğu
soru farklıydı.. "Ey kervancıbaşı, bu dua nedir
neyin nesidir?" Kervancıbaşı, duayı görünce
gözleri faltaşı gibi açılıverdi.. "Ey genç insan,
işte kasların ve gençliğinin yetmediği bu hususta
sana yardımcı olan dua, bir Kur'an ayetidir. Bu,
Bakara Suresi 255'nci ayettir. Yani Ayet El
Kürsi...!"