lonely street lamb.01

38 9 13
                                    


Namjoon çalınan zille kapıyı açmış olmayan kişiye bakınmıştı. Kimse gelmediyse niye zili çalınmış olabilirdi? Bakışları kapının önüne düşerken yerde nazik bir şekilde paketlenmiş pembe paketi elleri arasına aldı. Ne olduğunu merak ederek içeri girdiğinde odasına gitmiş ve yatağına oturmuştu. Paketin üstünde mor not kağıdında birkaç sözcük grubu yazılıydı.

"Gözlerimdeki Ay'dan bu yıldızlar sana: Kim Namjoon."

Kalbi hızlı bir şekilde çarparken ellerinin titrmeye başladığını hissetti. Özenle sakladığı günlüğü kaçtığı gün bankta unutmuş olmalıydı. Yutkunarak paketi açtı ve içindeki günlüğünü eline aldı. İçinde yazmadığı sayfalardan birkaçına yazılan kısa notlar vardı. Sanırım bu o adamdı. Şarkı söylerken dinlediği ve gözlerinde Ay'ı gördüğünü iddia ettiği.

Kim Taehyung. İsmi buydu demek. Namjoon fark etmeden gülümsedi ve kendisine yazılan küçük notları okumaya başladı. Aklı ve kalbi kendisine başa baş giderken odaklanmak zor olsa dahi elinden geleni yapıyordu. Okuyacaktı.

"Kim Namjoon,

Gözlerinde yıldızları gördüğümü sandım ilk bakışımda. Sonra sokak lambasına arkadaşlık eden ruhunu fark ettim. O zaman anladım bakışlarındaki yıldızların gerçek olduğunu. Ve gördüğümde gülümsemeni güneşe hayret ettim. En parlak olanken seninle ışığını nasıl paylaştığını anlamlandıramadım. Ve gördüğümde gamzelerini... İşte o zaman gülümsemem kocamandı. Sanki kalbime bile sığmayacak kadar fazlaydım.

O zaman gördüm kalbini. Bana gösterdiğin için teşekkür ederim. Bundan dolayı onur duydum."

Namjoon şaşkın bir şekilde bakmaya devam ederken devamında yazan yazıya baktı.

"Gözlerinde Yıldızları Yaşatan,

Nereden bu yıldızların kaynağı? Onları toplarken acıdı mı ellerin? Yoksa yardım elini uzatan biri var mıydı sana? Yoksa eğer bu kişi olmak isterim. Her yıldız kaydığında umursamam ellerimi, hep yıldızlı olacaksa gözlerin, kaybetmeye hazırım kendimi. Bulutlu olsam ben ve sen de benim yanımda olan yağmur olsan. Sonuçta sen bana ilham veren yağmursun. Fark etmeden insanları besler, onları gerçekle yüzleştirirsin.

Bu yüzden çok severim gri rengini. Çünkü bulutlar özeldir ama bir yağmur kadar değildir. Sadece aracı olan bir eldir. Sayende hayat buldu yalnız sokaklar ve lambalar. Arkadaşlığından keyif aldılar, ruhuna kadar tanıdılar seni. Bunu dilesem bir gece yarısı. Gelip benimle oturur musun yalnız sokak lambasının yanındaki bankta?"

«────── « ⋅☾⁺ ☁⋅ » ──────»

Kim Taehyung bekliyordu. Gece yarısı olmuştu ve yalnızdı sokak lambasıyla birlikte. Bekliyordu yıldızın gelmesini. Elleriyle tuttuğu yıldızları vermek istiyordu gülümsemesini görebilmek için. Elindeki papatyaları okşarken düşüncelerine daldı. Bu sırada gözleri gökyüzündeydi. Bulutlar yavaş bir şekilde yürüyerek gidiyordu. Kendilerine eşlik eden rüzgar ona bir masal anlatıyor, uyanık kalması için konuşuyordu.

Taehyung buna gülümserken rüzgarın sesini dinledi. Elindeki papatyaların konuşmasını ve ona geleceğini söylemesini diledi. Bu gece bencil olmak istiyordu. Her ne olursa olsun gelmesini ve ona tanışmak istediğini söylemesini istiyordu. Kim Taehyung hiç olmadığı kadar bencil olmak istiyordu bu Ağustos ayında. Derin bir nefes aldığında solundan bir ses yükseldi:

"Asıl marifet yağmur damlalarının acısını içinde taşıyabilen bulutlara aittir Kim Taehyung."

«────── « ⋅☾⁺ ☁⋅ » ──────»

devamı size kalmış, ucu açık bırakıyorum.

hatta kendinize göre hikayeyi tamamlayın, okuyayım, merak ettim.

lonely street lamp, taejoon✓️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin