"Hayır, Hyunjin'le konuşmadım. Ama o haklı ve ben bunun farkındayım. Bitti Beomgyu."
Elimdeki havluyu koltuğa fırlattım. "Ne saçmalıyorsun yine Jeongin?"
"Ayrıldık diyorum Beomgyu! Seni istemiyorum!"
Bağırışına güldüm önce. Sonra gülüşlerim kahkahaya dönüştü. "Siktir git Jeongin! Siktir git bir daha da dönme!"
Yere düşen ceketini aldım. Yüzüne fırlatırken bağırmaya devam ediyordum. "Karşıma çıkma bir daha!"
Yüksek çıkan sesime karışan yumruklanan kapıyla odağımı oraya verdim. "Jeongin!"
Jeongin hızla kapıya atıldı. Açılan kapıyla birlikte içeri Hyunjin denen herifin dalmasıyla kollarımı iki yana açtım. "Film mi çekiyoruz? Nerede kamera? Ah, senaryo ne? Durun tahmin edeyim. Bir psikopatın eline düşmüş olan masum çocuğun kahramanı tarafından kurtarılması mı?"
Hyunjin, Jeongin'i arkasına çekerken kafamı geriye atıp kahkaha attım. Gözlerim tekrar Hyunjin'in gözlerini bulurken bana korkuyla bakıyordu. "Sen, sen delisin."
Üstlerine yürüdüm. "Öyle mi? O zaman gidin evimden hadi."
İkisini de dışarıya sürükledikten sonra gözlerim Hyunjin'in arkasına saklanmış olan eski sevgilime kaydı. "Karşıma sakın çıkma Jeongin. Yoksa seni gördüğüm ilk yerde öldürürüm."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
