Keyifli okumalarrrr🧚♀️🧚♀️Genç çocuk daldığı rüya alemindeyken kafasını oynatarak iyice yerleşmişti uyukladığı yere. Ağzını şapırdatırken bilmem kaçıncı rüyası yüzünden kaşları çatılmış ardından ise tekrar eski haline dönmüştü.
Uykuya dalmak için yumuşak bir yatağa ihtiyacı olmamıştı hiçbir zaman. Tıpkı şuanda arabanın rahatsız koltuğunda mışıl mışıl uyuması gibi.
Kapalı göz kapaklarının üstünden vuran güneş ışınlarını hissediyor, ama gözünü açma gibi bir çaba içerisine girmiyordu. Açık bir yerden esen hafif rüzgar saçlarını alnına düşürmüş, bedenini titretmişti. Kuşların cıvıltaları ise kulaklarına doluyordu. Ama o bunların hiçbirine aldırmıyor, uykusunu bölmeye tenezzül bile etmiyordu.
Yan tarafından işittiği birkaç adım sesi kendine doğru yaklaşıyordu. Ama gözlerini açıp bakmamıştı bile. Yanına kadar gelip duran adımlardan sonra dibindeki kapı açıldı. Bunu beklemiyor olacak ki irkilerek uyanmış, uyku mahmuru ifadesiyle etrafına bakınmıştı. Gözgöze geldiği esmer olanla ise kısa bir an durumu idrak edemedi. Ne zaman uykuya daldığını hatırlamıyordu ancak esmerin yorgun ifadesi ve havanın aydınlanmış olması, saatlerdir yolda olduklarının işaretiydi.
Yumruk yaptığı avcunu gözlerine götürmüş bir şekilde ovalarken kendine gelmeyi bekledi. Tamamen uykudan arındığında ise bakışlarını başında dikilen esmerin kızarmış gözlerine çevirdi. Hiç durmadan araba sürmüş olduğundan saçları birbirine girmiş, uykusuzluktan göz altları şişmişti.
Jungkook etrafa şöyle bir göz gezdirmiş, bir pansiyona geldiklerini anlamıştı. Sorgular bakışlarla yanındaki bedene alttan bir şekilde baktığında, boğuk sesiyle konuştu.
“Burası neresi?” Taehyung da sonunda ağzını açmış, orada dikelmeyi bırakarak bagaja doğru ilerlerken Jungkookʼa yönelik konuşmuştu.
“Sabaha kadar direksiyon salladığım için yorgunum, biraz olsun dinlenebilmek için bir oda tuttum bize” arabadan inip sessizce onu dinleyen Jungkook, duyduğu biz kelimesiyle kaşlarını çatmıştı. Ne yani birlikte mi kalacaklardı?
“Valizini almıyor musun?” şok ifadesiyle dikilmeye devam ederken Taehyungʼun sorusunu duymuş, kendine gelerek valizini onun elinden almıştı.
Taehyung da bagajı kapattığında arabayı kilitlemişti. Şimdi birlikte pansiyona doğru adımlıyorlardı.
Kapının önüne geldiklerinde Taehyung tekli bir anahtarla kapının kilidini açmış odayı gözler önüne sunmuştu. Önden ilerlerken kapıyı sarışın olanın geçmesi için açık bırakmıştı.
Jungkook sakin adımlarla esmerin arkasından ilerlerken meraklı bakışlarla çok da geniş olmayan odanın içini incelemişti. Krem rengi duvarlara sahip odada pek de yeni sayılmayacak iki tane tek kişilik yatak bulunuyordu. Yatakların karşısında eski tahta bir dolap, onun çaprazındaysa banyoya açıldığını tahmin ettiği bir kapı vardı.
Odayı inceleme işi bittiğinde bakışları Taehyungʼa tırmanmıştı. Yavaş hareketlerle üstündeki ceketi çıkaran adam gerçekten yorgun görünüyordu. Onun hemen uyuyacağını tahmin ediyordu sarışın. Anlaşılan tahminlerinde de haklı çıkmıştı. Çünkü esmer olan hafifçe esnemiş ve yatağın birine oturmuştu. Jungkook onun valizini yatağın yanına bıraktığını görmüştü. Bu yüzden kendisi de diğer yatağa ilerleyip valizini yere koydu.
“Ben biraz uyuyacağım, sen de ne istiyorsan yapabilirsin” Sabaha kadar uyumuş olduğundan tekrar uyuyacağını düşünmüyordu sarışının. Kendisi gibi yatağa geçip oturmuş olan genci gözleriyle takip ederek konuşmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
tulsa jesus freak
Fanfictionsevgilisinin onu aldatması üzerine; ailesinin şehir dışındaki evine gitmek üzere yola çıkan Taehyung, hayatını günübirlik yaşayan Jungkookʼu arabasına alır. • tulsa jesus freak by lana del rey