1. Bölüm

71 7 2
                                    

Yanımdaki sepetin içinden bir kavonoz daha çıkardım. Kavanozun kapağını açıp avucuma biraz tohum aldım ve az önce minik delikler açtığım toprağa ekmeye başladım. Toprağı elimle düzelttikten sonra ileride duran su dolu saksıyı aldım ve can sularını vermeye başladım. Yarım saatin sonunda tüm tohumları ve fideleri ektiğime kanaat getirip yavaşça doğruldum ellerimi birbirine vurup toprakları gidermeye çalıştım.

Seradan çıkıp eve doğru yürürken gözüm çitlerin arkasında kalan sık ağaçlık ormana takıldı. Normal zamanda olsa ablamın sözünü dinlemeden gizlice kaçmak için tonla çaba harcadığım orman, şimdi o kadar ürkütücü gözüküyordu ki içime ılık bir titreme geldi. İleriye doğru birkaç adım attığımda ağaçların arasından hızla bir şeyin geçtiğini gördüm. Bu durum oldukca dikkatimi çekmişti,oraya gitmemem gerektiğinin bilincinde  olmak bile bazen içinizdeki o dürtüyü engelleyemiyordu. Sağıma soluma bakındıktan sonra çitlere doğru yürümeye başladım. Çitlerin tam bittiği yere yürüdüm ve çitlere ellerimi yaslayıp ormana doğru bakmaya başladım. Ağaçların arasında haraket eden bir canlı vardı. Bu düşünce beni heyecanlandırdı. Gözlerimi kısıp ileriye doğru biraz eğildim ve daha dikkatli bir şekilde bakmaya çalıştım.

Görüş alanıma ilk giren şey sarı renkli parıldayan bir çift göz oldu,nefes kesici görünüyordu. Birhayli de korkutucu.Birkaç adım gerilediğim sırada gözlerin sahibi kendini ağaçların arkasından çıkarıp bedenini gözlerimin önüne sundu.

Yaklaşık boyum kadar olan bir kurttu! Tüyleri ormanda sinsice gezinmesine,avına hissettirmeden yaklaşıp işini bitirecek o hamleyi yapmasına yardımcı olacak kadar siyahtı. Dişlerini açıp bana doğru hırladı. Korkutucuydu.

Bu hareketi birkaç adım daha geriye gitmeme sebep oldu. Dişlerinin arasından kan akıyordu, büyük ihtimal ile az önce avladığı bir hayvana aiti yine de emin olamadım. O kadar korkutucu gözüküyordu ki kalbim hızlı hızlı atmaya başladı. Kocaman ayaklarıyla bana biraz daha yaklaştığı zaman arkama bakmadan kaçmak istedim.

Ayaklarım sanki benim yönlendirmeme izin vermeden harekete geçemeyecek kadar bitkin bir durumdaydılar. Burada durmak işimi kolaylaştıracaktı ablamın büyülü bariyerini geçebileceğini sanmıyordum. Lakin gözüme o kadar büyük,yırtıcı gözüktü ki bir an için tereddüte düştüm. Kurtları tanıyordum,asla bu kadar gözü dönmüş bir şekilde bana bakmasına anlam veremedim. Peki ya hastalandıysa ve istemeden bu duruma geldiyse ne olacaktı?

Ablamlara bu konu hakkında danışmaya karar verdim,ama kurt'un oradan uzaklaşabilecek olması ihtimalini de göz önünde bulundurarak bir büyü yapmaya başladım. Gözlerimi kapatıp ellerimi toprağın üzerine koydum,ritmik hareketler ile büyülü sözleri avuçlarımın içindeki toprağa okumaya başladım. Marta bittiğinde çömeldiğim topraktan ayağa kalktım,avcumun içindek toprak şu an üzerine sim dökülmuş gibi parlıyordu. Çitlere biraz yaklaştım,avucumun içindeki toprağı dudaklarımın hizasına kaldırıp kurt'a doğru üfledim. Bu basit bir takip büyüsüydü,Zippiy ormanda gezintiye çıkmadan önce her zaman işaretlemek zorunda olduğumdan bu büyüye âşinaydım.

Toprak bariyerden geçip hızla yönlendirmeme uyarak tam da hedefe doğru ulaştı. Bir toz bulutu karşımda duran kurt'u çember içerisine almış parlayarak etrafında dönüyordu. Şimdi kurt bir yere gitse bile takip etmesi kolay olacağından arkamı dönüp salına salına ön kapıya doğru ilerledim. Kapıdan içeriye girdiğim anda boğucu bir aura ile karşılaştım. Aria ablamın ruh bağı o kadar baskılayıcıydı ki her seferinde ilk kez karşılaşmışım gibi hissediyordum. Paytak adımlar ile evi dolaşmaya başladım. Ben ablam olsaydım günün bu saatlerinde acaba nerede ne yapıyor olurdum? Bir süre düşünüp bodrum katındaki kütüphaneye doğru ilerlemeye karar verdim. Salondan geçip mutfağa doğru ilerledim,ilk önce her gün uyguladığım ritüel için çayı demlemeye koyuldum.

Yeryüzü BüyücüleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin