Şiir kitabına dalmış olan Taehyung ve dakikalardır yaptığı pancake hamuru sıvı olduğu için söylenen Jeongguk, Taehyung'un evindelerdi.
Etrafta yakılmış bir tütsünün kokusu ve birkaç mumun ışığı vardı. Güneş batmak üzereydi ve gökteki kızıllık usta bir ressamın elinden çıkmış bir gökyüzü tablosunu andırırcasına hayranlık uyandırıcıydı.
Taehyung söylenen çocuğa güldü. Belli ki işin sonunda pancake falan yiyemeyeceklerdi fakat çocuğun kendince uğraşmasına izin verdi. İlk kez denemiyordu Jeongguk fakat ne gariptir ki hamuru bir türlü tutturamamıştı. Un ekledikçe katılaşması gereken hamur öylece kalıyordu. Çocuk en sonunda dayanamayıp elindeki çırpıcıyı bir kenara bıraktı. Ellerini beline koymuş, ne yapacağı hakkında düşünüyordu.
Taehyung daha fazla kayıtsız kalamayıp ayağa kalktı ve elindeki kitabı masaya bıraktı.
"Sorun ne, çocuk?"
"Olmuyor! Uğraştım o kadar, neden olmuyor anlamadım."
Somurtan çocuğa baktı adam. Ne yapacağını kendisi de bilmiyordu, iki, en fazla üç kez yapmıştı bundan. Elini çocuğun saçlarına attı.
"Ne yapalım Jeongguk, olmuyorsa bırak gitsin. Zararı yok."
"Ama..."
Taehyung omuzlarını silkti.
"Çok istiyorsan sipariş edelim hm, ne dersin? "
"Olur."
Çocuk kabul ettikten sonra etrafa bakındı. Dakikalardır burnuna ilişen hoş kokunun hangisi olduğunu sormak yeni gelmişti aklına.
"Tütsünün kokusu çok hoş, ne bu?"
"Leylak."
Çocuk önüne dönüp tezgahı bir bezle temizledi ardından yanına gelen adamla birlikte çabucak etrafı topladılar.
"Eviniz cidden güzel efendim, çok beğendim."
Taehyung'un evi cidden de öyleydi. Bir duvarın başından sonuna uzanan koca kitaplık, salon bitkileri ve hoş dekorlar evi güzel kılıyordu. Koyu renkler hakimdi her odaya fakat ev yine de ferahtı.
Taehyung sürekli tütsü yaktığından bahsetmişti, Jeongguk hepsini inceleyip kokularına bakmıştı tek tek. Adam ona birkaç tütsü hediye etmeyi ihmal etmedi.
Jeongguk Taehyung'a biraz İtalyanca öğretti, kahve içtiler ve biraz da kitaplardan konuştular derken zil çaldı.
Tanrı'ya şükür, pancake yiyebileceklerdi!
Jeongguk neredeyse koşarak kapıyı açtı. Gülümseyerek kapıdaki adamın uzattığı poşeti aldı ve sabırsızlanarak içeri geçti. İkili huzur içinde keklerini yediler ve Taehyung Jeongguk'u yolcu etti.
Ne de güzel bir gündü böyle.
Jeongguk içindeki mutlulukla evine girdi ve elindeki tütsülere bakarak gülümsedi. Ne de güzeldi Taehyung'la vakit geçirmek. Yeni bir arkadaş edinmenin heyecanıyla odasına ilerledi.
Yeni arkadaşlar edinmek her zaman iyiydi.
Yalnız, birinin kalbindeki gariplik diğerinde henüz yoktu. Ve olmazsa, diğerinin bir yıkılışı olurdu bir yanışı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Do you have an aquarium? / Taekook
FanfictionTık tık tık. Kapı çalıyor. Etrafa derin bir sessizlik hakim fakat klimanın sesi ortalıkta geziyor. Uyuklayan adam gözlerini yavaşça araladı, etrafa bakındı ve şimdi de ayağa kalkıyor. Kapıyı açtı. Karşısında ellerini arkasında birleştirmiş bir çoc...