ultraviolence • taekook ✔️

ateş ve su.

8, ateş ve su.

---

Ortak derslik 2/3

Jennie:
Arkadaşlar hepiniz iyi misiniz?
Çıkamayan var mı içerden, ekipleri yönlendirelim?

Hyunjin:
Ben iyiyim.

Hyuna:
Ben ve Dawn iyiyiz, o telefonunu içerde kaybettiği için ben haber veriyorum onun yerine.

Jennie:
Tamamdır.

Aisha:
Ben de iyiyim.

Jieun:
Ben de iyiyim, az önce çıktım ama ben çıktıktan sonra yanan bir tahta amfi kapısının üzerine düştü.

Jennie:
Ne?
İçerde kalan var mı?

Jieun:
Kim olduğunu bilmiyorum ama biri var içerde.
Kahve saçlı, esmer bir çocuk.
Üzerinde beyaz gömlek, siyah süveter ve beyaz bir pantolon vardı.

Jennie:
Taehyung...
İçerde kalan Taehyung.

Chris:
Ne?
İçeri girelim, onu orada bırakamayız.

Jennie:
Donanımımız olmadan giremeyiz Chris.
Ekiplerle birlikte çalışıp fakültenin hangi bölümlerinde bugün öğrenim olduğunu söylememiz gerekiyor.
Yangın küçük bir yangın değil, küçümsenecek bir yangın da değil.

Eunwoo:
Jen bir yandan haklı.
Ama ekiplerle çalışabiliriz.
Bu arada arkadaşlar, müsaadeniz varsa Jungkook'u ve arkadaşlarını buraya ekleyebilir miyim?
Taehyung hakkında bilgi almak istiyorlar.
Özellikle de Jungkook.

Chris:
Nasıl anında haberi oldu 🤨/
Ona hâlâ aşık olduğuna yemin edebilirim/
Keşke tekrar sevgili olsalar :(/

Jennie:
Sorun olmayacaktır, ekle Woo.

Aisha:
Aynen aynen,
Ekle çabuk.

Eunwoo:
Tamamdır.

Eunwoo, Jungkook ve beş diğer kişiyi ekledi.

Jungkook:
Tsehyung
Tawhyujg iyi mi?
Ondan habwe alabilwn bar mı?

Jennie:
Sakin ol Jungkook,
Ekipleri yönlendirdik o tarafa gidecekler birazdan.

Jimin:
Ya ne demek birazdan?
Kafayı yedirtmwsinler bana çocuk ölecek orada kokudan.

Seokjin:
Gerçekten şaka gibiler,
Koskoca fakülteye üç itfaiye yeter mi sanıyorlar?

Jungkook:
İçeri gireceğim.

Jieun:
Çok tehlikeli Jungkook, gitme.

Chris:
Ben de seninle geliyorum, Kook.
Ne olursa olsun Taehyung bizim arkadaşımız, öyle ya da böyle onu içerde ölüme terk edemeyiz.

Jimin:
Ben de geliyorum.

Yoongi:
Ben de.

Eunwoo:
Pekâlâ, lütfen dikkatli olun.
Yardıma ihtiyacınız olduğunda ekipleri yanınıza yönlendireceğiz, haber vermeniz yeterli.

Jungkook:
Arkamdan gelirsiniz.

Namjoon:
Hassiktir

Jennie:
Ne oldu?
Ben şu an sizin olduğunuz tarafta olmadığım için ne olduğunu bilmiyorum.
Sorun nedir?

Jimin:
Jungkook,
İçeri girdi.

Chris:
İçerde Taehyung ve Jungkook'tan başka kimse yok şu an.
Taehyung en arkada oturduğu ve uyuduğundan geç fark ettiği için çıkamadı.
Vicdan azabından ölüyorum şu an gerçekten.

Yoongi:
Şu an vicdan zamanı değil, yardımcı olmamız ve içeri girmemiz gerekiyor.
İçeri girecekler beş dakika içinde tüm hazırlığını yapsın, içeri girelim.

Hyunjin:
Tamam öyle yapalım.

Jimin:
Sanırım gerek kalmadı,
Jungkook ve Taehyung çıktılar.

★

Akşam...

Taehyung:
Jungkook,
Merhaba.

Jungkook:
Merhaba

Taehyung:
Ben,
Teşekkür etmek için yazmıştım.

Jungkook:
Ne?
Neden?

Taehyung:
Bu sabah beni içerden,
Sen kurtarmışsın.
Ancak kendime gelip yazabildim, kusura bakma.

Jungkook:
Sorun değil.
Rica ederim,
Kim olsa aynısını yapardı.
Hayır, yapmazdı/
Ölüp ölüp dirildim sen içerdeyken/
Çok korktum Taehyung/
Seni sevmiyorum diyip duruyorum kendime ama sevmiyorsam neden bu kadar korkuyorum?/
Neden sana zarar gelmesi ihtimâli beni bu kadar korkutuyor?/
Sadece kurdumdan ibaret değil bu hissettiklerim, biliyorum.../

Taehyung:
Kim olsa aynısını yapmazdı işte.
Hayatını tehlikeye attın Jungkook.
Bunu herkes yapamazdı.

Jungkook:
Yine de önemli değildi,
Geçmişimiz var sonuçta.

Taehyung:
Sadece bir geçmişimizin olması mı kendini bu kadar tehlikeye atmanın sebebi?/
Yine de teşekkür ederim.
Her şey için.
Hastaneye de sen getirmişsin.
Anlık da olsa,
Bir kahramansın.

Jungkook:
Ben kahraman falan değilim, korkağın tekiyim/
Şimdi sen yukarda hasta odasındayken, hastane kantininde oturduğumu söyleyemeyecek, yanına gelemeyecek kadar korkağım ben/
Rica ederim, sorun yok.
(19.47)
(Görüldü)

---

Merhabalar, güzellerim. ⭐🧚‍♀️

Nasılsınız bakalım?

Umuyorum ki iyisinizdir!

Bölüm hakkındaki yorumlarınızı bırakmayı unutmayın, yorumlarınızı okumayı çok seviyorum.

Sizleri de çok seviyorum. 💗

Kendinize iyi bakın,

Sağlıcakla kalın! 🌼

-Bolca öpücükle, Vien.