Selam, Emma.
Beyaz saçlı masmavi gözlerini açtı ışığa doğru. Ah... Göremiyordu değil mi?
Norman bunları geçirdi içinden. Ne kadar kendinden bahsetse de kendisine kendisi gözüyle bakamıyordu. Ya da bakmak istemiyordu.Emma... Eğer ölürsem buluşabilecek miyiz? Tanrının güzel bir cennetinde veya boşlukta. Veya her hangi bir yer de işte... Buluşabilir miyiz Emma? Emma söylesene!
Beyaz saçlı artık cılız kalmış bu beden son zamanlarda çıkardığı en yüksek sesi çıkarmıştı.
Kusmak istiyorum.
Yatağına gömüldü. Bacaklarını kendine çekti. Gözlerinin önündeki o siyahlıktan ölecesiyle nefret ediyordu. Sahi, en yakın arkadaşının, onun için canını vermiş kişinin mezarına bir defa dahi gitmemişti. Kafasına koydu, Ray'dan, Emma'nın mezarına gitmek istediğini söyleyecekti. Pratik yaptı. Her kelimeyi tek tek söylemeye çalıştı.
E- emma?
Mezar...Siyah saçlı her zamanki gibi elindeki anahtarla içeri girdi. Tek elinde evinde yapıp getirdiği yiyecekler diğerinde ise papatya kokulu şampuan vardı.
Norman... Bugün nasılsın?
Cevap beklemiyordu. Ancak umutsuz şekilde sordu. Sandalyeyi Norman'ın yatağının yakınına çekti ve beyaz saçlıyı göğüsüne yasladı.Ben... İyiyim. Sen?
Sesi titredi. Resmen konuşmayı yeniden öğreniyor gibi hissediyordu. Bunları derken gönlü yangın yerine dönmüştü bile.Ray duyduğu cevap karşısında kendisinden geçti. Ne yani uğruna can vereceği kişi aylar, belki yıllar sonra ona cevap mı vermişti? Kendisini tutamayıp biraz yüksek sesle
Sen iyiysen ben iyiyim zaten! Diyerek şakıdı.
Ani ses yüzünden biraz irkilmiş olsa da gülümsedi Norman.
Mezar...
Ray gözlerini açarak ''hm?" Dedi ne dediğini anlamayarak
Mezarlık... ziyaret
Bunları derken cılız bedenin içindeki ruhu alev aldı. İki kelimeyi yan yana getirmiyordu resmen. Kendinden utanıp artık görme yetisini yitirmiş gözlerinden yaşlar akmaya başladı."Norman! Ağlama, ne istiyorsun hemen yapayım!" Ne yapması gerektiğini şaşırdı.
"Ray... Sence Tanrı beni cennetine alır mı? Emma orada çünkü... Hem sen de gelirsin"
"Elbette alır! Senin kime ne kötülüğün var?"
"O zaman... Canımı alır mısın?" İlk başlarda konuşamasa da konuştukça açılmıştı genç.
Ray bu sözler karşılığında ne demesi gerektiğini şaşırdı.
"Beraber..."
Beyazlı gülümseyerek "olur."Kucağına alıp banyoya götürdü beyazlıyı. Her zaman yaptığı gibi küvete koyarak papatya kokulu şampuanla köpürttü. Tekrar ve tekrar.
"Ray... Şimdi biz Emma'nın yanına gideceğiz ya, güzel gözükmek istiyorum..."
"Sen zaten güzelsin."4. Kez duruladıktan sonra kıyafetlerini dahi çıkartmadan küvete girdi Ray. Cebindeki 2 adet silah sanki bugün için bekliyordu. Birisini Norman'a verdi diğerini kendisi aldı.
"Geri sayım." Dedi beyazlı.
3... 2... 1...
Kurşun sesi. Kan damlaları. 2 vücut 3 ruh. Kavuşmuşlardı artık! Artık mutluydu Norman! Tekrar 3'ü beraber olacaktı. Hep beraber... İlelebet... Sonsuza dek... Onları artık ölüm ayıramazdı. Tanrı bile.Açtı gözlerini beyazlı. Açtığı anda gözlerinden yaşlar süzüldü. Önünde siyah saçlarıyla ona bakan çocuğu gördü. Kendisini tutamayıp hıçkırarak ağlamaya başladı.
"Shh... Geçti. Bak kim var burada."
Emma gözlerinden yaşlar akarken Norman'a koşarak sarıldı. "Çok özledim seni!"-------------------
Bitti galiba, bunu bitirmek istedim aslında artık kurgu yazmıyorum ama bu kurgu güzeldi, hiçbir taslak falan yapmadan yazdım işte umarım hatalarım yoktur
ŞİMDİ OKUDUĞUN
{♟} | I just wanted to be happy || •NorRay• || 'Angst
Short Story{🌿} | ~ I just wanted to be happy.. - - - - {🍓} | Diğer hikayemin aksine bu hikayede kısa bölümler olacak :3 {🥛} | Azcık üzücü bir senaryo var aklımda :') - - - - {🌾} | İyi okumlaar~