Kendini Arayanlara ; 2

90 14 6
                                    

Yarına çıkacağımızın garantisi olmayan bu dünyada insan ne için yaşar? Sanırım yıllardır bunun cevabını arıyor insan. Kimileri aşk der, tutkuya bağlı aptallığı yaşamak için! Kimileri para der, ruhunu Azrail'e satarak yalnız kalmıştır onlar!

Ama bazıları vardır, tıpkı benim gibi olanlar. Kendilerini bulmak için yaşarlar.

Sisli bir denizin ortasında deniz feneri arar onlar.

Yahu nasıl bulabilir insan kendini? İnsan kendini tanımaz mı? Tanımaz! İnsanlar öyle bir hale getiriyor ki bizi, kendimizi tanıyamıyoruz!

İnsanlar hep en iyisini arar sizde,en iyi yanınızı görmek isterler. Kimse gerçek tarafınızı görmek istemez,bu yüzden zamanla siz de alışırsınız buna. Basitleşirsiniz, onların istediği kişi olursunuz.

Çok geç farkına vardım insanların istediği gibi yaşadığımı, çok geç anladım ailemin çizdiği kötü bir resim olduğumu.

Geç bile olsa kurtulmak istedim bu insanlardan,kendim olmak istedim sadece. İnsanların bende açtığı yaraları iyileştirmenin bir yolunu bulmak istedim.

Çıktım bir yola, düştüm denizlere sırf kendimi bulabilmek için! Buldum kendimi bir adamda, buldum kendimi denize aşık olan bir kaptanda!

Hâlâ dün gibi aklımda onu ilk gördüğüm an, nasıl unutur zaten insan hayatının en mutlu anını? Birçok insanın olduğu bir odanın içerisinde tek başıma bir koltuğun üzerinde oturuyordum,ailem beni soyutlama konusunda o kadar iyiydi ki varlığım bir hayalet misali idi o odada.

Ama...

O gördü beni.

Kimsenin fark etmediği beni gördü.

O kötü resmin her bir rengini inceledi.

Oturacak onca yer varken gelip yanıma oturdu, nasıl olduğumu umursadı.

İkimiz hayatın isteği üzerine karşılaşmıştık ama onu tanımak isteyen bendim.

Bir film şeridi gibi aniden girdi hayatımın ta orta yerine,kendimi ararken, buldum onu.

Aşıktı o denize,ona anılarını unutturacak kadar dünyanın büyüklüğünü hatırlatan denize.

Bembeyaz bir teni vardır bu kaptanın, tıpkı denizin üzerine düşmüş bir zambak gibi gözükürdü beyaz üniforması ile.

Siyah saçları denizlerden çıkarılan petrol gibidir, dökülür zeytin gözlerine. Zeytin sevmem ben ama sevmiştim bu adamın gözlerini!

Az gülümser ama gülümsediği zaman mutlu ederdi insanı, diş etleri süsler idi gülüşünü.

Kısaydı boyu, çok mu bastırmışlardı omuzlarından? Çok mu yük vermişlerdi sırtına?

Zayıftı bedeni,komiktir ne güçlüdür aslında bu kaptan!

Elleri... Her şeyin suçlusu elleri değil miydi aslında? Kemikli elleri dümeni kavrardı,zor bulmuştu o dümeni! Bırakırsam kendimi de bırakırım diye düşünürdü!

Min Yoongi demişti ailesi ona.

Sorunsuz bir hayat geçirme umudu.

Yazık ne çok sorun çıkmıştı karşısına,ne çok zorlamışlardı onu! Yoktu hayatında umut,korku vardı sadece.

Çok güçlüydü bu kaptan, düşünceleri hayat vericiydi. Gördüğüm an anlamıştım bu adama benzemek istediğimi,bu adamda bulmuştum kendimi! Acılarımız benzerdi madem,direnme şeklimiz de benzer olsun istemiştim.

Soyutlanmıştık ikimiz de ailelerimiz tarafından, iyilik adı altında benliğimiz alınmıştı ellerimizden. Ama o bulabilmişti kendisini, çok şey başarmıştı. Onun hakkında çok şey duydum, duydukça daha çok hayran oldum ona. Ama o bilmezdi ona ne kadar hayran olduğumu,kendi hayatını yaşamaya devam ederdi.

Bir kalp atışı kadar yakın gördüm onu kendime.

Bir insan kendini bir adamda bulabilir miydi? O zaman özel olmazdı ki o insan, karşısındaki kişi özel olurdu. Ama umurumda değil hiçbir şey! Aynıydık biz bu adamla,o belki de hiç anlamayacaktı bunu ama ruh eşimdi o benim.

Bu yüzden koşulsuz şartsız sevdim Min Yoongi'yi,sevdim ki daha rahat yaşayayım bu hayatı.

Onu sevmeyi bile sevdim ben. Ağladığım zamanlar onu yanımda hissettiğim için ağlamayı bile sevdim.

O söyledikçe dinledim,ruhuma karıştı onun sesi.

Sevdim ruhumu.

Ama keşke o da sevebilseydi beni.

|;|Yayım tarihi:18.03.2023

Kalp atışı*: Bangtan'ın Heartbeat şarkısına bir gönderme içerir.

yaldızlı zambakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin