Yine sabahın erken saatlerinde sokaktaydım. Her sabah resmen ekmek almaya zor gidiyordum. Erken dediğime bakmayın öğlen olmuş bile. Yolda giderken Eren ve Mikasa birileri ile kavga ediyorlardı. Koşarak yanlarına gittim. Bu arada ben Bella, Bella deap sur Maria'da yaşayan bir genç kızım. 24 yaşındayım, annem ve kardeşim ile yaşamaktayım bu kadar yeterli bence.
( B:bella E:eren M:mikasa A:armin D: diğer çocuklar)
B: "Hey siz ne yapıyorsunuz öyle!" Çocuklar beni gördüğünde kaçmaya başladılar arkalarından bakmak ile kaldım. Duvara yaslanmış , elinde korumaya çalıştığı iki ekmek ile hırpalanmış bir şekilde oturan Armini gördüm. Hemen kaldırıp iyi olup olmadığını sordum.
A: "Evet iyiyim teşekkür ederim hepinize." diyerek yüzünde tatlı bir tebessüm oluşturmuştu.
E:"Bir daha olursa hepsini tek başıma halledebilirim tabi Mikasa gelmezse." Mikasa sadece baktı konuşmadı.
B:" Hepiniz yorulmuşa benziyorsunuz en iyisi gelin sizi evlerinize bırakayım." dedim ve hepsine bakarak gülümsedim. Eren ve Armini bebekliğinden beri tanıyorum. Mikasayı ise yine uzun zamandır. Resmen ailem gibilerdir, onlar benim kardeşim.
Son olarak Mikasa ve Ereni de eve bıraktım. Carla çamaşır asıyordu. Selam verip bende eve doğru yürümeye başladım. En son Erenin kulağını çekiyordu. Eve vardığımda annem bana bana öpücük verdi. Kardeşim daha küçüktü yedi yaşında mini mini bir kız. O kadar sevimli, o kadar tatlı ki insanın yiyesi geliyor.
Annem: "Kuzum geciktin hem hani ekmekler?" Elime baktım, ekmek almamıştım!
B: "Anne şey oldu ya..." Derken annem ayağından terliğini çıkardı. Bunu fark ettiğim an kapıya doğru koştum, dışarıya kaçtım. Annem ıskalamıştı. Öyle böyle derken gün geçti kardeşimin odasında ona sarılarak uyuyordum.
Ertesi gün gerçekten erkenden kalkmıştım güneş yeni yeni doğuyordu. Annem gece yine uyumamıştı. Hepsi babam yüzünden. Neyse üstümü başımı giyinip dışarıya çıktım. Hannes ben çocukken de buradaydı hala burada. Elinde yine o içki şişesi hep aynı poz.
B:"Günaydınlar olsun hannes bey!" Diyerek güldüm.
Hannes:"Sizede bella hanım erkencisiniz bakıyorum da."
B:"Sanki geç kalkıyorum da!" Bir süre sohbet ettik. Veda edip kalktım. Eren , mikasa ve armin yine beraberlerdi. Arkalarından belli etmeden yaklaştım.
B:"BÖÖÖ!" Armin hafif korksa da eren ile mikasada tık yoktu. Arminin elinde bir kitap vardı.
B:" Armin bu kitapta ne böyle?" Diye sordum ve yanlarına oturdum.
A:"Bak su ile kaplı kocaman bir yer adı denizmiş. Tuzu buradan çıkarıyorlarmış. Kumlar ile dolu bir yer ve dahası!" Öyle bir heyecan ile anlatıyordu ki ben bile heyecanlandım.
E:"İleride bir gün surların dışına çıkıp bu yerlere gidelim." Eren bunları söylerken havaya surlara bakıyordu.
B:"Gidelim..." Bir müddet sessizlik oldu. Büyük bir patlama ile yerden havaya uçup tekrar yere yapıştık.
B:"Ah canım acıdı!"
A:"Gidip neler olduğuna bakalım." Hepimiz ayağı fırlayıp koşmaya başladık. Kalabalık bir yere geldiğimizde durduk ve o manzara ile karşılaştık... Yüzyıllar sonra insanoğlu surların ardında gerçek bir korku hissetti. Devler sur Maria'yı yıktı...
Gözlerime inanamıyordum. Karşımda kocaman bir dev... Donup kaldım. Hiç bir şey duymuyordum. Devin gözlerine bakıyordum. Kendime gelmem yere düşmem ile oldu. İnsanlar koşuşuyor kaçmaya çalışıyorlardı. Etrafıma baktığımda ne Armin ne Mikasa nede Eren vardı. Aklıma annem ve kardeşim geldi. Koşarak evime doğru gitmeye başladım. Şu sokağı döndüm mü evim orada olacaktı. Sokağın başını döndüm ve karşımdaki dev ağzından annemin yarınını attı. Kardeşimin kafası önümde duruyordu. Gözlerimin dolduğunu hissettim. Dizlerimin üstüne çöktüm. Dev bana bakıyordu üstüme gelecekti ki hannes devi kesti.
Hannes:"Bella çabuk gitmeliyiz seni güvenli-" Ailemin ölü bedenlerine baktı. Hiç bir şey demeden beni sırtına aldı. Hala olanların gerçek olduğunu anlayamamıştım, bunları yazarken bile ağlıyorum. Elimde kardeşimin ayıcığı kalmıştı. Kolunda ise annemin tokası. Onlardan tek kalan bunlardı. Donup sadece onları izledim...
Hannes beni bir askerin yanına bıraktı ve tahliye için kalkan gemilerin oraya geldik. Bir gemiye bindim ve yere oturdum , insanlar gemiye binmek için atlamaya çalışıyorlardı. Gemi giderken zırhlı dev duvarı kırarak geçti. Bir anda hüngür hüngür ağlamaya başladım. Erenler de bulunduğum gemideymiş. Armin yanıma geldi ancak eren ve mikasayı fark etmedim. Yol boyunca armine sarılıp ağladım.
Selam ! İlk bölüm nasıldı ama? Ben beğendim aslında. Lütfen yorum yapmayı ve beğenmeyi unutmayın seviliyorsunuz. Görüşürüzz. <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Hayat
FanfictionBella adında olan kız sur marianın yıkılması ile keşif birliğine katılıyor ve bazı aşklar olaylar ve dahası yaşanıyor.