Parçalanan İçler

230 18 11
                                    

Kucak açmak isterim yalancı hayatıma. Fakat istesemde, dar gelen bir kucağa büyük bir yalan sığamaz bu hayatta.
Yalnızca seninleyken darmadağın oluyorum ve yalnızca seninleyken toplanıyorum. Ama sen yokken yalnızca bir hiç oluyorum.
——————
Belkide kalpsizdir? Sonuçta o bir robot bir insan değil. 'Yaşamayan kalpsiz robot'
En azından öyle gibi dudaklarının arasından çıkan kelimeler, soğukluğu, duygusuzluğu.
Kodlanmış adeta hayata. Kodlarının dışındaki şeyleri kabul etmezcesine arsızca ittiriyor.
Ama elimde değil sevdim onu bir kere.

Gümüş saçlarını, Zümrüt yeşili gözlerini gözlerimin araması sadece keder'e yol açsada.
Sevdim onu.
Keşke benide ittirse ama yeniden dönse yanıma. Yanlız bırakıp gitmese kırık kalbimle beraber beni.
—————-
Altın sarısı saçlar, ıslanmış bir altın. Kahrolmuş bir adam.
Kapıyı çaldı istemsizce. Korkuyordu çünkü o yeşil gözlerden.
Gözleri görmekten değil bir daha görememekten.
Kapı açıldı. Birbirlerine baktılar bir süre.
Bitkin,Kırmızı Yakut gözler ve bitkin, Zümrüt yeşili gözler.
Gözleri Birbirleriyle buluştuğunda bile parçalanan içler.
"Nerdeydin bu saate kadar?"
Kaveh bir şey demedi, diyemedi yanından geçti sadece. Gecenin yarısına kadar sokaklardaydı. Eve gidip ne yapacağını bilmediği için sokaklardaydı.
Çaresizdi, Aşıktı, üşüyordu, yıpranmıştı.
Odasına girdi hızlıca kilitledi kapıyı. Al-Haitham la konuşmak bile istemiyordu.
Kapının dibine çömeldi, ağlamaya başladı yine.
Al-Haitham gidiyordu buralardan, daha doğrusu kaçıyordu.
Bir kaç saate uçağı vardı.
Gümüş saçlar kapıyı tıklattı.
"Kaveh ben üzgünüm... Ama seni, sevgini haketmedim, sadece ateşinde eridim ben" dudakları titriyordu söylediklerinden. Oturdu oda kapının önüne. Sırtını yasladı. Sırt sıratlardı. Her zamanki gibi, asla aynı yönde değillerdi.

Kaveh ona gitme diye yalvarmayı istedi ama onlardan olmayacağını çok iyi biliyordu. Yinede onun tek neşesiydi Haitham. Kabullenmek kolay mıydı?
Bir yandan Defol da demek isterdi ona. Demesede Defolacaktı zaten.
Kalpsiz Robot...
"Haitham... Sadece git. Seni seven bu kalbe karşı sadece kaçmak yakışırdı zaten"
Gözünden yaşlar akarken ıssırdı yanağını.

O gidince ne olacaktı? Kime sarılacaktı, kime güvenecekti, Kimle gülecekti, Kimle sabaha kadar içip beraber uyuyacaklardı, kimin kıyafetlerini gizlice giyecekti?
Kaveh kimseyi istemiyodu. Sadece Al-haitham'ı istiyordu. Başkasını değil.
Ama her istediğimiz olmaz değil mi?
Arzular ve istekler birbirini seven kalpleri buluşturmaya yetmez, yetemez.
Kaveh kalktı ve kapıyı açtı. Karşısındaki acı dolu gözlere baktı.
Al-haitham kalpsiz değildi. Yada öyleydi.
Son kez Kaveh'i kollarının arasına aldı.
Kaveh taş kesildi. Onun sıcaklığı, vücudu en istediği şeydi, fakat neden şimdi? Neden?
Haitham başını ona gömmüştü.
"Kaveh.. Benden nefret et ama beni sevme, Ben seni seveyim. Bu acıyı ben çekeyim. Sana dokunmaya dahi hakkım yok... Her şey için özür dilerim."
"Sen Acının kendisisin Haitham. Özür dileme sadece git ve unuttur kendini. Unuttursanda seni, lanet seni yine seveceğim"
Haitham ağlamıyordu. Bazen gözlerden yaş akmazdı, kalp ağlardı sessizce.
Ama Kavehin gözlerinden seller akıyordu adeta.
Bu kadar acıtır mıydı sevdiğiyle beraber olamamak, ayrılmak, senden kaçılması?
Evet.
"Elveda Kaveh, Elveda.."
Haitham son sözlerini söyledi ve valizini alıp yanlız başına bıraktı kavehi.

•••

Kavehi en çok yaralayan ise Uçağın düşme haberini almak oldu.
Yaşamayan Kalpsiz robot...
Sen bitmiş bir hikayenin ölmüş karakterisin.
....

Kaveh mezara eğilip getirdiği çiçekleri koydu, Elini toprakta gezdirdi. Gözünden süzülen damlalara engel olamadan.
"Hiç bir şey yolunda gitmezken sen nasıl gittin Al-Haitham?"

—————
Aşk iki kişiyle oynanır, iyi olan kaybeder fakat ikiside iyiysede, ikiside farklı yollarda kaybeder.
.
.
.
.

503 kelime

🎉 Heartless Robot | haikaveh / kavetham / alkaveh / haiveh / alhakaveh hikayesini okumayı bitirdin 🎉
Heartless Robot | haikaveh / kavetham / alkaveh / haiveh / alhakavehHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin