Rino#12

20 4 2
                                    

Arkadaşlar ne oldu anlamadım ama okuma arttı😦😦. Çok mutlu oldum. Oy veren ve yorum yapan herkese çok teşekkür ediyorummm. Diğerlerininde canı sağolsun.😘😘

•∆•

Sonunda banyodan çıktım. Hala hava karanlıktı. Telefon ekranındaki bildirimleri önemsemeden saati kontrol ettim. Daha sonra iş için giyineceklerimi seçtim. Aldığım eteği giyecektim. Sonuçta çok da kötü olmamisti. Giydindikten sonra hazırlanmak için masaya geçtim. Saçlarımı kuruttum fakat makyaj yapma gereği duymadım. Sırada aldığım takılar vardi. Çok beğendiğim zincirli tasmayi taktım. Artık hazırdım. Odamdan çıktım. Kendime kavhe hazırlayıp plastik bardağa koydum ve evden çıktım. Taksi çağırdım ve gelince bindim. Taksiye iş yerini tarif ettim. 15 dk boyunca biraz rahatsız edici bir yolculuk sonunda arabadan indim. Adamın bakışları rahatsız ediciydi. Sanki bu gençlik nerwye gidiyor dercesine bakıyordu. Sanane kardeş benim ne giydigimden aaa.

Şirketten içeri girdim. Asansöre bindim ve bilin bakalım asansörde kim vardı. 5li kız grubu!

"OOOOO BAY HAN NE OLMUS SİZE!"

"Ne olmuş bana?"

"Çok güzel olmussunuz! Yoksa bunun bay Lee ile alakası var mı?" Diyip göz kırpan kıza goz devirdim.

"Ne alakası var. Gitsin sevgilisi onun için hazırlansın ben niye hazırlanayim?"

"Nasıl yani? Siz bay Lee'nin sevgilisi değil misiniz?"

"Yoo değilim. Eh neyse gitmem lazım işlerim var." Dedim ve kızlarla vedalastum. Asansör sonunda odamın olduğu katta durdu. Koridorun sonuna doğru yürürken bir yandan da cebimden anahtarı çıkartmaya çalışıyordum. Odamın önüne geldiğimde sonunda çıkarttım. Anahtarı deliğe bir türlü sokamiyordum. Hala sokmaya çalışırken karşı odadan gelen ayak seslerini duydum. Kapıya doğru geliyordu. Heyecandan elim titremeye başladı ve isim zorlaştı.

"Siktir..." Yan odanın kapısı aralandı fakat hiç o tarafa bakmadım. 1-2 saniye gözlerini üzerimde gezdirdi ve yanıma gelmesini beklerken diğer tarafa doğru dönüp asansöre doğru yürümeye başladı. Şok olmuştum. Ne yani gerçekten vaz mi geçmişti benden? Bu kadar çabuk mu? Gözlerim dolmaya başlamışti. Sonunda kapımı açtım ve içeri girdim. Kendimi koltuğa atıp göz yaşlarımi serbest bıraktım.

Bir kaç dakika agladiktan sonra telefonum çaldı.

"Alo? Efendim Chan?"

"Jisung? Sesin ağlamaklı geliyor. Ne oldu bir sorun mu var?"

"Ah yok yok iyiyim."

"Peki. Seni merak etmiştim o yüzden aradım. Birşey olursa ara beni saniyesinde oradayım."

"Teşekkür ederim Channie. Görüşürüz."

"Görüşüz." Gözlerim hala dolu doluydu. Aynadan kendime baktım. Burnum ve yanaklarım kizarmisti. Ve şimdi bugün başıma gelebilecek en kötü şey geldi. Bay Lee kapımı tiklatmadan içeri girdi. Yüzü çok sertti ki yüzümü görene kadar. Şaşırmış görünüyordu.

"Eğer sakıncası yoksa sorabilir miyim? Neden ağlıyorsunuz Bay Han?"

"Nolur herşey bir şaka de."

"Ne?"

"Anlayamıyor musun?" Derken gözlerim yeniden doldu.

"Neden ağladığınızi anlatacak misiniz?"

"Aptalsiniz bay Lee." Yanıma yaklaştı. Başımı eğdim ama elleriyle çenemi kavradı ve başımı kaldirdi. Şimdi göz göze gelmiştik fakat ben bakışlarımı kaçırdım.

Jealousy•|•MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin