Detention. [MINSUNG] 📖

Gelincik ve Civciv

Arkadaşlar bu basbaya smut kitabına dönüyor bu bölümde de temas vb. şeyler var smuttan hoşlanmayanlar, rahatsız olanlar kitabı bıraksın bence.

Danceracha - Taste (speed up)

Han'ın dediğini anlamamıştım. Şaka falan yaptıda ben anlamadım herhalde diye düşünüp güldüm. Ama aldığım tepki söylediği şeyin şaka olmadığının belirtisiydi.

"Çok mu komik? Fetişimin olması? Sana?"

"Ne demeye çalışıyorsun Hanji? Ahahah üstüme gelmesen?"

Han ayağa kalkıp bir bacağını bacaklarımın arasına koyup yüzümün dibine girmişti. Ağzını araladığı için dişleri gözüküyordu. Şu an ne kadar yakışıklı göründüğünü anlatabilsem emin olun anlatırdım.

"Seni şu an öpsem ne yapabilirsin ki? İlk öpücüğünü ilerideki sevgiline bekletiyordun gerçi değil mi? Kekonun biri gelip öpse kızardın, değil mi?"

Dedikten sonra iyice dibime girmişti. Minik burnundan verdiği nefesi bile hissediyordum. Şeker kokusu tekrardan ciğerlerimi doldurmuştu. Sonra yanağımı hızlıca öpüp çekildi.

"Evet kızardın bu yüzden yapmayacağım."

Çok tatlı gelmişti bu yüzden sırıtmıştım. O da bana karşılık vererek dişleriyle gülmüştü.

Ah o gülüşü... O kadar güzel ki...
Aşık olmaktan çok korkuyordum... O benim öğrencim onunla herhangi bir ilişki içinde olmam imkansızdı. Onu sevsem bile büyük ihtimal benden nefret ediyordur. Korkularımı üstüne giderek yenebileceğimi biliyorum ama böyle bir şey yapamam.

Han ile bir ilişki içinde bulunanam. Sarılıp yıldızlara bakamam. Saçlarını koklayamam, öpemem, bunları yapabilsem daha ne isteyeyim ki? Han'ın güzel dudaklarını öpebilsem, tadına bakabilsem daha ne isteyebilirim ki?

"Hehe... Sağol. Bir an korktum."

"Yeter bu kadar minnoşluk kahvaltı yapalım açlıktan geberiyorum ben."

"Tamam Hanjii."

Hyunjin'in ağzından
Hyunlix yapmadan rahat yok arkadaslar

Han ve Minho Hocanın videosunu çeken aptal çocuğu şikayet etmiştik. Felix ile mahkemeden çıkıyorduk. Bizim sınıfa transfer olmuştu ve hemen iyi anlaşmıştık çünkü ikimizde aynı alışkanlıklara sahiptik. Aynı yemekleri seviyor, aynı şeylerden keyif alıyorduk. Daha önce barda karşılaşmış ve bir kez öpüşmüştük. Ama şimdi aramız düzgündü. İkimizde bu saçma tanışma yüzünden utanç duysak bile gayet iyi anlaşıyorduk.

Şimdi ise aklıma gelen fikirle yanımdaki koyu kahverengi saçlı çocuğa dönmüştüm. Üzerinde deri bir ceket vardı. Bir kaç dakika önce bileğimdeki tokalarla yaptığım eşit durmayan atkuyruklarıyla çok komik bir o kadar da şirin gözüküyordu. Ağzındaki lolipopla bana döndü ve bir an göz göze geldik.

"Yongbok-ah bizim minholarla tanışmak ister misin?"

"Beni severler mi ki hyunjin-ah?"

Çok hoşumuza gittiği için birbirimize hep böyle sesleniyorduk.

"Beni seviyorlarsa seni de severler yongbok-ah."