Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yıldızları izlediği geceleri hatırlıyordu ve yanındaki genç adamın ona hikâye anlatırken, karanlık gecenin altındaki herhangi bir silüet olamayacak kadar gerçek olduğunu sanıyordu. Gençken neden bu kadar ahmak olurdu ki bir insan? Lyla onun gitmeyeceğini sanır, ozanların şarkılarında bahsedilen şu aşık adamlardan birine sahip olduğu düşüne kapılırdı.
Harwin'in onu sevdiği günleri hayal kurmaktan mı ibaretti? Lyla etkisini yıllardır hissettiği bir rüya görüp onu gerçek mi sanmıştı? Yıllardır aklında dolaşan tilkilerin fısıldadığı tek şey bu idi. Kızıl tilkileri her zaman kovmuştu aklından. Ancak saklanır, gitmezlerdi. Bazen aklından firar eder, boşluktaki kalbinde uyurlardı. Lyla Rivers, kalbi atmayan eski bir aşığın gölgesine tıkılı kalmıştı sanki. Yerini sevmezdi.
Hiç kimse geride kalmayı sevemezdi.
"Tahmin etmeliydim."
Alys Rivers elindeki kurutulmuş bitki ile dolu kaseyi masaya bıraktı ve yeşil gözleri düşünceli bir şekilde etrafında bir mum aramaya başladı. Harrenhal kalesindeki odası, yoğun bir kokudan dolayı boğucu hissettiriyordu. Alys'in şöminesi her daim yandığı için de oda bir hayli sıcaktı.
"Evime tekrar gelecek, biliyorum. Asla pes etmez." dedi Lyla. Bir köşede keyfi kaçmış şekilde oturuyordu. Alys mum bulup masanın başına geçerken, Lyla da onu izlemeye devam etti.
"Ama evlendiğini düşünüyor."
"Pek inanmış gibi görünmüyordu."
"Ölü kocan hakkında daha çok detay veririm ona." diye öneride bulundu Alys. Mumu kabın içine attıktan sonra odasında dolaşmaya devam ediyordu. Çeşit çeşit cam şişeler, kutular ve cadı olarak görülmesini sağlayan çok tuhaf malzemelerle dolu rafların önündeki vakti başlamıştı. Ne yaptığını Lyla bile kolay kolay anlayamazdı. Alys sadece raflardaki eşyaları karıştırarak zaman harcardı. Bazen bunu yaparken kendi kendine de konuşurdu.
"Hiç evlenmediğimi öğrenecek." dedi Lyla. Sıkıntıyla nefesini üfledi. Eğer hâlâ tanıdığı adam ise Harwin Strong ne yapar eder gerçeği öğrenirdi. "Cyra da babasını öğrenecek. Delireceğim."
"Harwin ve onun piçleri..." diyerek kendi kendine söylendi Alys. Karar vermiş olmalı ki raflardan eski bir kitap ve içinde yeşil renkli tuhaf bir sıvı olan cam şişeyi aldı. Masasında onu bekleyen kasenin başına döndü
"O sadece oğullarını düşünsün." Lyla huysuzlanıyordu. Aklına yine Prenses Rhaenyra için terk edildiği gelmişti ve ayağını zemine birkaç kere vurdu. Hiç katlanamazdı bu düşüncesine. Gerçek şuydu ki; kim bir nehirova piçini, asil bir prensese tercih ederdi? Yanıtı Lyla kendi kendine vermişti yıllar önce.
"Kızını daha çok seveceğine eminim." dedi Alys Rivers. Gülümsemesi nadir görülürdü.
