yirmi altı

1.1K 94 5
                                    


umarım yks iyi geciyodur!! ekin, emirhan yks icin bu kadar cabalamamis olsaydi kendini cumartesi sabahi asacakti

pazar
20.26

  mayıs, ekin rahatsız olduğu için sigara içmiyordu. sigara içmediği için elleri titrese de ekin'e bakıp derin bir iç çekiyordu. ekin onun bu hâline anlam veremiyordu fakat bozuntuya vermedi.

ikisi de heyecanla tabakları cips ve çerezlerle doldurmuş, emirhan'la alp'i bekliyorlardı. ekin'in heyecanlı olma sebebi mayıs'ın nasıl bir tutum sergileyeceğini bilmemesiydi.

"ben aşağı ineceğim bir." dedi mayıs ekin'e bakmadan. bakarsa gidemeyeceğini biliyordu.

"nereye?" dedi ekin, sırtına görüyordu onun.

"sigara içmem lazım. çok gerildim." ekin rahatsızlıkla ensesini kaşıdı. karşılıklı sigara içme hayalleri kurarken şimdi bu hâlde olmak onu üzüyordu.

"aşağı inmene gerek yok. odamda içebilirsin." dedi mayıs'ın gitmesini istemeyerek. ondan uzaklaşmak ya da yalnız kalmak istemiyordu. mayıs'ın adımları durdu. derin bir nefes aldı.

"evin içinde içmek istemiyorum."

"böyle davrandığında kendimi kötü hissediyorum." mayıs ona döndü yavaşça, yüzünden ne hissettiği anlaşılmıyordu her zamanki gibi.

"dumanı seni rahatsız ediyor. rahatsız olmanı istemiyorum." dedi gözlerini kaçırarak. ekin onun dürüst olmasına şaşırıyordu hâlâ.

"yalnız kalmak istemiyorum." dediğinde onu kandıracağından emindi. gerçekten mayıs yanında olduğunda çok daha iyi hissediyordu ve onsuz bir saniye bile geçirmek istemiyordu.

"buradayım." dedi mayıs sessizce. "yalnız değilsin." elindeki sigara paketini salondaki yemek masasının üzerine attıktan sonra ekin'in karşısındaki tekli koltuğa oturdu. gözlerine bakıyorlardı birbirlerinin. ekin gözlerini kırpıştırdı, kalbi de hızlanmıştı aynı zamanda. mayıs onun bu tavrından rahatsız gibi değildi, rahatlamıştı bu yüzden.

"arkadaşlarınla görüşmek istemiyorum galiba..." dedi gözlerini kaçırarak mayıs. "ben onları az çok tanıyor olsam da onların benim hakkımda fikirleri yok."

"var." dedi ekin yanakları kızarırken. "emirhan'a seni anlattığım zamanlar oldu."

"nasıl?" diye sordu şaşkınlıkla. ekin'in tam gözlerinin içine bakıyordu.

"kibar, yakışıklı ve eğlenceli biri olduğundan bahsettim ona. alışverişe gittiğimiz günü anlattım hatta biraz." ekin çekingenlikle konuşmuştu. pot kırmış gibi hissediyordu ve bunun mayıs'ı kıracağını sanmıştı. mayıs'ı gülümsemesini bastırmaya çalışırken görünce şaşırdı.

"tanıştığımızdan beri annene sövmediğim kaldı." konuşurken etrafı inceliyordu. gözleri siyah bantla görüş alanını kapattıkları güvenlik kamerasına kaydı. buna hâlâ inanamıyordu. bu durum ona bile iğrenç hissettirmişken ekin'in ailesinin nasıl böyle bir şey yaptığını anlamamıştı. "teşekkür ederim ama yine de. daha önceden kimsenin..." cümlesini tamamlamasına fırsat kalmadan zil çaldığında sustu.

ekin ayağa kalkıp kapıya yöneldiğinde tırnak etlerini yolmaya başlamıştı. ne zaman streslense elinde olmadan yapıyordu bunu. içeri girdiklerinin sesini duyunca ayağa kalkıp onlara selam verdi.

yarım ikiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin