21

8.6K 551 186
                                    

MERHABA
final 😞





gözlerimi açtığım gibi yan tarafımda duran ışığa uzandı elim, ışığı açtığımda üstümdeki örtüyü çekip terden ıslanmış ve önüme gelen saçları geriye doğru taradım. rüya görmüştüm.

yatağın yan tarafına baktığımda alışık olduğum, siyah saçları yastığa dağılmış ve esmer bacaklarını kollarının arasına alan taehyung'u göremeyince kaşlarım çatıldı. telefonumu komidinden alıp saate baktım, gece üçtü.

yatağın ucunda duran koltuktaki hareketlenmeyle o tarafa döndü bakışlarım, bam.

kıkırdayıp üstümdeki örtüyü tamamen açıp yanına gittim. burnuna öpücük kondurup tüylerini sevdim yavaşça. "baban nerede oğlum?" yüzüme boş boş bakarken dudaklarımı büzdüm. "bırakmış beni. kesin uyurken çok tekmeledim." kendi kendime tekrar kıkırdadığımda gözlerini kapatıp tekrar açtı. iki elimle yanağını sıkıp ayağa kalktım.

altımdaki kırmızı şort uyurken çok hareket ettiğim için yukarı katlandığından onu düzeltip gözlerimi ovuşturdum. odanın kapısını açıp aşağı inerken duyduğum şarkı sesiyle dudaklarım yukarı kıvrıldı.

salona geldiğimde gördüğüm görüntüyle titrekçe nefes aldım. altındaki bol siyah eşofman ve esmer geniş omuzlarıyla arkası dönük, uzun camdan dışarı bakarak sigara içen beden kalbimi sıkıştırıyordu.

çalan şarkıyı durduğumda şaşkın yüz ifadesiyle arkasına dönüp omzunun üstünden bana baktı. tebessüm ettiğimde en güzel gülümsemesi yayıldı dudaklarına ve bakışlarına. "sesime mi uyandın?" kafamı iki yana sallayıp yanına doğru adımlamaya başladım.

vücudu tamamen bana döndüğünde kollarımı beline sarıp yanağımı omzuna yasladım. "sadece... uyandım işte." ellerim usulca çıplak sırtında gezinirken elinde sigara olduğu için sarılamıyordu bana.

"sigara kokacaksın." dudaklarımı büzüp kollarımı daha sıkılaştırdım. "kaç tane içtin böyle? çok ağır kokuyor." saçlarıma dudaklarını yaslayıp ufak bir öpücük bıraktı. "güzelliğine dayanamıyorum." kafamı kaldırıp yüzüne baktım, üzgün görünüyordu. bunun sorduğum soruyla ne alakası vardı ki

"o ne demek öyle?" anlamadığımı belli edercesine yüzüne bakarken derin bir nefes alıp elindeki sigarayı yan tarafında duran masanın üstündeki küllüğe bastırdı. daha sonra gözlerini tekrar gözlerime sabitledi. "2 saat önce üstünü örtmek için uyandım. sonra seni izledim bir süre, ezbere bildiğim yüzünü unutmamak istercesine izledim seni. çok güzelsin jungkook, o kadar güzelsin ki bazen seni hak etmediğimi düşünüyorum." titrekçe nefes alıp aralık dudaklarını birbirine bastırıp tekrar araladı. "güzelliğin beni mahvediyor. ciddi anlamda mahvediyor. seni izlerken binlerce düşünce geçti aklımdan... seni hak etmediğim, seni üzdüğüm... daha sonra dayanamadım ve aşağı geldim işte." konuşurken yana eğdiği başından dolayı göremediğim bakışlarını görmek için çenesinden tutup yüzüme çevirdim yüzünü.

3 yılda çok şey değişmişti. ben değişmiştim, o değişmişti. kavgalarımız çoğalmaya başlamıştı mesela, bağırışlarımız, birbirimizi kırışlarımız sayamacağım kadar artmıştı. bazen kapıyı çarpıp çıktığı da oluyordu. kalbimi kırıyordu fakat sonrasında düzeliyorduk. kavgalarımız boş ve gereksizdi ama benim büyütmelerim ve saçma sözlerimden dolayı tartışmalarımız büyüyordu genelde.

"sen... bence bana aşıksın." diyecek bir şey bulamıyordum, ki bir şey dememe de gerek yoktu. içindekileri bana söyleyip rahatladığını biliyordum. anlayabiliyordum onu, onun güzelliğine ben de ağlamak istiyordum. saatlerce, aylarca belki de yıllarca izlemek istiyordum o güzel yüzünü. "çok aşığım." kıkırdadığımda kollarını aynı benim ona yaptığı gibi belime doladı. "taehyung, güzel sevgilim. beni en çok sen hak ediyorsun, ve seni de en çok ben. bir daha sakın böyle düşünme olur mu? ve eğer güzelliğime ağlayacaksan çirkin olmak için estetik yaptıracağım." alaylı sesime seslice gülüp alnını alnıma yasladı. "öyle de severim ki seni, öyle de ağlarım güzelliğine saatlerce." kollarım belinden boynuna çıkıp oraya sarıldı. "hmm, öyle mi?" ensesindeki saçlarını okşadım. "hm hm." yüzüne biraz daha yaklaşıp dudağının altındaki küçük benine değdirdim dudaklarımı. "ne kadar güzelsin sen taehyung."

i make sacrifices, you make lies upHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin