23

681 76 17
                                    

Minho, yanında göz yaşlarıyla dikilen gence baktı. Yaklaşık beş dakika önce havaalanına gelmiş ve onun gibi Felix'i beklemeye başlamıştı. Aralarında kısa bir selamlaşmadan başka bir diyalog geçmemişti.

Bir bacağını sürekli sallıyor, burnunu çekiyordu. Minho buna dayanamayarak bir of çekti. "Yeter be, bir rahat dursun ayağın!"

Hyunjin dolu gözlerle ona dönüp sessizce başını sallamıştı. Minho şaşırdı. Hyunjin ile çok fazla konuşmuşluğu yoktu ama ona hep gıcık olmuştu. Belki de Felix, onu kendisinden daha çok sevdiği içindi. Bilmiyordu. Ama şu an gözüne çok masum gelmişti. Felix'i göreceği için mi bu kadar duygusaldı Hyunjin?

Sessizce oturmaya devam ettiler. Bir süre sonra uzaktan gelen Felix'i gördü Hyunjin. Aralarındaki mesafeden dolayı yüzünü çok göremese de kıyafetinin kollarıyla gözlerini sildiğini görebilmişti. Hala ağlıyordu güzel bebeği.

"Geldi." ağzından fısıltıyla karışık çıkmıştı. Ayaklandı ve sevgilisine doğru yürüdü. Birinci adım, ikinci adım ve üçüncü adım. Adımları çok yavaş geldi ve koşmaya başladı gözlerindeki yaşlar dökülmeye başlarken. Minik sevgilisi de ona doğru koşuyordu şimdi.

Minho karşısındaki film sahnesine benzeyen sahneyle gülümsedi. Felix'in ilk kendisine sarılmasını isterdi tabii ama böylesi onu daha mutlu edecek gibiydi.

İki sevgi dolu kalp sonunda buluşmuş ve koca havaalanının ortasında kocaman sarılmıştı. Hyunjin dediği gibi bütün yaralarını sarmak istercesine sarılıyordu. Artık ikisi de sesli bir şekilde ağlıyordu. Etraftaki insanlar dönüp ikiliye bakarken onlar hiç oralı olmuyordu. Kendi dünyalarına, birbirlerine, çekilmişlerdi.

Hyunjin biraz sonra ayrılıp, bebeğinin yüzüne yapışmış saçlarını çekti elleriyle. Gözlerinde dinmek bilmeyen yaşlarla birbirlerine bakıyorlardı.

"Uçuş nasıldı?" kendini gülmeye zorlayarak sordu. Anlaşılan konuyu şimdi açmak istemiyordu.

"Çok güzeldi... Uçuşun sonunda sana kavuşacağımı bildiğim için çok güzeldi sevgilim. Çok özledim seni." tekrar sarıldı büyük olana.

Çenesini Felix'in kafasına yaslamıştı Hyunjin. Elleri ise rahatlatmak istercesine sırtını sıvazlıyordu.

"Ben de bebeğim, ben de..."

Arkadan gelen sahte öksürme sesiyle ikisi de o tarafa döndü. "Şey ben de varım ya burda. Bana sarılmayacak mısın?"

Felix tam ayrılacakken Hyunjin daha sıkı sardı kollarını. Izin vermek istemiyordu gitmesine.

"Bıraksana be çocuğu!"

"Biraz daha kalsak böyle, lütfen hyung."

Gözlerini ve ağzını şaşkınlıkla araladı Minho. Kendisine 'hyung' demişti Hyunjin ve yine çok masum bir sekilde söylemişti. "İyi sarılın bari." diyebildi sadece omzunu silkerken.

Çiçeği burnunda sevgililer orada birkaç dakika daha sarıldılar. Birbirlerinin kokularını içlerine çektiler, birbirlerini öptüler.

Ayrıldıklarında Felix Minho'ya da sarılmıştı. Kısa bir konuşmanın ardından da Hyunjin'in yanına geri gidip elini tutmuştu. Havaalanından çıkıp arabaya bindiklerinde de ayrılmamışlardı. Gerçi artık ikisinin de ayrılmak gibi bir planı yoktu.

Felix'in korkularını birlikte yeneceklerdi. Üzüntülerini birlikte unutacaklardı. Birlikte mutlu olup birlikte ağlayacaklardı.

...

Oldu mu bilmiyorum hiççç.
Biraz hatalar olabilir cümlelerimde doğru kelimeyi bulmakta zorlandım çünkü.
Umarım seversiniz!

love sight • hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin