Odanın kapısı açık balkonundan hafifce esen rüzgar yatakta uzanan oğlanı iyice mayıştırmıştı.
yine üstsüz bir şekilde evde dolandığı bir yaz akşamıydı ve gecenin serinliğine kendini bırakmıştı adeta.
Kumral saçları dağılmış, kahverengi gözleri kapalıydı.Çalan telefonun sesiyle bakışlarını karnında duran telefonuna çevirdi. Bir dakika kadar öncesinde sosyal medyadan sıkılarak telefonu bırakmıştı.
'Pedrito
Yazısını görünce miskin hareketlerle telefonuna uzanıp hoparlöre vererek telefonu karnında bıraktı. Ama bir cevap vermedi, Pedri'nin konuşmasını beklemeye karar vermişti.
Telefonu açmak icin uzattığı koluyla gözlerini kapatarak sesi duymayı bekledi."hey!" Diyen sese "hm?" Diye mırıldanarak küçük bir cevap verdi.
"Sıkıldım seni alayım mı?" Pedri'nin sesi heyecanlı halden oğlanınki gibi mırıldanır bir tona geçmişti.
"Sokağa iniyorum" diye kısa bir cevap verdi.
"10 dakikaya sendeyim" cevabını aldıktan sonra telefonun kapanışı anlamına gelen 'dit sesini duyarak kolunu gözlerinden çekti.Pedriyle kaliteli bir telefon görüşmesi daha diye kendi kendine dalga geçerek hafiften gülümsemişti.
Ayaklarını yere süre süre dolabına gittiğinde lacivert bir tişörtü üstüne geçirdi. Altında siyah bir şort vardı zaten, değiştirme gereği duymamıştı. Balkon kapısından esen rüzgarı da düşünerek eline geçirdiği bir siyah hırkayla kapıya doğru yürüyordu ki ani bir şekilde dönerek kulaklığını komodinden aldı ve deodorant sıktı.
Çıkıp apartman kapısını da arkasından kapattığında kulaklığını takıp listesinden rastgele bir şarkı açtı. hırkayı üstüne geçirip elini ceplerine geçirerek Pedri'nin onu hep aldığı alt caddeye yürümeye başlamıştı.
Got the music in you, baby
Tell me whyKulaklığında şarkı hafif bir melodide çalmaya devam ederken bir yandan yürüyor bir yandan yıldızları izliyordu
Kisses on the foreheads of the lovers
Wrapped in your armsŞarkının sözleriyle aklına gelen anı yüzünden kafasını görüntüyü silmek istercesine iki yana salladı.
Pedrinin alnına küçük öpücükler bırakırdı. Bu normal bir şeydi, neden şarkıyı dinlerken aklına geldiğini anlamamıştı.Duyduğu korna sesiyle irkilirken sesin geldiği yöne doğru baktı. Pedrinin yeşil mini Cooperı yerine başka bir arabayla geldiğini gördüğünde anlamlandıramamış bir ifadeyle kaşları hafifçe çatılsada araba değişikliğini umursamayarak kulaklığını çıkarıp yürüyüşünü hızlandırarak arabanın yanına gitti.
Kapıyı açıp oturduğunda şoför koltuğundaki oğlana dönerek çoktan açtığı kolları arasına girip sarıldı. Tanıdık parfüm kokusu burnuna dolduğunda içi ısınmış gibi hissetmişti. Oğlanın boynuna bir öpücük bırakarak uzaklaştı.
Hep yaptığı bir şeydi, her sarıldıklarında bir öpücük bırakırdı, nasıl başladığını hatırlamıyordu ama alışkanlık olmuştu artık."bu halin ne lan?" Pedri saçını karıştırıp yüzünde sırıtır bir ifadeyle baktığında oğlan önüne dönüp güneşlikteki aynayı açarak kendine baktı.
Kumral saçları rüzgarın esintisi ve pedrinin dağıtışıyla dağılmışken yanakları serin havadan kızarmıştı.
"Ne o hoşuna mı gitti" sırıtmasına dalga geçerek cevap verdi.
Pedri hafif bir gülüş ortaya koyarak arabayı sürmeye başladığında dikkati dağılmıştı bile, o yüzden oğlan "çok" diye mırıldandığında "hm?" diye anlamayan bir tonda sormuştu.
"Hiç" diyen cevaba kaşlarını anlamaz bir şekilde çatsa da "nereye gidelim?" Sorusuyla üstünde durmadı."Senin eve mi gitsek? Yemek söyleriz, acıktım."
"Bu kadar yiyip bir de nasıl bu kadar fit oluyorsun amına koyayım"
"Spor." Diyerek, ona dönen oğlana çapkın bir şekilde göz kırparak sırıttı.
Oğlanın söylediğine göz devirirken gülmüştü pedri.
Bir süre radyoda çalan şarkıyı dinleyerek sessizce yol aldıktan sonra durdukları kırmızı ışıkta pedri yanındaki oğlana dönmeden konuştu.
"Gavi pizzaları söylesene"
"Uşağın mı var amına koyayım"
"Aç olan sensin amına koyayım"
"Ya siktir sanki gelince yemeyeceksin"
Pedri bunun üstüne gülümsedi.
"Ara hadi araba kullanıyorum ben"
Gavi de gülümseyerek pizzacının numarasını çevirmeye başladı, Pedri bir şeyi rica ettiğinde yapardı. Sadece onunla laf dalaşına girmeyi seviyordu.
***
Arabadan inip Pedri'nin oturduğu daireye çıktıklarında, hırkasını çıkarıp bir köşeye bıraktıktan sonra sehpada ki sigara ve çakmağı eline alarak koltuğa bıraktı kendini.
Arkasına yaslanıp ayaklarını sehpaya uzatarak rahat bir şekilde oturdu.Paketten bir sigara çekip iki parmağı arasına aldı. Ağır hareketlerle sigarayı dudaklarına götürüp yaktığında derin bir nefes çekmişti içine.
Yerinde doğrulmadan paketi ve çakmağı sehpaya yere düşmeyecekleri şekilde attı.Çok içen biri değildi, pedri de çok içmezdi. Ama içtiklerini bilse Xavi onları öldürürdü büyük ihtimalle.
Odaya giren Pedriyle göz göze geldiklerinde, gözlerini ayırmadan ona doğru üfledi dumanı.
Oğlan yan bir gülüşle gelip yanına oturduğunda tpkı onun gibi ayaklarını sehpaya uzattı, omuzları birbirine değiyordu.
Ciddi olmayan bi tonda,
"İçme diyorum."
Diyerek Gavi'nin elinden sigarayı alma girişiminde bulundu.
Gavi ise itiraz etmeden oğlanı izliyordu.Pedri aldığı sigarayı kendi dudaklarına götürüp derin bir nefes çektiğinde kafasını geriye doğru bırakarak havaya üfledi dumanı.
gözlerini kapatmış hissin tadını çıkarıyordu.Gavi ise bu görüntü karşısında gözlerini birkaç defa kırpıştırdı.
Evin içindeki sıcaklıktan hafifçe kızaran yanakları, kafasını geriye bırakışı, dumanı üfleyiş şekli, dağılmış siyah saçları.
Sanatın en güzel haliydi bu oğlan.Düşünceleriyle ısınan yanaklarını hissettiğinde kendine gelmek icin derin bir nefes aldı.
"Sen de içme." Diyerek sigarayı Pedri'nin elinden alıp kendi dudaklarına götürdü.
Pedri kafasını yasladığı yerden kaldırmayarak gözlerini açıp ona çevirdiğinde bir anlığına boşluğa düşmüş gibi hissetti.
Ne yapacağını bilememişti.Tanrıya şükür tam o anda çalan zil ile Pedri dikkatini o yöne çevirmişti ki Gavi kendine gelecek zamanı bulabildi.
***
AY COK HEYECANLANDIM NASI OLMUS NASI OLMUS ĞQÖĞWÖSĞWŞS
uzun zaman sonra ilk defa kitap yazdim ve yayınladığım ilk gay kurgusu sanirimm daha önce yayınladıysam da hatırlamıyorum yani.
Çok korkuyorum cringe oldu diye