"Böylesine hassas bir davada nasıl bu kadar umursamaz olabilirler?"
Doktorların dün geceki ihmalkar tavırları Chanyeol'e ertesi sabaha kadar geçmeyecek bir öfke kazandırmıştı.
Şefine sinirle bağırırken kulağı söylediği çoğu şeyi duymuyordu bile. Kaşları sert bi şekilde çatılmıştı. Ağır adımları ofiste bir ileri bir geri gidip geliyordu, rozeti her hareketinde ve dönüşünde sallanıyordu.
"Boğazında bir tüple dehşet içinde uyandı! sakinleştirici dozunu nasıl karıştırırlar, Bunun ne kadar tehlikeli olduğunu biliyor musun?" Chanyeol öfkeden deliye dönmüştü.
"Hastane ile konuşacağım Chanyeol." Şef Kim Junmyeon onu rahatlatmaya çalışıyordu.
Öfkeli dedektif kabullenmeyerek başını salladı, "Saniyeler içinde orada, odada olmalıydılar. Onu hemşire odasından izlediklerini sanıyordum."
"Dediğim gibi Chanyeol, müdür ile konuşacağım." Şef güvence verdi, sesi her zamanki gibi ikna edici ve sakindi.
"Chanyeol, istersen biraz dinl-"
"Hayır, ben iyiyim." Öfkesini kontrol altına almak için elini saçlarının içinden geçirerek, Şefin sözünü hızla kesti.
Junmyeon sesli bir şekilde iç çekti, "Minseok bana uyumadığını söyledi."
"Birkaç saat uyudum bu benim için yeterli." uyuma mevzusu boş bir yalandı, saatlerini tamamen uyanık bir şekilde yatakta, Chaeyoung'un gözbebeklerinde gördüğü korkuyu düşünerek geçirdi. Bunu kafasından çıkaramıyordu.
"Aklın başında olsun Chanyeol." Junmyeon azarladı.
Chanyeol sinirli bir şekilde bakarken konuştu "aklım başımda zaten."
"Ofise girişimini kısıtlamaya başlamam gerekirse, yapacağım." Junmyeon kararlı bir sesle uyarısını yaptı, bu dediği Chanyeol'ün sıkıntıyla iç çekmesine sebep oldu.
"Bunu yapma, mikro yönetimden mefret ettiğimi biliyorsun."
Junmyeon masadan kalktı ve en iyi dedektifinin yanına giderek elini omzuna koydu.
"Bu davayı herkesten çok senin çözmek istediğini biliyorum ama akıl sağlığını koruduğundan emin ol. Tamam mı? seni kaybetmeyi göze alamam.""Beni zorlama."
"Seni zorlamıyorum, eve gidip biraz dinlenmeni söylüyorum. Bugün işten erken çık.""Tamam bugün 5'te çıkacağım."
Chanyeol isteksizce söylendi.Ama sahip olduğu özgürlüğü korumak istiyorsa biraz ara vermesi şarttı.
"Teşekkür ederim" Junmyeon'un dudaklarında muzip bir gülümseme oluştu Chanyeol'ü gerçekten önemsiyordu."Burada işimiz bitti mi?" Chanyeol sabırsızca sordu, artık odadan çıkmak istiyordu. Davayla ilgilenen polis memuru her an görüşmek için burada olabilirdi.
Şef homurdanarak başını salladı, "Hastane personellerine söylenerek ofisime daldın. Bu yüzden sana sormalı işimizin bitip bitmediğini."
Chanyeol, Junmyeon'un haklı olduğu gerçeğini görmezden gelerek kollarını kavuştururken dudaklarını büzdü. "Ama onlarla konuşacaksın, değil mi?"
Şef bıkkınlıkla onayladı. Chanyeol başıyla izin alarak odadan çıktı.Çok üzgündü ve endişeli hissediyordu neden böyle hissettiği hakkında ise bir fikri yoktu. Chaeyoung'un gözlerinde gördüğü korku aklına geldikçe delirecek gibi oluyordu.
Kapısında fısıldaşan onun özel alanını ihlal eden sorumsuz hastane personelleri, doktorların ihmalkâr tavırları Chanyeol'ü çılgına çevirmişti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Red Lip Killer
Fanfiction[pcy+pcy] Dedektif Park Chanyeol, Red Lip Killer tarafından öldürülen 12 kadının intikamını almaya yemin eder. Yalnız bir kadın saldırıdan sağ çıktığında, Chanyeol herşeye bir son vermek için yepyeni bir çözüm bulur. ❗️bu kitap çeviridir. ❗️cr: afte...