Sevgi alnından öpdükde helalimsin demekmiş

375 17 14
                                    

Sabah kollarını bana saran Akseli izliyordum. Nasıl beni koşulsuz şartsız seve biliyor ki? Bu kadar hatalarıma rağmen. Onu tanıyarak sevginin ne demek olduğunu öğrendim. Beni o kadar çok seviyor ki,yaptığım şeyleri unuttu bide üstelik rüyasında beni görmüş,bizi görmüş. Kendimi hamile olarak düşündüyümde garip oluyorum. Yerimde doğrulup Akselin alnını öpüyorum. Yüz hatları hareket etdiğinde uyandığını anlıyorum.
"Günaydın uykucu"
"Günaydın meleğim"
Bana gülümseyerek bakıyor. Bana yaklaşıp elini yanağımda gezdiriyor.
"O kadar narinsin ki,dokunursam kırılırsın diye korkuyorum. Ben hep böyle bir sabah yani,sabah uyandığımda yanı başımda seni görerek uyanmayı istiyordum. Biz hep böyle olalım asabi cadım"
"tamda romantikleşdiyine inanıyorken asabi cadının yerimiydi Allah aşkına"
Dedim kaşlarımı çatarak. Söylediyi sözler şiir gibi gelirken kulağıma,asabi cadı der-demez şiir falan kalmıyor sayesinde.
"Gel buraya"
Deyip kendine çekdi. O an zaten artık yumşadım.
"Sen iyi birisin. Benim kirli geçmişimi bildiğin halde hala bıkmadan seviyorsun beni. Nasıl yapa biliyorsun koşulsuz sevmeyi?"
Saçlarımın kokusunu ciğerlerine çekdikden sonra konuşdu
"Ben seni tanıyana kadar sevgini inkar edenler sırasındaydım. Çalışmaya başladın,bir baktım içim dışım sen olmuşsun. Seni görmeyince nefes alamıycak gibi oluyorum,iyi ki yanımdasın"
Deyip alnımı öptü. Onun her dokunuşu beni heyecanlandırıyor.
"Melis,bir gün bizde rüyamdaki gibi aile olacakmıyız?"
Bilmiyorum,ama olursak eğer benim o kadar inatçı bir anne olmayacağımı görürsün belki"
"sana annelik yakışacak"
"sana da babalık"
İkimizde güldük.
"Aslında deniye biliriz"
Dediyinde ona anlamayan surat ifadesiyle baktım.
"Neyi?"
"çocuk yapmayı"
Diye sırıtarak cevapladı.
"Saçmalıyorsun. Şaka yapıyorsun dimi?"
"Ben gayet ciddiyim"
Deyip bana iyice yaklaştı. Ellerini belime koyup iyice kendine taraf çekdi beni
"Olmaz Aksel"
Dediyimde geri çekildi
"Niye?"
"çünkü ben buna hazır değilim"
O an yaşadığım heyecanla yalan söyledim. Akselin yüzü düştü.
"Tamam senin istediyin gibi olsun. Hadi kahvaltı hazırlayalım"
---
Mutfağa girip kahvaltılıkları çıkardık. Aksel domatesleri eline aldığında onu durdurdum
"Aranızın hiç iyi olmadığını biliyorum"
"evet yıldızlarımız pek barışmadı"
İkimizde kahkahayla gülüyoruz.
"O günü hatırlıyor musun? Bana ikinci kez aşkını itiraf etmişdin. Sırıl sıklam olmuştuk. Üstümü değiştirmişdin. Sonra kahvaltılıklarla mücadelen... ve sonra şey of neyse"
Bana sırıtarak baktı
"Ve sonra seni duvara itip öpmüşdüm,öpüşmüşdük"
Kıpkırmızı oldum. Nerden hatırladım ki,eskileri..
"Tamam utanma"
"Utanmıyorum"
"o yüzden mi kızardın?"
"hayır kızarmadım"
Yine ukalalığı üstündeydi. Ben altda kalmam kalamam!
"İnkar etme bal gibi de kızardın"
"kızarmadım!"
"isbatla o zaman"
"Nasıl?"
"Utanmadan öp beni"
Sinir bozucu Aksel iş başında.
"Oyununa gelmiycem Varol"
Deyip domatesleri doğramaya başladım. Her ne kadar hayal kırıklığına uğrasa da Aksel,yardım ediyordu.
Onunla mutlu olmaktan korkuyordum. Ne zaman mutlu olursak sonrasında kat kat üzülüyoruz. Yıpranıyoruz. Düşüncelerimi onun sesi bölüyor.
"Omleti kabuklu mu seversin,kabuksuz mu?"
"Ne kabuğu?"
"yumurta kabuğu. Aslında ben kabuksuz severim ama yapınca kabuklu oluyor"
Dedi masumca bakarak. Şapşal ya. Kahkaha atdım.
"Haha ben yaparım. Yumurtanın kabuklarının yenildiği nerde görülmüş Akselcim"
"o da doğru tabi"
"hadi sen masayı düzelt. Ben yaparım"
Her ne kadar ev işlerini sevmese de beni kırmamak için yapıyordu pardon yapmaya çalışıyordu. Onun bu halleri çok şirindi. Benim de pek yetenekli olduğum söylenilmez bu konularda ama Aksel beyin(!) sayesinde ona sabahları kahvaltı hazırlarken öğrendim.

"omlet harika olmuş ellerine sağlık. Keşke çorbayı da bunun gibi hazırlaya bilseydin"
"of unutmamışsın!"
"Nasıl unuta bilirim ki,o gün ilk sarılarak uyuduğumuz gündü"
"Sen benim tek gerçeyimsin şu yaşadığım iğrenç hayatda"
"Bundan sonra hiç ayrılmayacağız sana söz veriyorum"
"biz mutlu olduğumuzda,birlikte oldukta hep bir engel çıkıyor karşımıza,o engelleri de ben çıkardım başına üzgünüm"
Göz yaşlarımı tutamadım. Aksel yerinden kalkıp yanıma geldi ve eliyle göz yaşlarımı sildi.
"Bundan sonra üzgün olmak yok. Biz çok mutlu olucağız"
"buna nasıl inanayım? Baban bizi ayırmak için her şeyi yapa bilir. Bir bakıma da bu onun doğal hakkı. Benim babam..."
"şitt tamam ağlama. Ben her şeyi hall edicem"
Ona sıkıca sarıldım. Biliyorum tekrar ayrılcağız...
-----

"Filmi taktım gel artık"
Elimdeki patlamış mısırlarla salonda beni bekleyen Akselin yanına oturuyorum. Mısır dolu kabı masanın üzerine koyuyorum ve Aksele sarılarak filmi izlemeye başlıyorum.
Filmdeki kız hastaydı,bir ay ömrü kalmıştı. Sevgilisine hasta olduğunu söyleyemiyordu. Sonu hüzünle bitti. Göz yaşlarımı sildim.
"Haha meleğim ağlama,filmdi o sadece"
"gerçek hayatda da ola bilir ama"
Alnımı öptü. Biraz olsun sakinleşdim. Her şey o kadar üst üste geldi ki,duygularım karıştı. Ama şanlıyım sevdiyim adamın yanındayım. Ama onu da mutsuz ediyordum.
"Aksel,seni mutsuz etdiyimi biliyorum. Sen tamamen senin olmamı istiyorsun ama ben hazır değilim,daha doğrusu utanıyorum. İstersen ayrıla bil..."
"Sus Melis,sen ne zaman hazır olursan o zaman olur. Sen benim helalimsin. Gelecekdeki çocuklarımın annesisin"
Deyip bir kez daha alnımdan öptü. Akseli tanıdıkdan sonra anladım ki, sevgi dakikada bir öpüşmek değil,sevgi alnından öpdükde helalimsin demekmiş. Onu her şeyiyle seviyorum.

---

Aradan bir hafta geçmişdi. Akselle her günümüz çok güzel geçiyordu. Bu gün erken kalkmışdım. Çıkıp dolaşıcaktık birlikde.
Aksel hala yatakta mışıl mışıl uyurken kapı çaldı. Adresi kimse bilmiyordu. O zaman kim gelmişdi? Kapı şiddetle vurulduğunda pencereye bakmaya fırsat bulamadım,Akselse top patlasa uyanmaz o derece uyuyordu. Koşarak kapıya doğru gelip kapıyı açtım. Gördüyüm insan beni şaşırtdı hemde çok...

İMKANSIZLIĞIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin