başlangıç.

120 14 15
                                    


falling ,, ichika nito -

falling ,, ichika nito -

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

boğucu bir hava, o havaya karışan binbir çeşit anlaşılmaz uğultu, onlarca beden, onlarca ruh; geniş, loş ışıklı salonu dolduruyor, onunla bütünleşiyor. siyahın en mavi tonunu saç tutamlarında taşıyan çocuk, ince parmakları arasıdaki cam bardağı sımsıkı sarmış, gümüş yüzükleri ve siyah ojeli tırnaklarıyla istemsizce bardakla oynuyor, çıkan takırtı salonda yankılanan uğultu ve durmak bilmeyen müzik sesinin yanında duyulmuyor bile. nefesleri gittikçe sıklaşırken bunu beyninde dönüp duran karmaşık düşüncelerle ilişkilendirmek yerine anbean damarlarına karışmakta olan alkole, kalabalığa, yüksek müziğe ve loş ışığa bağlıyor. sonunda üçüncü kadehinin dibini gördüğünde bir eli göğsünü bulurken diğer eli boynunu yokluyor. sanki üzerindeki ağırlığı dindirebilecekmişcesine birkaç kez vuruyor göğsüne, sessizce yutkunuyor. fakat nafile, çığlık atmak, koşarak uzaklaşmak, yok olmak, hiçlikle bir olmak istiyor genç. dolu gözleri mekanın her bir yanında dolanıyor, kaçacak yer arıyor adeta. bir süre sonra farkediyor, buradan değil, dünyadan kaçmak istediğini.

bir fare, çevresinde yaşamı için tehdit oluşturabilecek kendisinden üstün bir canlı gördüğünde öncelikle duraksar ve farkedilmemeyi umar. farkedilmişse artık çok geçtir kaçmak için, savaşmak gerekir. herkes kendi dengiyle savaşır. şayet karşısındaki tehdit bir kartalsa, çoktan kaybedilmiş bir savaş için hazırlanmaya lüzum yoktur.

megumi fushiguro bile gece mavisi saç tutamlarının altındaki güzel yüzüne, uzun kirpiklerinin ardındaki safirlerine rağmen çirkin bir ruhla yaşamını idame ettirirken yine aynı ruhla insanları, evreni ve özellikle yuji itadori isimli o herifi anlaması, anlamadığı şeylerden kaçması ve daha ordusu bile hazırlanmamış bir savaşı kaybetmiş gibi hissetmesi oldukça doğal olmalıydı.

gözyaşları utanmazca yanaklarından süzülürken yerle buluşan bitkin bedeniyle artık kaçamayacağını biliyordu parlaklığını yitirmiş safirler. o gece yine gencin içindeki binlerce başlanmamış savaştan biri daha kaybedilirken dans eden insanların ruhu bile duymadı.

en azından onun düşüncesi bu yöndeydi.

yine yeni bitiremeyecegim fic'lere basliyorum, iyi okumalar.

100623 -

neon moon :: itfsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin