Jisung'tan:
Yürümeye başladığında tuttuğu bileğim yüzünden kaçamıyordum.
"Amına koyayım,özür dilerim bırak beni!"
Kolumu çekiştirdim fakat duymuyor gibiydi.
"Sal kanka."
Duymazdan geldiği için daha fazla konuşmadım.Zaten en fazla ne olabilirdi ki.Belkide...Kolyemi verecektir!
Sırtımın duvara hızla çarpmasıyla ağzımdan hafif bir inleme kaçtı.
"Napıyorsun?"
"Neden benden kaçıyorsun Han Jisung?"
Sessiz kaldım.Tekrar konuşmasını bekledim ama eğer konuşmazsam o beni ben onu akşama kadar beklerdik sanırsam.
"Kızarsın diye."
Ondan korktuğum fikrine kapılması umurumda değildi tek istediğim bir an önce siktirip gidebilmekti.
"Kaçmasaydın...Kızmayacaktım."
İki kolunu da beni sıkıştıracak şekilde duvara koydu ve üstüme eğildi.
"Ne yapıyorsun?"
Kafasını omzuma yasladı.
"Minho kafayı mı yedi-"
Utanmıştım.Ne tuhaf çocuktu!
"Hm?"
"Çekil?"
Nefesini boynumda hissedince huylandım.Ağzımdan hafif bir kıkırdama kaçtı.
"Yeter!"
Çekildi ve arkasına bile bakmadan gitti.
"Aptal herif!"
***
Son üç saattir Minho'nun sabah yaptığı hareketi düşündüğümü fark ettiğimde defterimi açtım ve hocanın dediklerinden anladığım kadarını not almaya çalıştım.Fakat sıkıldığımda biraz daha düşünmeye çalıştım.Sabah neden öyle bir tepki vermiştim?Normalde olsa ittirirdim.
Sanırım gidip Minho ile konuşmalıydım.Zil sesiyle birlikte kalktım ve kantine gittim.Bizimkilerle masada oturuyordu.
"Minho benimle gelir misin?"
"Neden?"
"Neden?"Jeongin'le aynı anda söylemişti Minho.
"Boşver Jeongin,bizim aramızda."
Minho bu sözümden sonra kalktı ve yanıma geldi.Kantinden çıktık.
"Efendim Ji-"
"Sabah olanları onlara söyledin mi?"
"Ne olmuş sabah?"
"Boşversene."Bu sözümden sonra hızlı adımlarla yürümeye başladım.Arkamdan seslendiğinde durdum.
"Şu sabah seni duvara itmem mi?Öylesine yaptım altında birşey arama."
Ne olmuştu buna?Neden bu kadar sakindi?Umursamamaya karar verdim sonuçta işime gelirdi böylesi.
***
"Bütün kapıları ve camları kilitlemeyi unutma Jisung!"
"Tamam anne!"
Annem sonunda gitmişti.Üvey babam işyerinden zar zor aldığı izinle birlikte annemi evine çağırmıştı.Tabiki o buraya gelemezdi çünkü beni yönelimimden dolayı pek sevdiği söylenemezdi.
Telefonumu elime aldım.
"Alo Seungmin?"
"Annen gitti mi?"
"Evet gelebilirsiniz!"
Telefonu yüzüme kapatmasını hiç takmadan acaba Chan de gelecek mi diye düşünmeye başladım.Minho geliyorsa Chan de gelirdi bence.
Birkaç dakika sonra kapı çaldı.
"Hoşgeldiniz!"
Benim sınıfım ve H şubesinden birkaç kişi vardı.
"Ver sen bana onu mutfağa koyayım."Changbin elindeki sojuyu bana uzattı.
İçeceği dolaba koyarken omzumdaki elle sıçradım.
"Merhaba ben Hyunjin!"İlk kez gördüğüm sarı uzun saçlı çocuk kocaman bir gülümsemeyle bana elini uzattı.
"Ah,merhaba ben de Jisung,Chan ve Minhonun arkadaşı mısın acaba?"
"Jeongin'in sevgilisiyim aslında,yakın arkadaş değil misiniz?"
Duyduklarımla birlikte ağzım açık kaldı.Jeongin sevgili yapmıştı ve benim haberim yoktu.
"Tabiki de biliyordum sevgilisi olduğunu!Sadece henüz göstermemişti bu kadar yakışıklı birini beklemediğim için şaşırdım."
İyi kıvırmıştım yavaşça salona doğru adımladım o da beni takip etti.
***
Uyandığımda koltukta yatıyordum.Tabi yatmak denirse.
"Ya Minho!Kalk üstümden."
Ses vermeyince bacağımı salladım ve koltuktan yere kaydı.
"Ahh~"
"Ulan Minho napıyorsun!"Kafasına tekme atmıştım.
Minho'dan ses gelmeyince gözüm Chan'i aramaya başladı.Bulamayınca belki üst alttadır diye düşündüm sonuçta herkesin alt kata sığmasına imkan yoktu.
Üst kata çıktım ve odaları gezmeye başladım.Muhtemelen biryerde sızmıştı.Bu düşünce beni daha da mutlu etti çünkü o uyurken ona dilediğim kadar bakabilirdim.
Kapıyı açtım ve odamda, yerde yatan Chan ve kucağındaki Felix'i gördüm...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Calm Down(minsung) //DÜZENLENDİ
FanficSümüklü Minho: Jisung Kolyeyi sana vereceğim Ama bir şartım var SÖYLE CABUUUUKKK Sümüklü Minho: B...