GİRİŞ

2 0 0
                                    


Sabah olmuştu, yine her zamanki gibi adı 'yalnızlık' olan bir sabah. Kalktım yatağımdan. Gittim banyoya elimi yüzümü yıkadım. Sonra bir duş aldım. Boş eve ; "Olmayan ev arkadaşım kalktın mı?" şimdi beni paranoyak filan sanacaksınız. Ama benim hastalığımın adı; yalnızlık...koskocaman bir yalnızlık.

Mutfağa gidip kahvaltı hazırladım. Yine tek başıma yedim. Ders saatine 2 saat vardı. Lise son sınıftım. Ha bu arada adım Ada. Sıradan bal rengi sarı saçlarım, ama türünün tek örneği olan beyaz gözlerim. Sıradan yalnız bir kızdım. Sizi çok boğdum galiba yalnızlık aşağı yalnızlık yukarı.

Odama gidip hazırlanmaya gittim. Bir kafede çalışıyorum. Şu zamana kadar hiç sevgilim olmadı. Çünkü hiç sevmedim. Seven oldu ama ben sevmedim. Hem sevmiyorum hem de yalnızım diye yakınıyorum.

Okula gitmek için yola çıktım otobüse bindim. Otobüste "Çubuklu Formaların Altında" marşını açtım. Sizce hangi takımlıyım (!)

HA HA HA

Bu benim gülme efektim. Hani "Yere Yakın Yıldızlara Uzak" kitabındaki "Bestegül" gibi. Neyse geçelim bu konuyu. Bunları düşünürken okulun oraya gelmişiz. İndim otobüsten. Okula girdim.

Sınıfa girdim. Of yine gelmiş Beril Türkmen beni çekemiyor. Çünkü tüm erkekler bana aşık. Heee birde okulun yakışıklı Fenerbahçe'de kalecilik yapan Altay Bayındır bu Beril ona sular seller gibi aşık🤭.

Altay hani şu anlattığım yanıma geldi ve "Selam güzellik nasılsın?" dedi. ben ise "Selam." dedim boş bir ifadeyle. Sonra yüzü düştü ve yanımdan ayrıldı. Tamam yalnızlıktan nefret ediyorum, âmâ sevmeyide bilmiyorum.

BENİM İÇE KAPANIKLIK NE OLUCAK???????????????

TEKWhere stories live. Discover now