Four

60 9 48
                                    

Canım sıkılıyo bende bölüm atayın dedim

İyi yapıyorum dimii

-----------------------------------------------------------

1. Kişi anlatım/Minho'dan

Şimdi ise, daha geniş bir alandaydık.

Burda 6 sandalye vardı.

İçimizden birinin daha öleceği zamandı.

Katil olan bendim, yakında benden arkadaşlarımı öldürmemi istemeleri kaçınılmazdı.

X konuşmaya başladı.

X:"Hepiniz hazırsanız, başlayalım!"

Herkes sandalyelere bakıyordu.

Chan hyung ise bize bakıyordu.

X:"Cevap verin ama! Sıkılıyorum."

Chan hyung derin bir nefes aldı.

Chan:"Tanrım... Başla artık!"

X:"Güzel. O halde, müzik başlasın!"

🎶I'm a big dog, big bear, nigga, I'm a lion🎶
(Ben büyük bir köpeğim, büyük bir ayı, zenci, ben bir aslanım)

🎶I'm the predator of the prey that is hiding🎶
(Ben saklanan avın yırtıcısıyım)

🎶Oh my, oh my, I have found you, nigga🎶
(Aman tanrım, seni buldum zenci)

🎶Don't you run from me, lil' nigga🎶
(Benden kaçma, küçük zenci)

🎶You are not fast enough🎶
(Yeterince hızlı değilsin)

Hepimiz gergin bir şekilde sandalyelerin etrafında dönüyorduk.

Müzik ne zaman duracaktı?

Aslında hiç durmasın istiyordum.

🎶You are not brave enough🎶
(Yeterince cesur değilsin)

🎶You are out of luck🎶
(Şanssızsın)

🎶Now it's time for you to die very rough🎶
(Şimdi senin çok sert bir şekilde ölme zamanın geldi)

🎶You have been warned🎶
(Uyarıldın)

🎶There is nowhere to run🎶
(Kaçacak yer yok)

🎶You will pay the price🎶
(Bedelini ödeyeceksin)

Gözümle Jisung'u taradım.

Bacakları titriyordu.

Bu bile gözlerimin dolmasına sebep olmuştu.

🎶I will take your life🎶
(Canını alacağım)

🎶There's no running back🎶
(Geri kaçış yok)

🎶Now your loved ones are so sad🎶
(Şimdi sevdiklerin çok üzgün)

🎶You had a choice, but you failed🎶
(Bir seçeneğin vardı, ama başarısız oldun)

Derken müzik kesildi.

Otomatik olarak hemen sandalyeye oturmuştum.

Sağımda Felix, solumda Jisung oturuyordu.

Jisung'u görmek beni rahatlatmıştı.

Önümde ise...

Ayakta dikilen Chan hyung vardı.

Göz göze geldiğimizde gülümsedi.

Hareket bile etmemişti.

Ben dolu gözlerimle kafamı sağa sola salladım.

Felix'in bağırdı.

Felix:"Chan hyung! Hayır, hayır, hayır! Bunu yapamazsın!"

Chan hyung sorun yok dercesine kafasını salladı.

Aniden bir ok gelmiş, Chan hyungun kafasına isabet etmişti.

Chan, ok ile ölmüştü.

Herkesin bağırışını duyuyordum.

Ne yani Chan hyung ölmüş müydü?

1-2 gün önce üstümüzü örten Chan mi ölmüştü?

Herkes sandalyeden kalkmıştı.

Bende kalktım.

X:"Şarkı tam uymuş ama, dimi?"

Dayanamayıp patladım.

Lee:"Neden böyle yapıyorsun? Sevdiklerimizi neden elimizden alıyorsun? Senden nefret ediyorum! İnsanların hayatlarını mahvetmeye hakkın yok senin! Neden ortaya çıkmıyorsun? Seni kendi ellerimle öldüreceğim! Bu yanına kalm-"

Jisung bağırdı.

Han:"Sus Minho. Yalvarırım sus!"

Geri kalanlar bize şok içinde bakıyordu.

Han:"Hepiniz susun! Kimse konuşmasın! Yeter. Ben birinin daha ölmesini kaldıra-"

Hyunjin, Seungmin, Jeongin ve Felix Jisung'a sarıldı.

Seung:"Tamam, tamam. Sakin ol Jisung."

Jisung kızarmış gözleriyle bana bakıyordu.

Bacaklarımın artık beni kaldırmadığını hissediyordum.

Yere çömeldim ve ağlamaya başladım.

Jisung koşarak bana sarıldı.

Diğerleri de eşlik etti.

Şuan en büyükleri bendim.

Ağlamamalıydım.

Onları teselli etmeliydim

...

Odamızdaydık.

Herkes yatıyordu.

Ben ise yatamıyordum.

İçimden bir ses odadan çıkmamı söylüyordu.

İç sesime karşı koyamazdım.

-----------------------------------------------------------

Likary|MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin