Heyecanla otobüse binip etrafıma bakındım. Çoktan oturanlar vardı. Wooyoung ile San, Taehyun ile Beomgyu, Yeji ve Ryujin. Nereye oturalım diye Chan'a sormak için arkamı dönecekken Chan önüme geçip elini belime koydu ve beni ilerletmeye başladı.
Cam kenarına oturup beni yanına oturdu. Yanımıza Changbin ile Seungmin, arkalarına Jisung ile Minho ve bizim arkamıza Hyunjin'le Felix.
Jimin hoca -geziyle ilgilenen hocalardan biri- ismini yazdıran herkesin burda olup olmadığını kontrol etti. "Yeonjun ile Soobin nerde?" diye sordu otobüse göz atarken. Boş 2 koltuk vardı.
"Hocam durun gitmeyin!" diye bağırarak Yeonjun girdi otobüse ilk. Nefes nefeseydi. Arkasından Soobin girdi. "Neredeydiniz?" diye sordu hoca onları incelerken.
"Hocam, peşimizden köpek koşturuyordu. Yeonjun da korkup kaçmaya başladı. Öyle olunca okuldan baya uzaklaşmışız. Kusura bakmayın." diyerek Yeonjun'un kolunu tutup boş koltuğa oturttu.
"Herkes tam olduğuna göre gidiyoruz." diyerek Yoongi hocayla beraber öne geçtiler. Çok uyumlu olduklarını düşündüm. Birbirleri için yaratılmışlardı resmen.
Chan'a baktığımda kulaklığı taktığını gördüm. Tekini bana uzattı gülümseyerek. Takıp çalan şarkıyı dinlemeye başladım.
Bir süre sonra etrafıma bakındım. Seungmin Changbin'in omzunda uyuyordu, Changbin ise telefonuyla ilgileniyordu. Jisung sevgilisine sırnaşmış müzik dinleyerek uyuyordu -en azından gözleri kapalıydı.- Minho ise kitap okuyordu.
Hafifçe ayağı kalkıp arkamıza baktım. Felix'le Hyunjin jelibon yiyerek telefondan bir şeyler izliyorlardı. Ara sıra gülüşüyorlardı.
Önüme dönüp yanımda oturan sevgilime baktım. Cam kenarına kafasına yaslamış uyuyordu. Gülümseyerek kafasını yavaşça omzuma yatırdım ve saçlarını okşadım.
Hala garip geliyordu bu sevgililik olayı ama mutluydum. Uzun süren sevgim sonunda karşılığını bulmuştu. Her gün uyanıp Chan'dan 'günaydın sevgilim' ya da gece yatmadan önce 'iyi geceler sevgilim' mesajı almak mutlu ediyordu beni.
Kafamı Chan'ın kafasına yaslayarak gözlerimi kapattım. O sırada arkadan bir ses yükseldi. "Muharrem İnce diyorum sana!" Beomgyu siyasete girdiyse işimiz bitti demektir.
"Z kuşağı işte ne beklenir bunlardan!" dedi Yuna. "Ya bir git işine! Benden küçük gelmiş laf yapıyor." dedi Beomgyu sinirle.
"Gerçek aday Kılıçd-" demeye çalıştı Niki. Ama sadece çalıştı. Çünkü Beomgyu çocuğun suratına çakarak onu susturdu. "Muharrem İnce diyerek kapatıyoruz konuyu." dedi ardından.
"Yok ben buna dalarım." diyerek Beomgyu'nun üstüne atladı Niki. Kargaşaya uyuyanlar uyanmış, başka işlerle ilgilenenlerin odağı siyaset kavgası yapan arkadaşlarımız olmuştu.
"Gençler ne oluyor?" dedi Yoongi hoca arkasına dönüp. Daha sonra Jimin hocayla kavgayı ayırmaya çalıştılar. Hocalar ayıramayınca biz girdik araya. Ama bizim girmemizle daha kötü oldu her şey.
En son herkesin saçı başı dağıldığında ayrılıp yerlerimize oturduk. Herkes birbirine ölümcül bakışlar atıyordu.
Siyaset işte.
Kavgadan başka bir şey getirmiyordu.
En azından bizim sınıf için.
—-
ne yazdim ben
akpli yuna
siyaset tartisan kpop idolleri mi
anlamayanlar olduysa;
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
