0.4

1.4K 35 4
                                    

Dema; Gitmek zorunda mısın?

Liya; Gitmiyorum Dema, birlikte gidiyoruz.

Dema; Liya, sikik bir doğum günü partisine gitmek istemiyorum.

Liya; Anaokulu arkadaşımızın doğum günü partisi.

Liya; Mağarandan çık artık Dema, birkaç insan gör.

Dema; Seni görüyorum, yetiyor bana.

Liya; Dünya üzerinde sadece ben yokum.

Liya; Çık şu aptal ruh halinden.

Liya; Hem hep sen demez miydin?

Liya; Sikeyim reankarneyi, bir kere geliyoruz bu dünyaya.

Liya; Saçma sapan ruh halleri ile harcama vaktini.

Dema; Saçma sapan ruh halleri yerine, aptal bir doğum günü partisinde harcayayım değil mi?

Liya; Hazırlanıyorum, sende hazırlan.

Dema; Elbise giyme.

Liya; Partiye pantolon ile mi gideyim Dema?

Liya; Yazma bir şey, giyinmeye gidiyorum.

Liya; Hazır olunca gel al beni. (17.35)

Liya; Yağmur başladı, nerdesin? (18.23)

Kapıdan gelen seslerle telefonu elimden bırakarak kapıya doğru yürüdüm. Bir kaç dakikalık mesaj beklediğim süre beni öyle germişti ki, ellerim titriyordu.

Kapıyı açtığımda da rahat bir nefes almak istesem de bunu yapamadım. Kumral kısa saçları yüzüne yapışmış, üzerine giydiği açık renkli kot pantolonu öyle ıslanmıştı ki rengi değişmişti.

"Ne bakıyorsun kızım, yağmura yakalandım." diyerek beni geçip odama doğru yürüdü. Yere bıraktığı su damlaları için annemden azar işiteceğimi emindim ama bunu o an umursamadım.

Odama girdiğimde bakışları bana döndü. "Sikeyim partisini de insanlarını da." ağzının bu kadar bozuk olması bazen sinir etse de şuan onu bu konuda uyarmayacaktım. Çünkü alabileceğim cevabı tahmin edebiliyordum.

"Birazdan diner yağmur, benim kıyafetlerimden vereyim sana." derken çoktan dolabıma yönelmiştim. Ellerimi kıyafetlerde gezdirdim, onun giyebileceği türden bir şeyler aradım.

Dema benden farklıydı, her yönüyle. En belirgin özelliğimiz de dış görünüşümüzdü. Onun kumral kısa saçları vardı, benim belime kadar uzanan sarı saçlarım. O kahve severdi ben çay. O siyah severdi ben beyaz.

Elime aldığım oversize bir tişört ve gri bir eşofmanla ona döndüm. Çıplaktı. Tamam, tamamen çıplak değildi ama iç çamaşırlarıyla karşımda duruyordu.

Pencereme yaslanmış, elinde ki sigarasını içiyordu. Kalçaları... Hep böyle büyük müydü?

"Götümü izlemeyi bırak artık." duyduğum şeyle elimde ki kıyafetleri yatağın üzerine fırlattım. "Bakmadım, görmedim bir şey."

Bir şey söylemedi, birkaç saniye sonra bana doğru döndü. Sigarasını söndürüp aşağı fırlatıktan sonra bana adımladı. Göğüsleri kendini belli ediyordu, aptal Liya, yüzümün kızardığını hissediyordum.

"Bakmadın." dedi başını sallarken. Kısa tırnaklı uzun elleri çenemi kavradı, gözleri gözlerime tutundu.

"Küçük domates."







Ben bu ikiliyi çok seviyorum:')

oylarınızı, yorumlarınızı unutmayınız, love u all



Dema Ve Liya / TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin