Ne yaptığının bilincine yeni yeni varıyordu. Başının dönmesini engellemeye çalışırken sendeledi. Yavaş yavaş gözleri kararırken sokağı siren sesleri esir aldı. Apartmanda ayak sesleri yankılanırken iki beden ise yerde yan yana duruyordu.
Sadece birinin nabzı atıyordu fakat bu günden sonra ikiside yaşamına son vermişti.
Gözlerini yavaş yavaş açmaya başladığında bir takım sesler duydu. Gözlerini tamamen açtığında ise seslerin sahibinin iki kadına ait olduğunu fark etti. Ne dediklerini duymuyordu fakat duymak isteğeceğinide pek sanmıyordu. O an onların odadan çıkışı ile birlikte bir doktorun içeri girişini izledi.
Ve bir hastane odasında olduğunu fark etti. Daha sonra her şeyi yavaş yavaş hatırladı. Doktor konuşuyordu fakat hiç birini duymuyordu sadece olanlara odaklanmıştı. Göz yaşlarınının yavaş yavaş yanaklarından süzüldüğünü hissetti. Doktor sorularına cevap alamayınca yüzündeki endişe ile dışarı çıktı.
Ardından odaya üç tane polis girdi ve yine bir şeyler sormaya başladılar kulaklarında sesler yankılanıyordu fakat bunlar ; ne polisin, ne doktorun, ne de o iki kadının sesiydi.
Çığlıklar
Sadece çığlıklarKulakları çınlamaya başladı. Polislerin suratından konuşmayı bıraktıkları belli oluyordu. Ama hiç biri odadan çıkmadı ikisi yatağın yan tarafındaki koltuğa oturdu diğeri ise yatağın önünde volta atmaya başladı. O ise sadece karşısındaki tabloya gözlerini dikmiş düşünüyordu. Çünkü yapabileceği herhangi başka bir şey yoktu. Ve yavaş yavaş kulağındaki sesler dindi ama bu yaklaşık bir buçuk saat sürmüştü. Polisler hâlâ odadaydı. Gitmeyeceklerini fark ettiği zaman eve geri dönemeyeceğini anladı ve sessizliği sonlandırmak için sordu;
"hastaneden çıkarsam eve geri dönemeyeceğim değil mi ?"
Ve koltukta oturan sarışın, hafif tombul, orta yaşlardaki polis cevap verdi;
"eğer her şeyi anlatıp suçsuz olduğunu kanıtlarsan neden olmasın ?"
"Kanıtlamak istediğimi kim söyledi ?"
daha sonra volta atan polis durdu ve Berçin'in suratına baktı.
Ve Berçin o an tanıdık gelen o suratı gördü.
Sordu.
"Amacın ne senin ?"
Sessiz kaldı.
Çünkü hiçbir şeyi bilmiyorlardı.
Bilmiyorlardı çünkü olması gereken buydu.
Şu an yapabileceği en iyi şey susmaktan başka bir şey değildi.Diğer iki polis onun Berçin'i tanıdığını fark edince Ayza'ya bakmaya başladılar. Ama Ayza onlara bakmaktansa bakışlarını tekrar yere çevirdi. Ve Ayza;
"Bu sefer kaçabileceğini düşünmüyorum. Eğer gerçekten göründüğü gibi ise işler senin için epey zorlaşır. Ve şimdi her şeyi detaylıca anlat. Bende elimden geleni yapayım.""Anlatacağım bir şey yok her şey göründüğü gibi ve seninde hiç bir şey yapmana gerek yok çünkü ben bundan sonra olacaklara razıyım."
Bunu söyledikten sonra oturan iki polis birbirine baktı. Ve esmer olan kelepçeyi çıkarıp bi tarafinı Berçin'in bileğine bir tarafınıda yatağın kenarına taktı. Ayza öylece ayakta durmuş Berçin'i izliyordu bu kızın kendini kurtarabileceği halde hâlâ neden gerçekleri anlatmamakta direndiğini düşünüyordu. Sarışın polis dirseğini Ayza'ya vurunca kendine geldi ve üçü birden odadan çıktı.