Koşuyordum.
Çıplak ayaklarıma dikenler, taşlar batıyordu lakin koşuyordum.
Arkamdaki barbardan kaçmam için koşmam gerekiyordu lakin gücümü yitirdiğimi hissediyordum.
Ne olduğunu anlayamamıştım; gölün kenarında banyo yapmak için hazırlanıyorduk, sonrasında kasabanın içlerinden iyice yaklaşan gürültüyle paniğe kapılıp ne olduğunu anlamaya çalışmıştım.
Birden etrafımızı saran barbarları gördüğümde ise beynimin durduğunu hissettim, ne olduğunu bile anlayamadan bütün arkadaşlarımın zorla bir yere sürüklendiğini fark ettim.
Tabii ki ne olduğunu sununda kavramamla kaçmaya çalışmam bir olmuştu lakin çoktan 2-3 metre yakınıma gelmiş korkunç yüzlü barbarı gördüğümde boğazım yırtılırcasına çığlık atıp koşmaya başlamıştım, yerdeki kıyafetlerimi de alarak üstümde sadece iç çamaşırlarımın olmadını umursamadan koşmaya başladım.
Ne kadar sürdü bilemediğim lakin bana yıllar gibi gelen vakitler sonrasında arkamdaki barbar gittikçe sinirlenmiş, ben ise adım atamayacak kadar yorulmuştum; lakin durmadım- Önüme çıkan barbarın resmen kucağına düşene kadar.-
İki barbar da beni iyice yakalamış, saçlarımdan çeke çeke sürüklemeye başlamıştı. Ne olduğunu anlayamıyordum, evimden mutlu mutlu çıkmıştım çünkü kızlarla gölde eğlenmek her zaman beni en çok rahatlatan şey olmuştu..
Nereye gittiğimi, bu insanların kim olduğunu, ne için yalvardığımı bilmiyordum lakin deli ağlayıp yalvarıyordum.
Dinlemedi.
Hiç biri, yol boyu yalvarmama rağmen dinlemedi.
Nereye gittiğimizi bilmiyordum lakin başıma gelebilecek her şeye hazırdım.
Ailemi,arkadaşlarımı kaybetmiştim.
Daha ne vardı ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HASEKİ JEON TAEHYUNG
Fiksi PenggemarPadişah Jeon Jungkook ve onun biricik eşi Haseki Jeon Taehyung