Herkes anlayamazdı beni. Bende onları anlayamazdım. Ya da anlamak istemezlerdi. Aslında zor birşey değildi. Birazcık anlayış göstermelerini isteyince sanki Thanos'tan sonsuzluk eldivenini almalarını istemişim gibi davranıyorlardı.
Tabii ki istisna bir kişi vardı.
Kayra Güler... İlk hoşlantım.
Sanırım.
Onun bir farkı vardı. O hiçbir zaman öyle davranmazdı. Her zaman kibar,sevecen, tatlı ve düşünceli biriydi. Bu da onu sınıftaki diğer hayvanımsı insanlardan ayıran bir özellikti. Ona olan hoşlantı veya etkilenme her neyse ben henüz beşinci sınıfın sonlarına doğru başlamıştı.
İlk başta sadece dış görünüşünden etkilendiğimi düşünüp hislerim üzerine kafayı yormamıştım, sadece bu değil okuduğum kitaplardan da etkilendiğimi düşünüp bu hisleri saçma buluyordum. Çok karmakarışık bir histi bu. Hâla içimde birşeylerin çatıştığını hissedebiliyorum.
Onunla ilk konuşmam bağcıkları ile ilgili bir konu üzerine açılmıştı. Evet! Ne kadar saçma değil mi?
Her ne kadar birçok kişi için saçma gelse de bağcıklar benim kırmızı çizgimdi. Şimdi diyeceksiniz ki, ne alaka? Bağcıklarla ilgili nasıl bir kırmızı çizgin olabilir. Benim farkım da burada başlıyor. Hem sen bu çocukla böyle saçma bir konu üzerinden tanışabilirsin ki?
İşte bunu bende bilmiyorum. Tam olarak beşinci sınıfımın ilk günü başladı...
Burundan nefes al.
Ağızdan ver.
Burundan nefes al.
Ağızdan ve-
"Gerizekalı, niye mal gibi okula bakıyorsun girsene okula. Ne yapayım koluna girip, sınıfına kadar mı götüreyim seni?" Ensemdeki ani sızlamayla öne doğru bir uçuşa geçerken sırtımdaki 20 kiloluk çanta sayesinde sadece sendelemekle paçayı yırttım.
Düşmediğim için kendimle gurur duyarken arkamdan abimin ikinci kez konuştuğunu duydum.
"Al! Boşuna mal demiyoruz sana. Bir vurmakla yere düşersen, daha çok yaralanırsın kızım sen." Abimin boş laflarına sadece göz devirirken ikinci bir şaplak yememek için abimin önünden hızla yürüdüm.
Ben çantamın kollarını elimle tutmuş okula baka, baka yürürken arkamdan çekilmesiyle bu sefer de geriye doğru bir düşüş tehlikesi yaşadım. Allahım! Yarabbim! Şu kulunun çektiği nedir Yarabbim?!
Neden bu çocuğu benim başıma verdin Allahım?! Ya da neden beni bunun kardeşi kıldın?!
"Kızım niye yukarı bakıyorsun? Gökten ağzına elma düşmesini mi bekliyorsun?" Abimin alaylı bakışları yüzümde gezinirken, onu umursamadan dünyanın adaletine yakarmaya devam ettim.
Sonunda bakışlarımı gökyüzünden çekip avuçlarımı kapattığımda, neden abimin kargalar kadar çirkin sesini duymadığımı merak ediyordum. Etrafımda abimi ararken onun ileride arkadaşlarıyla konuştuğunu görüp tekrar göz devirdim.
İş başa düştü! Hadi bakalım Zeynep, bayılmadan sınıfına girip, sırana oturursan bu hafta kendine bir çikolata alabilirsin.
Okulun zil sesi çaldığında içeri doğru yürüyen kalabalığa karışıp, beni üst kata sürüklemelerine izin verdim. Büyük sınıflar sağolsun ayaklarımı yormadan havada uçarak ikinci kata çıkmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bağcık
General FictionHepsi bu takıntım yüzündendi. Allah aşkına kimin açık bağcık görünce bağlayası gelir ve bağlayamazsa elleri ve ayakları kaşınır ki?! Tahmin edin kim? Evet! Ben! Saçmalık, cidden bu tamamen bir saçmalık. Ben ne yaptım da böyle bir şeye sahip oldum...