17

462 49 20
                                    

iyi okumalaaarrr💗🏩

Sen Beni Unutamazsın- Emre Aydın
-------

Buzlu limonatanın içine biraz alkol katmak için tezgaha ilerlediğimde, açık kapıdan dışarıdaki Felix'i gördüm. Elinde küçük, yavru bir kediyle gelmişti.

Felix bizi evime davet etmişti, bu kadar zengin olduğunu bilmiyordum çünkü yazlıkları resmen saray yavrusu falandı. Biz de hava karanlık olduğundan bahçede mangal yapmış, sonra da çimenlere yayılmıştık.

Tabii, ben hariç. Ben üzgündüm. Bu gece kısıtlı derecede alkol alabilirdim.

Fakat kediyi gördüğüm an aklım gitti. Jimin de kediyi sevmek için ayaklandığında Felix tam Jennie'nin önünden geçerken ayağı takıldı ve düştü. Ellerini yukarıda tuttuğundan kediye zarar gelmemişti ama küçük ayaklarıyla korkudan Jennie'nin üzerine doğru kaçmıştı.

Jennie çığlık atarak ayağa kalktı. "Alın şunu üzerimden! Çabuk!"

Jungkook'un yüz ifadesinin şokunu saniyesi saniyesine izledim. "Neden ki?"

Jennie tahta basamağa çıkmıştı, kedi de hemen altındaydı. "Benim kedilere alerjim var!"

Pot kırmıştı. Ben Tateur adlı hesabıma kedi fotoğrafları atardım, oysa kedilere alerjisi olduğunu söylüyordu.

Sabahtan beri burada dikiliyor, Jungkook'un Jennie'yle konuşma çabalarını izliyordum. Jennie aptallık ediyordu, bunca şeyden sonra nasıl kendisi anlamazdı aklım almıyordu.

O an çok sinirlendim. O kadar çok sinirlendim ki yan tarafımda oturan Jin'in içki bardağını alıp kafama diktim ve ardından kahkaha attım.

Jennie bana bakıyordu, şaşırmıştı. Herkes bir anda sus pus kesilmişti.

Felix'e döndüm. "Bilerek yaptın."

Felix üstünü silkeledikten sonra ayağa kalktı. "Neyden bahsediyorsun?"

Gözlerimi devirdim. "Neyden bahsettiğimi gayet iyi biliyorsun."

"Hayır, bilmiyorum."

Jungkook araya girdi. "Ne oluyor?"

Kedi, Jennie'ye yaklaşınca Jennie bir kez daha çığlık attı. O an "Kes şu sikik sesini!" diye bağırdım.

Birden bir alevlenme hissetmiştim. Kafama diktiğim alkol sanki damardan almışım gibi bir anda çarpmıştı. Zihnimden dökülen kelimelerin altında eziliyordum, dilim benden bağımsız hareket ediyordu. "Sen," dedim Jungkook'u işaret ederek. "Hayatımda gördüğüm en aptal, gerizekalı insansın!"

"Hey,hey, sakin ol." diyerek ayaklandı Namjoon.

Jungkook kaşlarını çattı.

"Ben gidiyorum," diye mırıldandım Felix'e omuz atıp bahçenin sonuna doğru ilerlerken. "Zaten hata sana güvenende."

"Ben yanlışını düzeltmeye çalışıyorum!" diye bağırdı arkamdan Felix.

"Yanlışımsa benim yanlışım, hep mi doğru olmak zorundayım!"

Bahçenin demir kapısını tekmeledikten sonra bir hışımla boş ve karanlık yola çıktım. Neden kimse beni anlamıyordu? Yoksa bende mi kendimi anlayamıyordum? Bu yüzden mi anlaşılmıyordum?

Belki de en başında kendime yalnızca onun davranışlarını düzeltmek ve onun flörtleştiği kişilere yaptıklarına pişman etmek anacıyla bunları yaptığım hakkında söylediğim yalanın cezasıydı her şey.

"Hey!"

Arkamdan gelen sesi umursamadım. Bu saatte beklenmeyen sıcaklık yüzünden eve gidip, bütün klimaları açıp kutu kutu dondurma yemek istiyordum. Evet, hemde bir kutu dolusu.

august | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin