-2-

13 3 0
                                    

Sabah saat 10 gibi yine gruptan gelen bildirim sesine kalmıştım. Ben bildirim sesini kapatmamış mıydım ya?!?? Artık dayanamayıp grubu açıp kimlerin olduğuna baktım.

Grubu Bokuto açmıştı. Zaten başka kim o saatte grup açardı ki. Grubu Bokuto açtığı için tabii ki Akaashi, K*roo ve Tsukishima vardı. Onlar dışında Oikawa ve Atsumu da gruptaydı. Daha fazla bakmadan gruptan çıktım. 3 yıl önce olanlardan sonra hiçbiri ile (Atsumu ve Oikawa hariç) görüşmek istemiyordum. Zaten bugün daha önemli işlerim var.

İlk olarak dün gelen oyunları oynayacaktım. Sonrasında kedimi iç-dış parazit için veterinere, Oikawa'ya, götürecektim. Ki bu her seferinde bir işkence oluyor çünkü Oikawa'yla K*roo yakın arkadaşlar ve nedense her yanına gittiğimde O da orada oluyor. Yani anlamıyorum neden bizim için bu kadar çabaladıklarını. Senelerdir yapmadıkları şeyi veterinerde mi yapacaklardı? Saçma.

Veterinere gitme vakti gelmeden bir buçuk saat önce oyun oynamayı bırakıp kedi taşıma çantamı çıkardım Lokum'a çaktırmadan. Sonra elime bir battaniye alıp yanına gittim. Lokum, aşkım, huzurlu huzurlu uyuyordu. Birazdan olacaklardan haberi olsa ağzıma sıçardı ama yapacak bir şey yok bu onun iyiliği için. O ne olduğunun farkına varamadan battaniye ile taşıma çantasına koyup üstümü giyinmeye gittim.

Salondan odama çok tuhaf sesler geliyordu. Resmen kedi dile gelmiş benim gelmişime geçmişime sövüyordu. Hızlıca üzerime bir şeyler geçirip Lokum'u da alıp evden çıktım. Zaten veteriner yürüme mesafesindeydi, 5 dakikaya varırdım.

Veterinerden içeri girdiğimde çok şaşıracaksınız(!) ama K*roo da ordaydı. O da terrier kırması köpeği Paspas'ı getirmişti. Şansa bak ki ikimizin de randevusu bugüneydi. Ona bir baş selamı verip, ki o da insanlık gereği yaptığım bir şeydi, boş bir yere oturup sıramı beklemeye başladım. Beklediğimden birazcık (20 dakika kadar) erken gelmiştim. O yüzden telefonumu çıkarıp biraz uygulamalar arası gezinti yapmaya karar verdim. Tam telefonu cebimden çıkaracaktım ki K*roo konuşmaya başladı. Her zaman konuşuyordu ama asla cevap alamıyordu. Bir gün sıkılacağına dair inancımı asla yitirmediğim için ben de katlanıyordum.

Konuşmanın konusu genelde yaptıklarıyla alakalı oluyordu ya da havadan sudan işte. Kısaca boş konuşuyordu. Bir insan dinlenmeyeceğini bildiği halde neden buna devam eder ki?!

Sonunda sıram geldiğinde içeri girmeden önce konuşmayı her zaman dediği o kelimeyle bitirdi.

"Özledim."

O her bunu dediğinde içim burkuluyordu ama onu affedemiyordum. Yaptığını yediremiyordum.

Oikawa Lokum'un dış parazitini yaparken ben de elimde kalın ve büyük eldivenlerle Lokum'u tutuyordum. İç parazitini de bitirince sıra tırnaklarını kesmeye gelmişti. Asıl işkenceye yani. Artık onu bu eldivenlerle tutmam da bir işe yaramayacaktı. Bu yüzden Oikawa buradaki diğer veteriner olan İwaizumi'yi çağıdı.

"İWA-CHAANN, Bİ BURAYA GELEBİLİR MİSİN ?"

"BAĞIRMASANA BE! Noldu?"

"Lokum."

Adını duyar duymaz İwaizumi yanımızda bitti. Diğer veterinerlerin aksine İwaizumi Lokum'u çok seviyordu ve Lokum da onu. Hatta onu bu kadar rahat elleyebilen tek kişi oydu. Onları kıskanıyorum.

İwaizumi iki dakikada tırnaklarını kesip onu taşıma çantasına yerleştirdi. Ben de Oikawa'ya ücreti verip onlara iyi günler diledim. Sonra da hızlı adımlarla veterinerden çıktım. Çıkmadan hemen önce K*roo yine hep söylediği cümleyi söyledi.

Hearthbreaker - KuroKenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin