Mucize ve Izdırap

12 1 0
                                    

3 Yıl Önce

"Efendim sevgilim"
"Nerdesin sevgilim. Bitmedimi işin"

Kenan ın endişeli sesi ister istemez beni yine germişti. Ne zaman dışarı tek başıma çıksam sürekli beni arayıp iyi olup olmadığımdan emin olmak istiyordu. Evliliğimizin 2. yılındaydık.
İlk başlarda asla dışarı tek başıma çıkamazdım. Sürekli bir koruma ordusu ile dolaşmamı isterdi. Ama zamanla bunun beni ne kadar boğduğunu ve yaptığımız kavgalar sonucunda tek başıma dışarı çıkmama izin veriyordu.

"Az bir şey kaldı sevgilim. Halledip hemen gelmeye çalışacağım."

Kenan ı biraz gevşetip iyi olduğuma ikna ettikten sonra telefonu kapattım.
Şimdi Kenan ın hastanesinin önünde elimde raporla bir bankta oturuyordum. Bana biraz cesaret lazımdı çünkü korkuyordum. Yine hayal kırıklığı yaşamak istemiyordum.

Bir aydır sürekli baş dönmesi miğde bulantısı yaşıyordum. Regl dönemim gecikmişti. Bunu için sonunda bulduğum cesaret ile hastaneye gelip test yaptirabilmiştim. Şu anda ellerim arasında olan Kenan ile hayallerimdi.

Bir cesaret elimdeki raporun yapışkan yerlerini yırtarak açmaya başladım. Sonra derin bir nefes alıp içindeki son umudumu alıp bakmaya cesareti göstere bilmiştim.

"Yaptığınız test sonucunda %99.99 hamilesiniz."

Elimin altındaki rapor sonuçlarına adeta donmuş bir şekilde bakıyordum. Kulaklarım çınlıyor başım dönüyordu. Gözyaşlarım elimdeki raporu sırılsıklam yapmıştı. Ama ben kıpırdayamıyordum. 2 yıl sonunda son umudum buydu. Doktorların hamile kalmam için bir mucize lazım demişlerdi ve o mucize gerçekleşmişti.

Yıllar sonra tekrardan hamileydim...

Çıldırmış gibi oldum yerde hem tepiniyor, hemde mutluluk gözyaşlarımı bir türlü durduramiyordum.

....

Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum. Ama kendime geldiğim söylenemezdi. Bir an önce kendimi toplayıp Kenan a bu güzel haberi vermem gerekiyordu.

Oturduğum banktan kalkıp gözyaşlarımı silmeye çalıştım. Şu anda bir panda dan farkımın olmadığına emindim ama umrumda bile değildi. Hemen telefonumun kamerasından kendime bakıp akan rimelimi silmeye çalıştım. Biraz uğraştıktan sonra pek bir farkı olmasa da önemsemedim.

Hastanenin otoparkına yüzümden asla eksik olmayan gülümsememle yürüyordum. Arabamın önüne geldiğimde çantamdan anahtarı çıkarıp arabamın kapısını açtım. Tam arabama bineceğim zaman arkamda birinin varlığını hissettim. Arkamı dönmeye fırsatım olmadan arkadan bir el burnuma bir bez parçası tutmuştu. Olduğum yerde tepiniyor nefes almamaya çalışıyordum ama vücudumun hareketleri ağırlaşmaya başlamış gözlerim kapanıyordu. En son hatırladığım hiç tanımadığım kişinin kollarına yığıldığımdı.

......

Vücudumun uyuştuğunu hissediyordum. Gözlerimi açmaya çalışıyordum ama o kadar ağrıyordu ki sürekli açıp kapatıyordum. En sonunda gözlerimi açmayı başardığımda karanlık bir depoda ellerim ayaklarım bağlı bir şekilde sandalyede oturuyordum. Neler olduğunu düşünüyordum başım o kadar ağrıyordu dik bile tutmaya mecalim kalmamıştı.

En son hastanede olduğumu hatırlıyordum. Aklım yavaş yavaş aydınlanmaya başladığında gözlerim direk karnıma gitmişti. Hamileydim. Bu ayrıntı kalbimi amansız ızdırap ile doldurmuştu. O kadar korkmaya başlamıştım ki onu tekrar kaybecek olacağımı düşünmek beni bitirmeye başlamıştı.

Sakın olmalıydım. Henüz ne olduğunu bilmiyordum. Ama sakin olmak zorundaydım. Burda ne kadar süredir tutulduğumu bilmiyordum ama Kenan ın şimdiye kadar yokluğumu farkettiğine emindim. Biraz sabretmeli Kenan ın beni bulmasını beklemeliyim.

.....

Aradan biraz zaman geçmişti ki karşımdaki büyük demir kapı çok büyük bir gürültüyle açılmaya başlamıştı. Bu uzun süredir kendimi sakinleştirmeye çalışmamı tamamen yok etmişti. Çok korkuyordum. O kadar korkmaya başlamıştım ki nefes bile zor almaya başlamıştım.

Demir kapı açılıp içeri uzun boylu bir adam girdi. Yüzü karanlık olduğu için göremiyordum. Adam bana adım adım yaklaşırken yüzüde aydınlanmaya başlamıştı.

"Se-senn hayır sen olamaz."

Şok olmuştum yıllar sonra yine karşımdaydı. Kenan ın en büyük düşmanı. İlk hamileliğimi bitiren adam tekrardan karşımdaydı işte.

"Naber prenses. Nasılsın."
"Ne istiyorsun. Bırak beni bırak."

Olduğum yerde tepiniyor ellerimdeki iplerden kurtulmaya çalışıyordum. Ama bir işe yaramıyor su. Gözüm sürekli etrafı tarıyor bir kurtuluş arıyordum. Kurtulmam lazımdı onun elinden kurtulmam lazımdı.
"Tıtıtı böyle yaparak kendine sadece zarar vericeksin. Ama ben şu anlık böyle bir şey olsun istemem prensens."

"Ne istiyorsun benden. Benden aldıkların yetmedi mi hala ne istiyorsun." Diye çığlık atıp daha fazla yerimde tepinmeye başladım. Gözyaşlarım hiç durmadan akıyor gözümün önü bulanık görmeye başlamıştı.

"Senden aldıklarım yetmedimi? Asıl senle o kocanın benden aldıklarından sonra sizin bebeğinizi almam çokmu oldu ha ÇOKMU!!"

Delirmiş ti gerçekten delirmiş ti. Yüzüme yüzüme bağırıyordu. Gözleri kıpkırmızı olmuştu. Bu halini biliyordum. Her an herşeyi yapabilirdi.

"Sen kafayı yemişsin. Biz sana hiç bir şey yapmadık! Anladın mı yapmadık" Diye çığlıklar atıyordum. Bir anda eli ile başımın arkasından saçımı tutup yüzümü çok hızlı bir şekilde yüzüne yaklaştırdı.

"Daha ne yapacaksınız lan ne yapacaksınız! Siz benden karımı aldınız siz benden bebeğimi aldınız. Bunların bir karşılığı olmuyacakmıydı sanıyorsun."

Deli gibi sadece ağlıyordum. Ona kendimizi savunacak kadar halim kalmamıştı. Her an bayilacakmışım gibi hissediyordum.

"Bi-biz biz bir şey yapmadık. Hepsi senin suçun du. Seni yüzünden öldü onlar. Sen eğer melek e onları yapmasaydın o kendini öldürmeyecekti hayvan herif."

Daha ne olduğunu bile anlamadan başım sağ tarafıma doğru eğilmiş ti. Yüzüm o kadar çok yanıyordu ki. Bu daha fazla ağlamama neden olmuştu. Tekrardan saçımdan tutup yüzünü bu sefer yüzüme eğdi.

"O bana gelecekti. Barışmıştık biz. Ama siz ona izin vermediniz. Oda kendini öldürdü."

Başımı sürekli sağa sola sallıyor böyle bir şeyin olmadığını söyleyip duruyordum. Çok güçlü bir şekilde çenemi tutup yüzünü yüzüme santim kalacak şekilde yaklaştırdı.

"Sizden intikamımı alacağım. Hemde öyle bir şekilde alacağım ki asla ama asla unutmayacak sınız. Üstelik intikamımı seninle alacağım."

"Ne demek bu. Nasıl benimle alacaksın."

"O çok sevdiğin kocan var ya işte onu benimle aldatacaksın."

Öyle şaşkın bir halde ona bakıyordum ki. Midem bulanmaya başlamıştı. Daha fazla içimde tutamayarak sağ tarafıma kusmaya başlamıştım. Sürekli ağlıyordum böyle birşeyi yapamayacağımı söyleyip duruyordum.

"Kenan asla inanmaz onu aldatacağima asla!"

"Orasını sen merak etme teknoloji aletleri çok ilerledi. Bir video bir resim herşeyi çözer nasıl olsa."

"Yapamam. Bunu yapamam. Öldür beni daha iyi."

"Ah unuttun galiba. E tabi sende daha bugün öğrendin nasıl olsa. Seni öldürsem bebeğini de öldürmüş olurum ama."

Unuttuğum o ayrıntı bütün dünyamı altüst etmişti. Beni yine bebeğimi öldürmekle tehdit ediyordu.

"S-sen nasıl bil-biliyorsun."

"Prenses unuttun mu öbür hamileliğini daha kocana söyleyemeden onu sizden almıştım. Sen daha beni tanıyamadınmı. Çok yazık." Tekrardan saçlarımı tutup kendisine doğru başımı kaldırdığında " ya benimle kocanı aldatırsın yada daha kocanın bile haberi olmayan o bebeği elinizden alırım. Karar ver."

"Ya-yapamam. Yapamam!"


YAPTIMMM





NALANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin