SİMAY

Simay'ın gelişi

...derken zil çaldı ve lafı yarıda kesildi, hemen derse yetişmesi gerekiyormuş onun için okulun bitişinde anlatacağını söyledi.

dersim 12-E (y)di. "tanışalım bakalım şu yeni gelen öğrenciyle." diyerek sınıfa girdim. herkes ayağa kalktı elimle oturmalarını işaret ettim. şöyle bir sınıfı süzdüm. yeni gelen o meşhur öğrenci en arka sırada oturuyordu. kapüşonunu kafasına kadar çekmiş kafasını da masaya gömmüş benim geldiğimi bile umursamıyordu. "arkadışınızı uyandırın bakalım öğretmen geldi burada." dememle birlikte ön sırada oturan öğrencim Nisan yeni gelen arkadaşını nazikçe dokunarak uyandırdı ve direkt olarak bana baktı. o an gerçekten de şok olmuştum çünkü hakkında o kadar kötü şey duyduktan sonra bu kişinin kız olabileceği aklımın ucundan bile geçmezdi.

derse başlamam gerekiyordu ancak aklım yeni gelen öğrencide kalmıştı. o tarafa doğru döndüm "yeni gelen arkadaşımız bize kendini tanıt bakalım." dedim ve kız soğuk kanlı bir tavırla ayağa kalktı. yüzü sep-sert taş gibiydi, tek bir mimik bile göstermiyordu teni bembeyazdı tabiri ricaiyse ölü gibiydi. "benim adım Simay 20 yaşındayım. evet sizlerden büyüğüm çünkü iki sene sınıfta bırakıldım. eski okulumdan talihsiz bir kaza sonucunda ayrılmak zorunda kaldım. bu kadar, düz bir insanım." sınıfta küçük bir gülüşme yaşandı. "hocam arkadaş duvar galiba(!)" diye atladı Naz (sınıf başkanları). "naz arkadaşın okulumuza yeni geldi biraz heyecanlanmış olabilir. sende terbiyeni takın lütfen(!)" dedim ciddi bir ses tonuyla Naz bozulmuş gibi bana baktı ancak dediği şeye kim olsa sinirlenirdi.

                                                                                          *

ders bitmişti ancak Simay derse hiç katılmamıştı hatta yüzüme bile bakmamıştı sadece önünde duran defterine bir şeyler karalıyordu. son derse girmek üzereydik benim dersim 12-C'ye onların ise Aslı hocaylaydı. zil çaldı bende 12-C'ye girdim. ben daha sınıfa girmeden önce herkes arka sıraya toplanmış bir şey hakkında konuşuyorlardı. bu davranışlarını pek umursamadım ve dersime başladım.

dersin bitmesine ve evlerimize dağılmaya on dakika kala ön sıradan bir öğrencim (nur). "Eda hocam yeni gelen öğrenci hakkında biz bir kaç şey duyduk da size de sormak istiyoruz." dedi nazik ve korkak bir tavırla, galiba kızacağımdan korkmuştu. "tabi ki de sorabilirsin Nurcum hiç sorun değil." dedim, Nur bana gülümsedi az da olsa rahatlamış gibiydi. "hocam galiba bu yeni gelen arkadaşımızın ismi Simay'mış ve bizden 2 yaş büyükmüş. doğrumu acaba?" dedi. "evet, doğru. arkadaşınız iki sene sınıfta kalmış ondan dolayı sizlerden büyük." dedim. herkes şaşırmıştı çünkü bazıları daha yeni öğreniyordu, Simay'ın onlardan büyük olduğunu.

*

zil çaldı, okul sonunda bitmişti çıkışta herkes sanki yangından mal kaçırırcasına koşarak okuldan çıkıyorlardı. bende masanın üzerinden eşyalarımı aldım ve tam aşşağı kata inecekken gözüm 12-E sınıfına kaydı içimden bir sen "git sınıfın içine bak" diyordu. bende içimdeki sese güvenerek sınıfa girdim. sınıftaki herkes çıkmış içeride sadece Simay kalmıştı. Simay beni görmüş olacak ki hemen masasının üzerinde olan çizim defterini eline aldı ve bana temas etmeden kapıdan çıkıp gitti. tam sınıftan bende çıkıcakken yerdeki kağıda gözüm ilişti. kağıt tamda Simay'ın sırasının altındaydı kağıdı elime aldım, buruşturulup top haline getirilmişti. kağıdı açtığımda içinde kimilerinizin gördüğünde karalama olarak adlandıracağı tarzda olan "Retro" çizimler vardı. bu tür çizimlere benimde ilgim vardı zamanında bende bunlardan çok çizerdim. insanın kafasını dağıtmak için yaptığı bir şey ancak genel olarak bu tarz resimler yapan insanlarda duygu durum bozukluğu yada depresyon gibi ruhsal sıkıntılar olduğu da bilinmekteydi. o an aklımda bir ampul yanar gibi oldu. "acaba Simay anksiyeti yada depresyon gibi bir ruhsal hastalıkla mı yaşıyordu(?)" bulduğum bu resmi tabi ki de sınıf öğretmenlerine gösterecektim...