SEVGİLİ KOMŞUM Tetxing

14. bölüm

Helloo Nasılsınız?
Ben uzun zamandan beri buralarda
Yoktum. Bazı sebeplerden dolayı fazla aktif olamadım :(
Umarım eski aktifkiğime dönerim.

-İyi okumalar- :))

Dövmeci salonunda çalışmamın üstünden neredeyse iki hafta geçmişti. Fakat garip giden bir şeyler vardı. Dövmeli kocam üç gündür iş yerine gelmemiş olmasıydı. Haliyle bende üç gündür evde hayvan gibi yatıyordum. Bu durumu abime sorduğumda ise beni tersleyerek konuyu kapatmaya çalışmıştı.

Abi diye evimizde hayvan beslemişiz bunca zaman.

Neredeyse bin tane mesaj atmıştım birisine bile cevap vermemişti, mendebur herif. Saat gece yarısına geliyordu. Ev sakinleri çoktan mışıl mışıl uyurken ben zombi gibi odada tur atıyordum.

Hayır yani? Sen benim mesajlarıma neden cevap vermiyorsun? Burada gözü yaşlı seni bekleyen çıtı pıtı çiçeği burnunda bir karın var. Ay valla artık kendimi asker eşi gibi hissediyorum.

Dayanamayıp masanın üstünde ki telefonumu elime adım.

Bir daha şansımı deneyecektim.

Sen: kocam? (03: 23)

Sen: allahın cezası herif seni! (03:23

Sen: Bak kaymaklı ekmek kadayıfım artık sinirlenmeye başlıyorum. (03:25)

Sen: Ben normalde çok sakin bir insanım ama semn beni deli ediyorsun!
(03:26)

Sen: hayır yani gecemi gündüzüme katmış sana sapık gibi mesaj atmak durumunda bırakıyorsun beni. (03:26)

Sen: bu hiç hoş değil. (03:27)

Hâlâ aktif olmamıştı. Neden böyleydi? Bu içimde ki hisse anlam veremiyordum. Onun için telaşlanıyordum. Yokluğu beni korkutuyordu.

Sen: Her neyse galiba yine saçmaladım. Sana iyi geceler.

Sen: Bana yine uyku yok!

Telefonu masaya bırakacağım sırada
Fadik'in aramasıyla kaşlarımı çattım.
Fadik bu saate kadar uyanık kalacak birisi değildi. Gece gece beni araması tuhafıma gitmişti. Telefonu açtığımda kulağıma koydum.

"Alo kanka?" Dedim konuşmayı ilk ben başlatarak. Fadik'in telefonda sertçe nefes verdiğini duydum. Ters giden bir şeyler vardı. "Fadik?" Dedim tekrardan.

"Açelya hemen kapıyı aç ben geldim!" Dedi fadik nefes nefes. O kadar hızlı nefes alıyordu ki telefonda bile net bir şekilde duyabiliyordum.

Telaşla telefonu kapattıp hızlı adımlarla odamdan çıktım. Bir taraftan ev halkını uyandırmamak için sessiz olmaya çalışıyordum. Dış kapıya geldiğimde fadik'in yansımasını gördüm.

Kapıyı açtığımda fadik'in dışarıda ki yağmurdan sırılsıklam olduğu fark ettim. Üstündeki ayıcıklı pijamaları bedenine yapışmış, topuzundaki saçlarının yarısı çözülmüştü. Bu kız savaştan mı geldi?

"Fadik!" Dedim afallamış gözlerle ona bakarak. "Bu halin ne senin? Gece gece bana kilo vermek için mahalleyi turladığını söyleme inanırım valla." Dediğimde fadik gözlerini devirip beni iterek içeri girdi.

"Sen geç benimle dalganı kızım! Benim bu kör gözlerim nelere şahit oldu sen bir bilsen var ya?" Dedi fadik elini havaya sallayarak. Fadik odama geçtiğinde arkasından bende girdim. Kapıyı arkadan kilitleyip odamın ışığını kapattım. Şimdi abim falan tuvalate kalkarsa benim odamın ışığını açık görmeleri iyi olmazdı.

Dolaptan fadik'e beyaz bir bornoz verdiğimde fadik bornozu alıp üstünü kurulamaya başladı. Bende o sırada sandalyemi çekip oturdum.
Kollarımı iki yana bağlayıp fadik'e sorgu dolu bakışlarımı yollamakla meşguldüm.

"Fadik kanka şuan sıçandan bir farkın yok biliyorsun değil mi?" Dedim homurdanarak. Fadik kurulama işlemini bitirip bornozumu yatağa fırlattı. İnsan bi nezaketen dürer! Kenardan küçük pufumu alıp karşıma geçti.

"Sana anlatmam gereken bir şey var" dedi fadik yanağına yapışan saçlarını geriye atarak. Fadik benim kaç yıllık arkadaşımdı fakat sesi ilk defa bu kadar ciddiydi. Ters giden bir şeyler olduğunu anlamıştım. Şimdi ise emin olmuştum.

"Şu senin gittiğin dövmeci salonu varya?" Dedi fadik. Devamını getirememişti. Sanki söyleceği şeyin beni paramparça etmesinden korkuyordu. "Önünde iki tane kamyon vardı. Üç tane iri yarı adam içeriden eşyalar taşıyordu."

Asır Kırca Karahan taşınıyor muydu? 

Dövmeli kocam gidiyor muydu?

Sizce Asır gidiyor mu?
Peki giderse, gitme sebepi ne olurdu?
Açelya şimdi ne yapacak?

Umarım bolumu beğenmiş sinizdir.
Tekrar görüşmek dileğiyle hoşçakalın.