1•

124 16 30
                                    

10 Aralık 2006
Ellerindeki katanalar, artık onlarda nasır yapmaya başlamıştı. Ağır antremanlardan kaynaklı pek çok çocuk hayatını kaybetmişti.

Henüz 9 yaşında olan Eren, ortama ayak uydurmakta başlarda oldukça zorlanmıştı. Yumuşak bedeninde oluşan yaşan yaraların, özel bir merhem sayesinde kapanması gerçeği hâla onu derinden şaşırtıyordu.
Babasının elinden tutup ninja eğitimine getirmesiyle tüm dünyası değişti. Sadece kendini savunmayı öğreneceğini zannediyordu, ancak oranın bir örgüt olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu.

Başarısız ve ilerleyemeyen çocukları eliyorlardı, katanayla. O yüzden çok çalışarak kısa bir sürede bulunduğu yerin en başarılı öğrencisi oldu.
Ustası onunla gurur duyarken, bu yeteneğini baltalayan başka bir faktör ortaya çıkmıştı.

Bir kız.

Eren, hayatında ilk defa bir kıza aşık olmuştu. Onu çok sevmiş, bu yüzden derslerden sonra antreman yapmak yerine vaktini hep kıza ayırmaya başlamıştı.

"Buradan gitmek istiyorum..." diye huysuzlanan kızın saçlarını okşadı.

"Gidemezsin, neler olacağını biliyorsun." diye yanıt verebilmişti.
gidemezdi yoksa onu öldürürlerdi.
Belli bir yaşa kadar buradan çıkmak imkansızdı.

"evet...biliyorum." dedi dolu gözlerini ellerine dikerek.
"Ancak daha fazla buraya dayanabileceğimi zannetmiyorum. Korkuyorum Eren."

"Korkma, ben buradayım. Seni koruyacağım."

kız ona bakıp tebessüm etti ve yumuşak dudaklarını Eren'in yanaklarına bastırdı.
"teşekkür ederim..."

O günden birkaç gece sonrasında, yer yatağından ayak sesleri yüzünden uyanmak zorunda kaldı.
Burada kaldığı süre boyusunca uykusu bir pamuk kadar hafiflemişti.

Yatağında doğrulup, yorganını üzerinden attı ve yanında yatan arkadaşını uyandırmamaya özen göstererek yatağından kalktı.
Kapıya doğru ilerledikçe sesleri az çok kestirebilir hâle gelmişti.

Ayak sesleri kesilince, kapının sürgüsünü yana ittirerek kapıyı açtı. Koridorda kimse yoktu, bomboştu.
Dışarı çıktı.
Geceleri neden bu tarz ayak sesleri oluştuğunu biliyordu, yine birisi kaçmayı denemişti.
Birden gözleri irice ve korkuyla açıldı. Sevdiği kızda geçenlerde kaçmaktan bahsetmiyor muydu!?

Bulunduğu alanı koşarak terk etti ve dışarıya doğru yol aldı. Kapıyı açıp dışarı çıktığında, üç kişi ve ustasının karşısında küçük bir çocuk olduğunu gördü.
Etraf karanlıktı ve yağmur bardaktan boşalırcasına yağıyordu.

Kalkan katanayı görünce Eren korkuyla "Hayır!" diye bağırdı.
Ancak hiç kimse onu dinlemediği gibi başını çevirip bakmamışlardı bile.

Katana hızlıca karşısındakine indiğinde Eren, hayatında son kez orada ağlamıştı. Ustası, elindeki kanlı katanayı yere atarak Eren'e döndüğünde artık manzara daha da açıktı.
Bu hayatta sevdiği tek şey olan o kızı da kaybetmişti.

Ustası ona yaklaşıp ellerini arkada birleştirdi.
"Seni kurtardım, ayağına bağ oluyor ve gelişimini engelliyordu."

"o masumdu!" diye bağırdı Eren, gözlerini silerek." burada olmayı istemiyordu bile!"

"iyi ya, artık burada değil." elini Eren'in omzuna koydu.
"çok mu sinirlendin? o hâlde neden benden intikam almıyorsun?"

21 Eylül 2017
(Günümüz)

Akademideki herkesi öldüreceğine dair ettiği yemini bir gün bile unutmamıştı. Kendisini daha da fazla geliştirmiş, bu zamana kadar da kimseye yenik düşmemişti.
Hatta vücuduna çizik bile atılmamıştı.

Sonunda kurtulduğu akademideki kim var kim yoksa hepsini öldürmeye başlamıştı. Listesi gittikçe azalmaya başlamıştı.

Girdiği bir barda, köşeye sessizce oturdu.

"Herkesin tek tek öldüğü söyleniliyor."

"Evet eski Ninjutsu akademisinden kimse sağ çıkamamış."

"Bu hikayeye sahiden inanıyor olamazsınız, öyle değil mi? Üstelik bunu kim neden yapsın?"

O sırada alnına yediği okla başı masaya sertçe çarpmış, kanı masayı boyamaya başlamıştı.
Barın sahibi, adamın yediği oka baktı.
"Bu Fukiya...o burada."
(Fukiya üflemeli bir oktur.)

Sadece kısa bir süre sonra bar tamamen kana bulanmıştı. Eren, barın içerisindeki herkesi öldürmüştü. Bu akademinin yönetiminde her kim var ise herkesi öldürecekti.

Etrafına bakındığında tek bir canlı bile görmedi. Nefesini vererek, bar kısmına ilerledi ve oradaki viskilerden bir şişeyi eline alıp ağzına dikti.
Büyük bir yudumdan sonra şişeyi dudaklarından çekip ıslanan dudaklarını eliyle silip şişeyi yerde yatan adamlardan birini kafasına attı.

Barı, arka kapıdan çıkarak terk etmişti.
Daha yeni başlıyor sayılırdı.

"Sen! Evet evet, sen!"

Arkasından gelen sesle durup, başını hafifçe yana çevirdi.
"Ben mi?"

Bir kız, arkasından geliyordu.
Onu görmüş olduğunu zannetmiyordu, ancak eğer gördüyse onu da öldürmekten hiç çekinmeyecekti.

Kız ona yaklaşıp, önüne geçti ve karşısında durdu.
Bunu yapmasıyla birlikte Eren nutkunun tutulduğunu hissetti.
İlk aşkı tekrar canlanıp karşısına geçmişti sanki! Kendi gözleriyle başının vücudundan kopmasını izlemeseydi buna inanabilirdi.
Yeşil gözleri irice açılmıştı.

Kız bir süre yüzüne baktıktan sonra iç çekti.
"Üzgünüm...sadece karıştırmışım..."
Arkasını dönüp gidecekken, Eren kızın bileğini yakalamıştı.

Kız şaşkınlığını saklamadan ona tekrar dönüp baktı.

"Adın ne?"

Kız, biraz ürkmüştü.
"Seni durduran her insandan ismini mi öğreniyorsun?"

"Genelde durduramazlar." dedi Eren, kendinden emin ve soğuk bir şekilde.
"Evet...adın ne?"

"M-Maise..." diye yanıtladı kız, hafifçe kaşlarını çattı.
"Peki sen kimsin?"

Eren, kızın bileğini bıraktı.
"Senin bilmen gereken birisi değilim."

Yeni serimiz h.o

you drew stars around my scars.||Yeager.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin