SELAM GENÇLER BU BENİM İKİNCİ HİKAYEM UMARIM BEĞENİRSİNİZ...
(MULTİMEDİA HİCRAN)
İYİ OKUMALAR...
Pencerenin kenarında oturmuş kulaklıklarım kulağımda dışarıdaki insanları izliyordum, herkezde bir koşturmaca... Yağmurlu havada yürüyen insanları boş bir plağa benzettim, hep aynı şeyler sürekli tekrarlanıyor, o an hayat bana fazlasıyla anlamsız geldi... samimi'de değildi hayat benim için, insanlar bir yana, adapta olunan şeyler oldukça aptalca geliyordu, herkez herşey rutine bağlı... Aslında başka bir yönden de düşündüğümde hayat garip değildi aslında, garip olan insanlardı. Bakış açıları, gördükleri ve görmek istenilenler. Başımı eğip insanların yüzlerini inceledim, nefes aldıklarına dahi sevinmeleri gerekirken kimsenin yüzü gülmüyordu. Sanki mutsuz olmak için çabalıyordu insanlar. Düşüncelerim elimden kayıp yere düşen ve parçalanan fincanla son buldu, oysa ki çok sevdiğim salep'i özenle hazırlamıştım kendime. Sinirle söylenip fincan parçalarını toparlarken ablam hızla salona girdi
''Hicran ne oldu ?''çok geçmeden bakışlarımı parçalanan fincandan ayırıp ablam ile buluşturduğumda söylene söylene eğildiğim yerden doğruldum
''Off abla yaa kırk yılın başında canım salep çekti onuda içemeden ortalığı mahvettim ''yıllardır hala devam eden sevgi dolu gözleriyle baktı, yanaklarımı avuçlarının arasına aldığında, hayranlıkla suratını inceledi ablasının, anne olmak ona yakışıyordu...
''Üzülme, hadi üstüne sıkı birşeyeler giyinde salep içmeye gidelim'' sevinçle kollarımı ablamın boynuna doladığımda ona karşı minnet duydum, çünkü evde oldukça sıkılmıştım
''Veda'yla aras ne olacak ?''
''Enişten beş dakikaya evde olurmuş, hadi git üstüne montunu giy''
''Peki'' hızla odaya geçip siyah kalın montumu üzerime geçirdim. Cüzdanı telefonu ve anahtarlarımı da montundaki yerini alırken ablam ile evden çıkıp onun arabasına doğru yöneliyorduk
''Ablacım''
''Efendim hayatım ?''
''Benim woswos'la gidelim mi ? Hem uzun zamandır kullanmıyorum '' ondokuz yaşında olmama rağmen geçen sene ehliyetimi almış ve aşık olduğum sarı woswosu eniştem doğum günü hediyesi olarak almıştı. Erkekleri sevdiğim pek söylenemezdi, eniştem ile tanıştıktan sonra anladım ki iyi adamlarda varmış bu dünyada. Eniştem beni ablam için , ailemi kaybettiğim için, yetim kaldığım için değilde beni ben olduğum için seviyordu. Ablam, yeğenlerim ve dilay dışında hayatımda yer alan doğru dediğim nadir insanlardan biriydi eniştem... Tanrı aşkına onlardan başka kimim vardı ki zaten...
Sarı renkteki eski model ama şirinliğini hala koruyan woswosu neredeyse her hafta sonu geldiğimiz cafe'nin önüne park ettim. Ablam ile cafe'ye girdiğimizde her zaman ki masaya, cam kenarına yerleştik. Sipariş vermeye bile gerek duymamıştık. Buranın Saleplerini sevdiğimiz için geliyorduk ve bunu sevimli cafe'de çalışan yirmi'li yaşlarda ki mehmet'te biliyordu. Mehmet ile Göz göze geldiğimizde mehmet mavi gözleri ile gülümsedi ve sağ elini kaldırıp iki işareti yaptı, bunu neredeyse her hafta sonu standart olarak tekrarladığı için gülümsedim ve başımla onaylayarak yana doğru yatırıp gözlerimi kırptım. Hava bu aylarda fazlasıyla bozmuştu, soğuğun bedenimi daha fazla ele geçirmemesi için üzerimde ki siyah monta sıkıca sarıldım. Gözlerim ablam ile buluştuğunda bakışları karşı masadaydı
''Ablacım ne oldu ? Nereye bakıyorsun ?'' kafasıyla işaret ettiği yere baktığımda masada güzel bir kadının yanında ondan yaşça büyük bir adam oturuyordu. Kadın uzun boylu alımlı biriydi adamsa tam tersi kısa ve göbekliydi. Karşı masada ki çifti incelerken ablam söze girdi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
STAJYER
General FictionZifiri Karanlık Hayatıma Hoşgeldin Kız Çocuğu.... Soru İşaretleriyle Dolu Hayatıma Hoşgeldin... Sana Verebileceğim Tek Şey Karanlık Bir Hayat... Sen, Karanlıklar İçinde Kaldığım Tek Işığım... Cehennemime Hoşgeldin... Tanıtım videosu: http://m.you...